Sana bir şey söyleyeyim translate English
2,016 parallel translation
Ben de sana bir şey söyleyeyim.
Oh. I gotta tell you something.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Shall I tell you something?
Sana bir şey söyleyeyim.
Let me tell you something.
O günlerde güvelik polisi olarak çalışıyor olsaydım... tüm çayları attıkları günlerde, pekala, limanda Sana bir şey söyleyeyim. - Ben iyiyim.
I tell you something, if I was working in law enforcement back in the day when they threw all that tea in the harbour...
Sana bir şey söyleyeyim, kahrolası bir pisliğe benziyorsun.
I got to tell you something, you look like a fucking asshole.
Sana bir şey söyleyeyim. - Şakaydı.
- Yeah, I'm 17.
Sana bir şey söyleyeyim.
Um, you know what?
Sana bir şey söyleyeyim, evlat.
Let me tell you something, son.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Hey, you know something?
- Sana bir şey söyleyeyim...
- Let me tell you...
Bak sana bir şey söyleyeyim.
Let me tell you something.
Sana bir şey söyleyeyim genç bayan.
Let me tell you something, young lady.
Sana bir şey söyleyeyim.
Let me say something.
Bobby, sana bir şey söyleyeyim.
Bobby, let me tell you something.
Sana bir şey söyleyeyim, üzüntü kaçınılmazdır.
Let me tell you one thing, sorrow is inevitable.
Sana bir şey söyleyeyim mi Rita.
Let me tell you something, Aunt Rita.
Ama sana bir şey söyleyeyim.
But I gotta tell ya something.
Sana bir şey söyleyeyim, Chris.
Let me tell you something, Chris.
- Dur sana bir şey söyleyeyim.
- Well, let me tell you something.
Ama sana bir şey söyleyeyim.
I'll tell you something, though.
- Sana bir şey söyleyeyim mi?
- Can I tell you something? - What?
Sana bir şey söyleyeyim, Anj.
I'll tell you something, Anj.
Sana bir şey söyleyeyim.
I'll tell you something.
Ama bak ben sana bir şey söyleyeyim mi ben bu Kazak çocuğu devirdim ya herkesi yenermişim gibi geliyor bana.
I feel like I can beat anyone since I defeated the Kazakh boy.
Bak sana bir şey söyleyeyim mi bir kere kazandın mı sonra daha kolay kazanırsın.
But I'll tell you something, once you win, it gets easier to win the next time.
Sana bir şey söyleyeyim.
But let me tell you something.
Sana bir şey söyleyeyim. Bu pislikler bizim düşmanımız.
Let me tell you something, these pigs are our enemies.
Sana bir şey söyleyeyim.
I'll tell you one thing.
Karşılığında öleceğimi biliyorsam, neden sana bir şey söyleyeyim ki?
Why should I tell you anything, knowing death is my reward?
Sana bir şey söyleyeyim.
But I'll tell you something.
Sevimli etkileyici, ama sana bir şey söyleyeyim şu ana uygun olduğunu pek sanmıyorum.
It's-it's cute, it's uh... charming, but I've got to tell you, I don't think it fits right now.
Sana bir şey söyleyeyim mi koca oğlan, kızım ve ben birbirimizi anlıyoruz, aramızda sözsüz bir bağ var ve...
Let me tell you something, big boy. My daughter and I have an understanding. An unspoken bond that...
- Sana bir şey söyleyeyim mi? - Devam et.
I'll tell you something else.
- Sana bir şey söyleyeyim, evlat.
Hey, let me tell you something, son.
Sana bir şey söyleyeyim.
Can I tell you something?
Sana bir şey söyleyeyim.
Thanks. Let me tell you something.
Ama sana bir şey söyleyeyim. Bu kayıp genç kızları Monte Gold'un pençesinden ve cinsel çekimden caydırmak için aşamayacağımız yol yoktur.
There is no distance too great to dissuade these lost young women from the grips of Monte Gold's carnal temptation.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Let me tell you something, all right?
Sana bir şey söyleyeyim mi, kardeşim? Bugün sona ermeden, hesaplarını verecekler.
I'll tell you something, brother, before this day is over, they'll all pay.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
You know what? I am.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
You know something?
Sana bir şey söyleyecektim, şimdi söyleyeyim.
All right, well... there's something I need to say to you, so just let me say it.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
What to know something?
Sana kimin bir şey yapmadığını söyleyeyim :
I'll tell you who has not done anything.
Sana bir şey söyleyeyim mi?
You know what?
Sana kesin olan bir şey söyleyeyim.
I'll tell you one thing that's for certain.
Sana vergisi 5 milyon dolar olan bir şey söyleyeyim mi?
Wanna know what taxes are on five million dollars?
Hey, sana makyajın kapatamayacağı bir şey söyleyeyim.
Hey, there's something new to makeover.
Sana söyleyeyim, öyle bir şey olmayacak.
I assure you that it will not happen.
Sana Mitch'le ilgili bir şey söyleyeyim :
Yeah, and let me tell you something about Mitch.
Sana beyaz yalanların derecesi üzerine bir şey söyleyeyim.
Boy, I gotta tell you. On the scale of white lies... that's got to be about the whitest.
sana bir şey söyleyeyim mi 76
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana birşey sorabilir miyim 28
sana bir şey göstereceğim 128
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana bir şey vereceğim 40
sana bir soru sorabilir miyim 71
sana bir şey söyleyeceğim 168
sana birşey soracağım 16
sana bir şey göstermek istiyorum 135