Öyle misiniz translate English
179 parallel translation
- Öyle misiniz?
Do you? Yes.
Öyle misiniz?
Are you?
Gerçekten öyle misiniz bilmiyorum, ama şunu ifade edeyim beni yargılarken çok dikkatli olun.
I do not know if you are, but I say this, take care not to judge me wrongly,
Gerçekten öyle misiniz?
Are you really?
Öyle misiniz Bay Falco?
Are you, Mr Falco?
- Öyle misiniz?
- Are you?
- Öyle misiniz, hanımefendi?
- Are you, lady?
Öyle misiniz?
Or are you?
- Öyle misiniz?
- Well, are you?
Öyle misiniz gerçekten?
Are you really? Oh, that's exciting.
- Öyle misiniz?
Should I?
Öyle misiniz, Bay Jakara?
Are you, Mr. Jakara?
- Öyle misiniz?
Are you?
Öyle misiniz?
Is that it?
Öyle misiniz? Hayır.
- Are you?
Bu bana takılan etiketlerden biri Peki öyle misiniz?
- That's one of the labels that people put on me. - Is that true?
Öyle bile olsa oturup izleyecek misiniz?
So, are you just going to give up, and watch her walk away?
Burasının doğru yer olduğuna emin misiniz? Öyle olmalı.
- Sure this is the right place?
- Öyle değil misiniz?
- Aren't you?
Bunların hepsini karşılayabilecek misiniz? Öyle sanıyorum.
Are you sure you can afford all this?
Çok nazik bir centilmen, Öyle değil misiniz Bay Chavez?
Pretty fancy gentleman, ain't you, Mr. Chavez?
Size öyle gelmediğinden emin misiniz?
Now you're sure this wasn't just your imagination?
Kolunuz öyle askıdayken dansa gidebilecek misiniz?
Going to go dancing with your arm up in the air like that?
Pekala, eğer öyle değilse iş kurabilmek için harcanan hayat... nedir bana söyleyebilir misiniz?
Well, if it isn't, I'd like you to tell me what you do spend a lifetime building up a business for?
Öyle koşabilir misiniz?
Can you run as fast?
Öyle dövüşebilir misiniz?
Can you mix it up as good?
Hepiniz öyle değil misiniz?
Aren't you all?
- Öyle. Bu 50780 liretlik borcu ödeyecek misiniz?
Well, are you going to pay this 50,780?
Madem öyle Bayan Azir, acaba neden böyle yaptığımızı söyleyecek misiniz?
Now then, Miss Azir, I wonder if you'd tell me what this is all about.
Öyle değil mi, delikanlı? İtmemi ister misiniz?
Handy, these things, aren't they?
Öyle değil misiniz?
Isn't it?
Siz de öyle bir cinsellik otoritesi misiniz?
do you also study sexual phenomena?
Restoran şefine söyler misiniz lütfen, masaları ve sandalyeleri öyle yerleştirsin ki, Bay Bianchi, doktor ve ben onlara gerçeği açıkladığım sırada yolcuların yüzüne bakıyor olalım.
Would you kindly ask the chief attendant to arrange the tables and chairs so that Signor Bianchi, Dr. Constantine and myself can confront the passengers with the solution of the murder?
- Öyle mi? - Beni ilk kez arkadan muayene ettiğinde "Canınızı mı yakıyorum yoksa gergin misiniz?" diye sordu.
First time she gave me a rectal examination, she said, "Am I hurting you or are you tense?"
Öyle. Onu bana verebilir misiniz?
Oh, no... can you lend it to me?
- Ere öyle, bir tane ister misiniz?
- Yes. -'Ere y'are, do you want one?
Beni öyle kolayca kapatabilir misiniz?
You can close me up, just like that?
Farklı havalara girdiklerinde ve şakacı görünmeye çalıştıklarında şaşırmazdım. Öyle ki : "Günaydın, bayan!" "Lütfen dışarı yürüyebilir misiniz?"
I mean, I was not surprised if they were in a different mood and... and, uh, exhibited a lot of humor, like saying, "Good morning, Madam,"
Öyle değil misiniz?
Well, don't you?
- Öyle değil misiniz?
Aren't you?
Bayan Berman, öyle ya da böyle öğrenmek istemez misiniz?
Mrs Berman, wouldn't you like to know one way or the other?
- Öyle mi? - Sektörden misiniz?
- You know, pictures, movies.
Ben de öyle. Sizler iyi misiniz?
So am I. Are you guys okay?
Öyle misiniz pankçılar?
well... do you... punks?
Öyle misiniz, değil misiniz?
Are you or aren't you?
Stephan Chow niye böyle giyinmiş söyler misiniz? Niye öyle eski tarz giyinmiş?
I would like to know, why Stephen Chow looks like this.
Öyle olmadığına emin misiniz?
You guys sure about that?
Onu yukarı götürürken öyle kalabilir misiniz?
Now, can you hold on while we take him upstairs?
Öyle. - Bu salahiyet için kaynak gösterir misiniz?
- Would you care to offer authority for this position?
Öyle değil mi, arkadaşlar? İzin verir misiniz lütfen?
Could you ex- - pl- - Could you excuse me, please?
Öyle olmamı ister misiniz?
Want me to be dull?
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102