Çok geçmeden translate English
1,329 parallel translation
Şiirin anlamı çok geçmeden açıklanacaktı.
The meaning of the poem would soon be explained.
Bomba, çok geçmeden Sovyetlerin eline geçecekti.
Soon after, the bomb would be in the Soviets'hands.
Çok geçmeden, Lee'nin sanatı dillere düşer ve Amerika'nın en iyi dövüş sanatçılarının yanı sıra, aralarında Steve McQueen, James Coburn ve Kareem Abdul-Jabbar'ın da bulunduğu Güney Kaliforniya'daki pek çok aktör ve sporcunun ilgisini çekmeye başlar.
Before long, word is out concerning Lee's art and he begins to attract the attention of America's top martial artists as well as many prestigious Southern California actors and athletes Steve McQueen, James Coburn and Kareem Abdul-Jabbar among them.
Yeterli değil çok geçmeden.
Not soon enough.
Çok geçmeden bir şeyler yapmam gerekirdi ama artık sonunda buna bir son vereceğim.
I should've done something sooner, but now I'm finally going to put an end to it.
Çok geçmeden Miles, midyeyi öldürmeye karar verdi.
Before long, Miles began to contemplate killing the clam.
Çok geçmeden, bir ağaca tırmanmış senin adını haykırıyordu.
Before long, he'd climbed up a tree and began shouting your name.
Hoş çok geçmeden, bütün mürettebata yetecek hava kalmayacaktı, böylecene kura çekmeye başladılar.
Pretty soon, there wasn't enough air left to sustain the entire crew, so they began to draw lots.
Çok geçmeden, koca oğlan döndü ve dişi ya çekilecek ya da kavga edecek.
Too soon, though, the big guy is back... and she must pull out or fight.
Çok geçmeden kendimi yukarıda, baygın Arjantinlinin yerinde buldum.
Soon I was upstairs, standing in for the unconscious Argentinean.
Çok güzeller, çok geçmeden farkedersin.
They're lovely, you'll soon spot them.
Çok geçmeden yanıt verirler.
They'll respond very soon.
Mahkumların başarılı firarından sonra karışıklık kampın içine yayıldı, ama çok geçmeden bastırıldı.
After the successful escape of the prisoners, turmoil spread through the camp, but was soon quelled.
Konsey, çok geçmeden bir hata olmadığına karar verdi.
The Covenant soon determined there could be no mistake.
Ama hava çok karanlık olduğu için çok geçmeden kaybolurlar.
It was so dark out that they were both soon lost.
Yarım Diş çok geçmeden, eskiden onun olan bölge yakınlarında amaçsızca geziniyor.
Half-Tooth is soon spotted nearby, roaming on the fringes of a territory that used to be his own.
Çok geçmeden yavrular, sudan uzak durmayı öğrenirler ve balinalar daha az başarılı olurlar.
Before long the pups learn to stay well clear of the water and the whales become less and less successful
Çekilen sular bir ziyafet sağlayabilir, ama çok geçmeden geri gelir.
The flowing tide may provide a feast for the whales, but before long it will turn
Vakit çok geçmeden, Olmalı ne olacaksa
# # If you can't catch a wave # # Then you'll never gonna ride it
Çok geçmeden, diğerleri de kayboldu.
Soon, others did, too.
Çok geçmeden dönüp sana iyi bir hayat sağlamam için yalvaracaksın.
Soon you'll be back, begging me for a decent life. Maybe you're right.
Çok geçmeden orda oluruz.
We'll be there soon enough.
Çok geçmeden bir baltayla Paul'un arabasını mahvetti.
Not long after she smashed up Paul's Volvo with an axe.
Ama çok geçmeden yalnız olmadığımızı anladık.
But we soon discovered we weren't alone.
- Çok geçmeden gelişmeleri bildir.
- I want an update soon.
Joker, birkaç saat sonra polisin elinden kaçtı çok geçmeden Helena'nın annesini öldürmesi için birini yolladı benim için de kendisi geldi.
The Joker got away from the police, only for a few hours just long enough to send a man to kill Helena's mother and to come for me himself.
- Çok geçmeden beni çağıracağınızı biliyordum.
- I figured I'd be hearing from you soon.
Çok geçmeden, azimli çalışması sayesinde rütbeleri yükseldi ve H.M.S. Clement'in başmühendisi oldu.
Wasn't long before he'd worked his way up through the ranks... made Chief Engineer on the H.M.S. Clement.
Çok geçmeden yeniden evlendim.
I got re-hitched not long thereafter.
Çok geçmeden çocuk liginde oynamaya başladı.
It wasn't long after that he started in Pop Warner football.
Çok geçmeden işleri kendi lehine çeviren devriyeciler türedi.
Pretty soon we had piece-of-shit patrolmen trying to figure the job for themselves.
Destek dalgıçları cankurtaran halatına her 50 fitte bir emniyet tüpü bağlıyor. Karanlığın içine çok geçmeden batıyor olacaksın.
support divers attached safety tanks to a life line every 50 feet
Ama çok geçmeden isimleri Jake ve Elwood olarak değişti.
But ultimately they were named Jake and Elwood.
Ve çok geçmeden beni bazı şovlara çıkardı daha yetişkinlere hitap eden kısa filmlere.
And before long, he tapped me to do some small roles in some of his short films for more mature audiences.
Ve orda adamımla tanıştım, Ve çok geçmeden yeni Bayan. Bohner oldum.
And that's where I met my man, and before long I was the new Mrs. Bohner.
Çok geçmeden üstlerinde oluruz.
We will be upon them soon.
Böylesine bir serbestlikle çok geçmeden asker olmayanları da vurmaya başlamıştık...
With room like that, it wasn't long before we was killing men that weren't even in uniform.
O gidince, Peter çok geçmeden bu kara sevdasını unutacak.
With her gone, Peter will soon forget this mad infatuation.
Çok geçmeden yasalar, biz içki kaçakçılarının altındaki halıyı çekti.
What if nothing happens? Then fix the car.
Annesi çok geçmeden geri gelecek.
His momma's gonna be back before long.
Çok geçmeden buradaki çocuklar hakkımdan geleceklerdir.
Won't be long till the kid here can whup my ass.
Çok geçmeden dönerim.
I'll be back before you know it.
Çok geçmeden orada olacağız.
We'll get there in no time.
Çok geçmeden de ayrıldı.
He left not long after that.
Çok geçmeden, kıçını aletimin üzerinde sallıyordu ve onu altımda hissedebiliyordum.
Pretty soon, I could feel her underneath me, sliding her ass down on that big dick.
Çok geçmeden oraya geleceğim.
I'll be there very soon
Aferin sana. Çok geçmeden arayacağım seni, tamam mı?
Good girl I'll call you very soon, okay?
Çok geçmeden daha çok endişeleniyordum.
So right away I felt more insecure.
Çok geçmeden satış destek birimine yardım etmeyi bırakacağım.
I'll stop by soon to help boost sales Just been a little too busy
Ama konukseverliklerinden dolayı çok zaman geçmeden pişman olmuşlar.
But they regretted their hospitality soon enough.
İki çocuk gibi kahkahalarla gülebileceğimizi idrarımızı birbirimizin bedeni üzerine serptiğimizi çok geçmeden birbirimizi tekrar ıslattığımızı yorgun dillerimizle salyalarımızı birbirine karıştırdığımızı göz yaşlarımızla ıslanan yüzlerimizi yanak yanağa birleştirdiğimizi topraktan yaratıldığımızı hatırlayarak ve bizde olan her şeyin birbirimizden alacağımız suyla birlikte diğerimizde çimleneceğinizi ne çok düşünürdüm!
I thought how often, like two children... we would be able to laugh riotously. Spraying the urine of each one... against the other's body. Wetting ourselves as we had done just awhile ago.
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzel olur 30
çok güzel bir şey 32
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel olacak 59
çok güzel kokuyor 49
çok güzel bir isim 32
çok güzel olurdu 19
çok güzel bir şey 32
çok güzel görünüyorsunuz 21
çok güzel oldu 36
çok güzel bir gece 22
çok güzel bir yer 50
çok güzel olacak 59
çok güzel kokuyor 49
çok güzel bir isim 32
çok güzel olurdu 19