English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ S ] / Sana bir şey diyeceğim

Sana bir şey diyeceğim translate English

193 parallel translation
- Tom sana bir şey diyeceğim.
- Tom, I have something to tell you.
Sana bir şey diyeceğim Paul.
I'm going to appeal to you, Paul.
Sana bir şey diyeceğim.
I'll tell you what.
Sana bir şey diyeceğim, Lee görevin barı ve oteli gözetlemek.
- Tell you what, Lee. You keep an eye on the saloon and that young fella in the hotel.
- Eğer bir dakika sessiz olursan sana bir şey diyeceğim.
If you'll just quiet down a minute... I'll tell ya somethin'.
Sana bir şey diyeceğim.
I'd like to talk to you.
Jack, sana bir şey diyeceğim.
Jack, I'm gonna tell you something.
- Bahar sözümden alınmazsan sana bir şey diyeceğim.
Don't be offended, but I have to talk to you.
Sana bir şey diyeceğim evlat.
I tell you what, son.
Peki, sana bir şey diyeceğim.
Well. now. I'll tell you something.
Jimmy, sana bir şey diyeceğim.
Jimmy, I'll tell you something.
Sana bir şey diyeceğim, Jack.
I'll tell you something, Jack.
Sana bir şey diyeceğim.
Well, I'll tell you something.
- Sana bir şey diyeceğim.
- I want to tell you something.
Sana bir şey diyeceğim J.D.
I'll say one thing for you, J.D.
Sana bir şey diyeceğim.
I've something to tell you
Fred, sana bir şey diyeceğim, bu sene koleksiyonumuz harika.
Hey, Fred, I gotta tell you. We have a terrific line this year.
Şimdi sana bir şey diyeceğim.
Now I'm gonna tell you something.
Sana bir şey diyeceğim, Drusus.
I'll tell you something, Drusus.
Sana bir şey diyeceğim.
I'll tell you something.
İkimizden biri olacak ve sana bir şey diyeceğim bak :
It's gotta be one of the two of us, and I'll tell you one thing.
Bak sana bir şey diyeceğim. Eğer erkeğini hoş tutsaydın, başka yere gitmek zorunda kalmazdı.
Well, let me tell you something, if you was keeping your man satisfied, he wouldn't have to go nowhere else.
Sana bir şey diyeceğim. Ben adeta bir Amerikan halk kahramanıyım.
Let me tell you something.
Şimdi duydun.Sana bir şey diyeceğim.
Well, now you have. I'll tell you something.
Sana bir şey diyeceğim, dostum.
Well, I wanna tell you something, pal.
Baba, sana bir şey diyeceğim.
Dad, let me tell you something.
Çavuş Lassard, sana bir şey diyeceğim.
Well, let me tell you something, Sergeant Lassard.
Sana bir şey diyeceğim.
I'll tell you one thing.
Peki, sana bir şey diyeceğim...
Well, I tell you one thing...
Ayrıca sana bir şey diyeceğim.
Also I'll tell one thing.
Sana bir şey diyeceğim.
I wanna tell you something.
Moreau, sana bir şey diyeceğim.
Moreau, I'm gonna tell you something.
- Sana bir şey diyeceğim.
- I got something to tell you. - Fax it.
Sana bir şey diyeceğim.
I want to tell you something.
Geri çekiliyorum ama sana bir şey diyeceğim.
I know, I gonna back off but I gotta tell you something.
Sana bir şey diyeceğim Roberto.
Let me tell you something, Roberto.
Bak sana bir şey diyeceğim yakışıklı.
Let me tell you something, handsome.
- Dinle pis sürtük... sana bir şey diyeceğim.
- Listen, you fucking cunt... let me tell you something.
Sana bir şey diyeceğim.
I got to tell you something.
Çünkü sana bir şey diyeceğim.
Because I'll tell you something.
Sana bir şey diyeceğim.
You know, let me tell you something.
Şimdiyse sana, daha önce hiçbir kadına söylemediğim bir şey diyeceğim.
I'm gonna to tell you something I've never told a woman before.
Derhâl yola çıkacağım ama sana bir şey diyeceğim Tommy ile konuşur musun?
Did you really send that telegram to Mum?
Böyle bir şey olmadan sana hoşça kal diyeceğim.
So before I do I'm going to say goodbye.
Rocco sana önemli bir şey diyeceğim.
Rocco! I've got something important going on.
Bir şey diyeceğim sana. Gelsene.
I'd like a word with you.
Ama onun yaptıklarıyla kıyaslandığında benim sana diyeceğim saatte 160 la bir aracın tavanına konmak, bir su yatağına konmakla aynı şey.
But, baby, let me tell you somethin'. Compared to those, landing'on the roof of a car at 100 miles an hour, that's like landing'in a water bed.
Sana diyeceğim şu ki ; şu an orta yol diye bir şey yok!
Well, this time there isn't any middle.
Sana benimle ilgili öyle tuhaf bir şey diyeceğim ki, inanmayacaksın.
I'll tell you something about me tha  s so weird, you won't even believe it.
Sana bir şey diyeceğim, nasıl uğraşacağın umurumda değil, ama biliyorsun ki son postada % 25 zarar ettik.
Jesus Christ, man. I don't- - I'm gonna tell you somethin'-
Sana bir şey daha diyeceğim.
I will. And you know something?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]