Seninki translate English
7,012 parallel translation
Seninki değil ama burada gerilen tek kişisin.
And yours isn't, but you're the only one freaking out.
Onun ihtiyaci olan baska, ayni zamanda seninki baska.
She needs what she needs, but you need what you need, too.
- Belki de seninki yanlış adrese gönderilmiştir.
- Maybe yours were sent to the wrong address.
"Seninki gibi."
"As does yours" "
- Ya seninki bacım?
How about you, sis, you got anything?
- Ama seninki şeker oldu.
But yours is cute.
Yöneten kişinin kimliği gizli. Ama yazma üslûpu seninki gibi.
The guy who runs it is anonymous, but the way he writes sort of sounds like you.
Yani seninki Charlie Watts gibi ve diğer V8, benimki daha çok Keith Moon gibi.
Mine just goes... So, yours is like Charlie Watts, and the other V8, mine, is more Keith Moon. There's a bit more going on.
Bu yüzden geleneksel V8'ler seninki de biraz böyle. Onlar mırıldanır ama benimki homurdanıyor.
That's why traditional V8s - i.e., the American style V8, which is sort of what yours is, they burble, but mine snarls.
- Evet, çünkü seninki bozuldu.
Now... ~ Cos it's yours.
Bu seninki.
That's yours.
- Onların hayatına karşılık seninki.
Your life for theirs.
Seninki gibi bir güce sahip olursam, onları durdurabilir halkımı ve ailemi kurtarabilirim.
With power like yours, I could stop them, save my people, save my family.
Bu seninki.
This one is yours.
Eğer benim zamanım dolarsa, seninki de dolar.
If my time is up, so is yours.
Buradan git yoksa duyacağın son çığlık seninki olur.
Get out of here or the last scream you hear will be your own.
Ve seninki?
And yours?
- Umarım seninki kadar iyi olmuştur.
- I hope I did as good as you.
Seninki bu mu?
That was you?
Onun hayatı seninki kadar kolay olmadı.
It's never been as easy for him as it has for you.
Keşke Audrey'nin de Rusty'yle seninki gibi sağlam bir evliliği olsaydı.
I just wish Audrey had found a more solid marriage like you and Rusty.
Benimki gibi ailelerin seninki gibi kurduğu binlerce gezegen var ve hepsi de daha uzun ömür talebini karşılamak için.
There are thousands of planets like yours set up by families like mine to supply an ever increasing demand for more time.
Ya seninki?
How about you?
Seninki gibi işlerin paradoksu neredeyse her şeyin, öyle ya da böyle bir gün sana kaynak sağlayabilecek olmasıdır.
The paradox with your kind of work is that... Nearly everything, in one way or another can one day become a resource.
- Seninki?
- Yours?
- Niye ki? Herkesin hayatı seninki gibi güllük gülistanlık değil çünkü.
'Cause not everybody has a lily-white life like you do.
- Seninki mi!
- Your date!
Manyak bir koçtun sen. Ve biliyorsun, o dövüşü seninki kazandı.
You're one hell of a coach, you know, and, uh... man, he won that fight.
Seninki?
What's yours?
Benim malzeme de eğlenceli ama seninki tam bi afet
My butt's funny, too, but your butt is really serious.
Seninki bir saatlik dram oyunu gibi
Your butt is like an hour-long drama.
Seninki The Wire kadar ciddi
Your butt's as serious as The Wire.
- Ya seninki?
- Your name?
Seninki ile kur yaparken, boşanma hikayesine girme.
When you're flirting with Mr. Man, don't weave your divorce tale.
Seninki turuncu.
Yours is orange.
Seninki bu yüzden mi öldü?
Is that how yours died?
Kusuruma bakma, seninki kadar iyi değil benim moroncam, ama deneyeceğim.
Sorry I don't speak moron as well as you, but let me try.
- Seninki ne?
What? yours?
Ya seninki?
Where'd you get yours?
Peki ya seninki tatlım?
- Duh! What about you, sweetheart?
Ben insanların enerjilerini okurum ve seninki saf ve şirin sevecen ve şefkatli.
I read energy in my work, and yours is... pure and sweet... and loving and nurturing.
Bir kez olsun bana nasıl olduğumu sorsaydın hayatımın en az seninki kadar berbat olduğunu bilirdin.
If you ever just asked me once, how I am, you'd know that my life is just as screwed up as your life.
Seninki de ne etikmiş ama.
Well, so much for your tee-am.
Seninki gibi bir beyinle David, daha fazlasına ihtiyacın yok.
With a brain like yours, David, you don't need much else.
Seninki benimkinden biraz daha sabıkalı, öyle değil mi?
Well, yours is a bit more hot than mine, wouldn't you say?
Ölümün tanıdık bir yüzle geleceğini hep biliyordum ama seninki aklıma gelmemişti.
I always knew death would wear a familiar face, but not yours.
Kızımında seninki gibi ayakkabıları var.
My daughter's got shoes like those, they're cool.
Benim de seninki gibi bir patronum var.
I got a boss just like you got a boss.
Seninki ne?
What about yours?
Seninki gibi bir üniformam olmamasında bir sakınca var mı?
Is it all right that I don't have a uniform like you do?
Seninki ne?
What's yours?
seninkiler 17
seninki ne 86
seninki de 22
seninki nerede 23
seninki gibi 17
seninki nasıl 21
seninki mi 24
seninki değil 19
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
seninki ne 86
seninki de 22
seninki nerede 23
seninki gibi 17
seninki nasıl 21
seninki mi 24
seninki değil 19
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
seninleyim 95