Çok gençtim translate English
269 parallel translation
Çok gençtim.
I were too young.
Evet, çok gençtim. Benzerlik oradandır.
I was very young.
Çok gençtim.
I was very young then.
Çok gençtim.
I was so young.
O kürsüye çıktığımda, çok gençtim.
I was very young in that pulpit.
Çok ama çok gençtim.
And I was very, very young.
O zamanlar çok gençtim.
Forget my childhood.
Hayat hakkında hiçbir şey bilmiyordum, çok gençtim.
I didn't know anything about life, I was very young.
Yalnızca çok gençtim, Marnie.
It was just that I was so young, Marnie.
Ama çok gençtim.
But I was much younger.
- Biliyorsun, annem öldüğünde ben daha çok gençtim.
- I was very young when mummy died.
Evlendiğimde çok gençtim.
I was too young when I got married.
Onunla evlendiğimde, daha çok gençtim.
When I married him, I was young.
Venedik'te, çok gençtim, 18 yaşında, müzik, delilik noktasına kadar.
In Venice, already, very young, 18 years old, music, to the point of madness.
- Hadii, çok gençtim.
I was younger.
Qing Qing, o zamanlar çok gençtim... ve ailem çok zalimdi onları sevmiyordum!
Qing Qing, I was young at that time... and my family is devious I don't like them
Richard ile evlendiğimde çok gençtim.
I was very young when I married Richard.
Ve çok gençtim. Babamın müritlerinden... biri ile evlenmiştim.
When I was very young, I was married to a disciple of my father.
Ve ben çok gençtim, Oynuyorum oynamamalıydım, bilirsin, eminim- - Ne yaptığımı biliyordum, fakat kabloyu tutup tutmayacağımı bilmiyordum, onu tuttuğumda nolup ne gideceğini bilmiyordum, sadece çok acı çektiğimi biliyorum.
And I was young, I was playing and I wasn't, you know, too sure- - l knew what I was doing, but I just didn't know should I grab the wire or not, I don't know if I grabbed it or not, but I know I just, you know, got hurt.
Seni doğurduğumda çok gençtim. Ve evli değildim.
I had you when I was very young out of wedlock.
Ben asla bir şey görmedim. Belki çok gençtim..
I never saw anything Maybe I was too young
Rol için çok gençtim.
I am too young for the part.
Ben çok gençtim..
I was so young.
Ama çok gençtim.
But I was so young.
- Hamile kaldım ve de çok gençtim.
I got pregnant, and I was so young.
Sen doğduğunda, Shelly.Ben çok gençtim.
No, I was too young when I had you, Shelly.
- Çok gençtim.
- Hmm, I was too young.
Hayır, ben çok gençtim.
No, I was too young.
- Ford ya da Agnew'a hizmet için çok gençtim.
- I was too young to serve Ford or Agnew.
Araba kullanmak için çok gençtim, dedim.
I said I was too young to drive.
Kimyaya karşı özel bir yeteneğim olduğunu farkettiğimde henüz çok gençtim.
I was very young when I realized I had a gift for chemistry.
O zamanlar daha çok gençtim.
I was barely a pouchling at the time.
Çok gençtim ve iş bulamıyordum.
I was young and I just wanted a job.
Evlendiğimde çok gençtim.
I was very young when I got married.
Ama çok gençtim ve beni çok yaralamisti.
But I was so young, and it hurt so much.
O zamanlar çok gençtim
I was very young then
Annenle evlendiğim zaman gençtim, çok gençtim.
I was young when I married your mother.
- Ben çok gençtim ama onu hatırlıyorum.
- I was young. But I remember her.
Çok gençtim o zamanlar
I was just a little sprout here.
Ona göre, yaptığımız şeyde bir yanlışlık olduğunu düşünmek için çok gençtim.
She... I was too young to think there was anything wrong with it.
Ve ben gençtim, çok genç
And I was young, so young
Çok gençtim o zaman.
When I was quite young.
Hem de çok. Elbette, gençtim ve kuvvetliydim, ve ben de çok iş vardı.
Sure, because I was young and strong, and there was lots of work in me.
O sırada, gençtim ve bana çok ürkütücü gelen isimler, Maude Adams,
Then, even I was young and the names that were so awesome to me, Maude Adams,
Gençtim, kadınlar beni arzuluyordu, ve zaman zaman onlardan birini çok mutlu edebildim.
I was young, women desired me, and from time to time I was able made one of them very happy.
Çok gençtim.
I was very young.
Çok gençtim.
Too young.
... senden çok daha gençtim, ama senin iki katındım.
- Come on. ... much younger than yourself, but twice as big.
Çok gençtim...
I was so young...
O zamanlar çok gençtim.
You know that.
İlk CIA başladığımda Çok hırslı bir gençtim.
When I first started at the CIA I had so much ambition.
gençtim 27
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel olurdu 19
çok güzel bir şey 32
çok güzel olur 30
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel kokuyor 49
çok güzel olacak 59
çok güzel olurdu 19