Yalnız yaşıyorum translate English
238 parallel translation
Bana hep yalnız yaşıyorum diyor.
- All the time that's what she tell me.
Bakın, bir konserve açacağıyla yalnız yaşıyorum.
Look how I'm living by myself with a can opener.
Evet, yalnız yaşıyorum.
Yes, I live alone.
Yalnız yaşıyorum ve çok idareliyimdir.
I live alone, and Im pretty frugal.
- Evet, yalnız yaşıyorum.
- Yes, I live here alone.
Yalnız yaşıyorum.
I live alone.
Ben yalnız yaşıyorum.
I live single.
Hayır, yalnız yaşıyorum.
I live alone.
Şehrin dışında bir evde yalnız yaşıyorum.
I live out of town in a house on its own.
- Hayır, yalnız yaşıyorum.
No, I live by myself.
Orada yalnız yaşıyorum.
I live alone there.
Bu dairede yalnız yaşıyorum...
I live alone here in this apartment...
Ben de yalnız yaşıyorum.
I Iive alone, too.
Kızımla beraber, yalnız yaşıyorum. Öyle de yaşayacağım.
I live alone with my daughter, I always will
"Hangi kız, ben yalnız yaşıyorum?"
"What girl? I am alone."
"Ben son 30 yıldır burada yalnız yaşıyorum."
I've lived here alone for the last 30 years. "
Bu yüzden yalnız yaşıyorum.
Typical. That's why I live alone.
Evet.yalnız yaşıyorum.
Yes, I do. I live alone.
Otuz dört yaşındayım ve Paris dışında, Neuilly'de yalnız yaşıyorum.
I'm thirty-four and I live alone in Neuilly, on the outskirts of Paris.
Ve altı yıldır yalnız yaşıyorum.
And for six years I've been living alone.
- Ben de yalnız yaşıyorum.
- Nothing to tell, I lead a lonely life.
Yalnız yaşıyorum. Ayrıca size borçluyum.
I'm alone, and I owe you both so much.
Artık yalnız yaşıyorum.
I live alone.
Bu yüzden yalnız yaşıyorum.
That's why I live alone.
Şimdi yalnız yaşıyorum.
Now I live alone.
17 yıldır ilk defa yalnız yaşıyorum.
I'm living alone for the first time in 1 7 years.
Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum demek.
It means that sometimes I live alone and sometimes I don't live alone.
Söylemedin. Bazen yalnız yaşıyorum, bazen yalnız yaşamıyorum dedin.
No, you said sometimes you live alone and sometimes you don't live alone.
Oğlumla yalnız yaşıyorum.
I live alone with my son.
Yalnız yaşıyorum şekerim.
I live here alone, honey.
Ben yalnız yaşıyorum, git yoksa polis çağırırım.
I'll call the police!
Ben yalnız yaşıyorum.
I live alone.
Artık yalnız yaşıyorum.
I live alone now.
Kocam öldüğünden beri burada yalnız yaşıyorum.
I've been out here on my own ever since my husband died.
Yalnız yaşıyorum.
I live by myself.
Ama bildiğiniz gibi, yalnız çalışıyor, yalnız yaşıyorum.
But, as you know, I work alone... and live alone.
Hayır. Yalnız yaşıyorum.
No, no, I've been living alone a long time now.
Yalnız yaşıyorum, ve sıkıldım.
I live alone, and I'm bored.
Ben de yalnız yaşıyorum.
I live alone too.
Yalnız yaşıyorum ve birinin evime girip bana trakeotomi yapacağına dair nükseden bir kabusum var.
I live alone and I have a recurrent nightmare that someone gets into my house and gives me a tracheotomy.
- Yalnız yaşıyorum.
- I live alone.
Yalnız yaşıyorum...
I live alone, so...
- Ben yalnız yaşıyorum.
- I live by myself.
Burada yalnız yaşıyorum.
I-I live here alone. Well, bravo.
Şu anda yalnız yaşıyorum.
I live alone right now.
Bugün iki bebekle yalnız yaşıyorum.
Now I'm living alone with two babies.
Aslında yalnız yaşıyorum sayılır.
It's practically like living alone.
Korkularından tuvalete yalnız gidemeyen bir sürü kadınla yaşıyorum ben.
I've got a house full of women who are afraid to go to the toilet alone.
Yalnız yaşıyorum.
I Iive alone.
5 yıldır burada yaşıyorum, yalnız.
I've been living here alone for over five years.
Beni yalnız bırakalı 4 dakika oldu, çok korkuçtu ama hala yaşıyorum.
It was scary for the four minutes I was alone, but I survived.
yaşıyorum 130
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnızdım 64
yalnızsın 42
yalnız mısınız 41
yalnızız 36
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnızdım 64
yalnızsın 42
yalnız mısınız 41
yalnızız 36