English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ R ] / Rahatsız edici

Rahatsız edici translate English

3,359 parallel translation
Kızımın dikkatini kazanan, rahatsız edici derecede kusursuz olan bu çocuk.
This obnoxiously perfect kid who walked off with my daughter's attention.
Bir dahaki sefere yatağında çoktan başka bir adamın olduğundan bahsetmen iyi bir fikir olabilir, böylece rahatsız edici durumlardan kaçınmış oluruz.
Next time it might be a nice idea to mention that you already have... a man in your bed, so we can avoid such uncomfortable situations.
Burası şimdiye kadar bulunduğum en rahatsız edici yer.
This is the most disturbing place that I have ever been.
Salaklığım yüzünden, uzun süre gözümün önündeki bariz, rahatsız edici belirtileri göz ardı ettim.
My dumb ass just ignored symptoms, obvious, glaring, dirty symptoms, for a long time.
Ve kan rahatsız edici.
And bloody irritating.
En rahatsız edici kısmı da bir biyolojik ajan bulamamış oluşumuz.
The most disturbing part of this is we did not find a biological agent.
Bunu bilmek gerçekten rahatsız edici ama her şeyi bulmuşsun.
It's really disturbing you know that, but that's your in. Well, it's all in- -
Daha da rahatsız edici olan, bunun, bilinen gerçeklere ait görüntüleri saklama çabalarından biri olmasıydı.
What's even more disturbing is that it was one in a series of efforts to withhold images of facts that were known.
Julian'ın kişisel ilişkilerinin WikiLeaks'inkilerle birleştirilme şeklini çok rahatsız edici buluyorum.
The way Julian's private affairs have been conflated with WikiLeaks, I find quite troubling.
Suçlamaların hiçbir mesneti yok. Açtıkları dava oldukca rahatsız edici.
These allegations are without basis... and their issue is deeply disturbing.
Rahatsız edici bir başlangıçtan sonra acısız oluyor. Ama korkarım ki, bir saat içerisinde ölmüş olacaksın.
It is painless, after the initial discomfort but I'm afraid you'll be dead within the hour.
Rahatsız edici konumdayım.
You're distracting me.
Çok rahatsız edici.
It's annoying.
Onların sabah akşam halimi hatırımı sormaları çok rahatsız edici olmalı.
It must be so inconvenient, them asking after me day and night.
Karan zaman zaman gerçekten de rahatsız edici olabiliyor.
Karan can be really irritating at times
Sesin çok rahatsız edici!
Your voice is so annoying!
Onlara göre rahatsız edici bir yaşam süren bu zavallı kadını mahvetmeye pek hevesliler. İşledikleri suçu hatırlatan can sıkıcı hayaleti.
They are eager to turn this poor woman who'd be for them a living accusation an annoying phantom of their crime.
Rahatsız edici.
It's haunting.
Gerçekten rahatsız edici.
Really disturbing.
Aslına bakarsan bu kadar fazla mutluluğu rahatsız edici bulmaya başlamıştım.
I was actually beginning to find this much happiness fucking disturbing.
Yabancı birinin ilk ismimle hitap etmesi çok rahatsız edici.
It is so discomfiting to hear a perfect stranger use my first name.
Tam da tematik parklarda çalınan türden rahatsız edici bir şarkı diyebilirim.
Just the sort of annoying tune you'd have playing in your themed park, I daresay.
Bu rahatsız edici.
It's too noisy.
Bu adamların kışkırtıcı ve rahatsız edici olabildiklerini biliyorum.
I know those guys can be intense and irritating.
Rahatsız edici.
Troubling.
Üzgünüm ama sen orada dikilince çok rahatsız edici oluyor.
I'm sorry, but it's very uncomfortable you just standing there.
Bu çok rahatsız edici.
This is disturbing.
Garip ve rahatsız edici rüyalar görüyorum.
I've had strange and disturbing dreams.
Benim için oldukça rahatsız edici bir kelime.
It's a very dirty word to me.
Böyle rahatsız edici kullanımları sadece olay esnasında kullanmayı severim.
You know, I like to keep the disturbing euphemisms to the heat of the moment.
Çok rahatsız edici.
I got uncomfortable.
Bu, inanılmaz rahatsız edici, kaburgalarımı sıkan, seksi sutyende... Abartmıyorum, bu sutyen ciddi anlamda seksi.
This incredibly uncomfortable, stick-in-my-ribs, sexy bra - and I'm not being up myself.
Ne kadar rahatsız edici olduğunun farkında mısın?
Do you know how annoying you are?
Bazı eserleri rahatsız edici seviyede böylece akşamın sonu sarhoşluğa ve şiddete mahkum.
He's something of an enfant terrible, so the evening is bound to end in drunkenness and violence.
O rahatsız edici çingene.
Gypsy creep.
Kız arkadaşım beni uyandırdı, ve ben düşündüm ki belki komşum o gürültülü, rahatsız edici, uğultulu çim biçme makinesi ile birlikte.
My girl, she wakes me up, and I'm thinking maybe it's, like, my neighbor with the lawn mower, and it's this loud, annoying, buzzing sound.
Eğer dış görünümünüzde rahatsız edici bir şey olsaydı sonuç farklı olabilirdi.
It would be different - if there was something disturbing in your appearance.
Ama uygunsuz ve rahatsız edici olmayacağım.
But I'm not being inappropriate or harassing.
Sanırım biraz rahatsız edici bir durum değil mi?
Isn't it a pretty uncomfortable situation? I think so too.
Emin olun, böylesine rahatsız edici bir şeye fazla müdahale edilmedi zaten.
I assure you, for something so disturbing, it is quite undisturbed.
Onu hiç sarhoş görmedim ama gürültücü ve biraz da rahatsız edici olabiliyor. İtici olabiliyor.
I've never seen him drunk personally, but he's loud, and he can be annoying, obnoxious.
Çok rahatsız edici bir iddia var.
There's a very disturbing allegation.
Sorun, çocuğun gözlerinin içine her baktığımda nasıl biri olduğumun anlaşıldığına dair rahatsız edici bir hisse kapılıyor olmamdı.
It was just that each time I looked into the child's eyes, I had this unsettling feeling of having been found out.
İçimde rahatsız edici bir his var amca.
I have an uneasy feeling, Uncle.
Tanrım bu ayakkabılar çok rahatsız edici.
Man, these things are uncomfortable.
Sizin mutluluğunuz biraz rahatsız edici.
Your happiness is somewhat disconcerting.
Sessizliğin ne kadar rahatsız edici olduğunu unutmuşum.
I'd forgotten how unsettling quiet actually is.
Rahatsız edici davranışlarınızdan ötürü size ceza yazabilirim.
I could give you a ticket for disorderly conduct.
Çok rahatsız edici bir şekilde bilgelik yapıyorsun.
You have a very annoying way of being... quite simply profound.
Belki biraz rahatsız edici olabilir.
Maybe that's a bit uncomfortable.
- Bu çok rahatsız edici.
- Yeah.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]