Rahatsız olmayın translate English
197 parallel translation
"Rahatsız olmayın, bayanlar ve baylar, " ben memnuniyetle Kontese eşlik ederim! "
"Do not be disturbed, ladies and gentlemen, I will be happy to keep the Countess company!"
Lütfen rahatsız olmayın. Oturun lütfen.
please don't disturb yourselves and sit down
Hiç rahatsız olmayın!
Oh, don't bother!
Yok yok kumandan, rahatsız olmayın.
No, no, commander, don't be silly.
Rahatsız olmayın.
Don't bother.
Rahatsız olmayın.
That's all right.
Lütfen rahatsız olmayın.
Please don't. I mustn't stay.
Rahatsız olmayın, mösyö.
Don't trouble, monsieur.
Ben bulurum, rahatsız olmayın.
I'll find it. Don't bother.
Lütfen rahatsız olmayın.
Please don't get up.
Rahatsız olmayın.
You needn't bother.
Rahatsız olmayın.
Please don't bother.
Ben varım diye rahatsız olmayın.
Don't let my humble presence stop you.
Hayır, hayır, rahatsız olmayın.
No, no, please don't bother.
- Oh, rahatsız olmayın.
- It's no bother. It's all ready.
Rahatsız olmayın.
Goodbye.
Lütfen rahatsız olmayın.
Please don't bother.
Fikre bakın, güzel bir fincan çaya ne dersiniz, rahatsız olmayın.
Say, that's an idea, miss. How's about a nice little cup of tea?
Hayır, lütfen rahatsız olmayın.
Oh, no, please sit still.
Rahatsız olmayın. Kalkmayın lütfen.
I'm so sorry!
Rahatsız olmayın bay Edwards.
Don't get up, Mr Edwards
Lütfen, rahatsız olmayın.
Please, you needn't bother.
Şimdi, canlarım, rahatsız olmayın.
Now, my dears, you mustn't mind me.
- Siz rahatsız olmayın bayım.
Don't let me interrupt you, mister.
Rahatsız olmayın, onu ben götüreceğim.
Supposing I save you the trouble and take him back myself?
Geçirmek için rahatsız olmayın.
Don't bother showing me to the door.
Lütfen rahatsız olmayın, Bay Rossi.
Please, don't feel uncomfortable, Mr. Rossi.
Rahatsız olmayın, cevap vermek istemiyorsanız, vermeyin.
Don't be offended, don't answer if you don't want it.
Uğurlamak için rahatsız olmayın.
Don't bother to see me out.
- Benden rahatsız olmayın?
- Am I bothering?
Lütfen, benim için rahatsız olmayın.
Oh please, don't let me interrupt.
Rahatsız olmayın. Çıkışı biliyorum.
Don't bother. I know my way out.
- Lütfen hiç rahatsız olmayın.
- Please don't go to any bother.
Siz hiç rahatsız olmayın.
- True. I'll come by again later.
O zaman rahatsız olmayın.
Don't bother then.
Rahatsız olmayın.
Don't worry.
- Lütfen rahatsız olmayın.
- No, no. Don't let me disturb you.
Bu yüzden lütfen rahatsız olmayın.
So please don't let it bother you.
Lütfen beyler, rahatsız olmayın.
Please, gentlemen, don't stand up.
- Lütfen bizim için rahatsız olmayın.
- Continue with the wedding.
- Rahatsız olmayın, lütfen.
- Don't worry at all, please.
Hayır, hayır. Siz hiç rahatsız olmayın. Biz gidelim.
Don't trouble yourself.
Rahatsız olmayın.
Do sit down.
Hiç rahatsız olmayın lütfen.
Just go on and do whatever you're doing.
Siz rahatsız olmayın.
Don't bother!
Benden rahatsız olmayın.
Don't let me disturb you.
Raymond'un bir kırmızı hoşgeldin halısıyla burada olmayışından rahatsızsın.
You're annoyed Raymond isn't here to spread a welcome carpet.
Rahatsız olmayın lütfen.
- Fanny.
- Evet, rahatsız olmayın.
- Yes.
Rica ederim, rahatsız olmayın.
Oh, don't bother, please.
ama adamadan ses seda yok çok kötümser olmayın ses çıkmaması, illada kötü birşeyler olduğu anlamına gelmez belki de kendisi hallediyordur sizi rahatsız etmek istmiyordur gene de haber vermesi gerekir!
I should have gone myself Don't worry about it! Ting Erh-ma'll inform us if anything happened
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahat dur 117
rahatsız etmek istemedim 25
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahat dur 117
rahatsız etmek istemedim 25