Üzgün olduğumu söyledim translate English
123 parallel translation
Bak, üzgün olduğumu söyledim!
Look, I said I was sorry!
- Arnold, üzgün olduğumu söyledim.
Arnold, I said I'm sorry.
Size üzgün olduğumu söyledim.
I told you I'm sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim.
I told you I'm sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim!
I said I was sorry!
Sana üzgün olduğumu söyledim.
I told you I was sorry.
Kitt.... üzgün olduğumu söyledim.
KITT. KITT. I said I was sorry.
Size üzgün olduğumu söyledim. Gerçekten de bir kazaydı.
I'm sorry, it really was an accident.
Jenny, üzgün olduğumu söyledim.
Jenny, Jenny, I said I'm sorry.
Shel, üzgün olduğumu söyledim.
Shel, I-I said I was sorry.
Bak, üzgün olduğumu söyledim, ve benim bir ismim var, biliyorsun.
Look, I said I was sorry, and I have a name, you know.
- Bak, üzgün olduğumu söyledim.
- Look. I said I was sorry.
- Annemi arayıp, üzgün olduğumu söyledim, o da evine dön dedi.
I was upset, you know, so then she says I should come home.
Ona üzgün olduğumu söyledim.
I said I was sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim.
No. I said I was sorry.
Sana burnunu kırdığım için üzgün olduğumu söyledim. Kavgamız gerçekçi görünmeliydi yoksa Beecher tanışıklığımızı anlayabilirdi.
Hey, I said I was sorry about breaking your nose, but fighting you had to look real or Beecher would have guessed we were in cahoots.
Ama sana ne kadar üzgün olduğumu söyledim.
But I've already told you how sorry I am.
Bak üzgün olduğumu söyledim.
- Look. I said I was sorry.
Hey, üzgün olduğumu söyledim!
Cut it out.
Sana, yeni bir... tünel kazdığımı söylemediğim için, benimle beraber gel demediğim için üzgün olduğumu söyledim.
I said I'm sorry that I didn't tell you I was building a new tunnel, that I didn't ask you to escape with me.
- Sean, üzgün olduğumu söyledim ya! - Hayır, dinle.
Sean, I said I was sorry!
Skor tabelası olayı için üzgün olduğumu söyledim.
I said I was sorry for the scoreboard thing.
Ayakkabılar için üzgün olduğumu söyledim, dostum.
I said I was sorry about the shoes.
üzgün olduğumu söyledim, af diliyorum her şey bitti, en azından şimdi benimle konuş konuşmazsan bunu nasıl yapacağız
It's all over... at least talk to me now How will it do if you don't talk?
Birçok bayrak katlayıp, onu kadınlara, babalara ve çocuklara verdim, ne kadar üzgün olduğumu söyledim.
I've folded the flag and given it to a lot of wives and fathers and kids and told them how sorry I was.
Bak üzgün olduğumu söyledim.
Look, I sad I was sorry.
Hemen tanrıya ve Meryem Ana'ya dua ettim. Onların sevgisini unuttuğum için, üzgün olduğumu söyledim.
So I prayed right away to God and the Virgin Mary that I was sorry I forgot whom I loved the most.
- Sana ne kadar üzgün olduğumu söyledim.
- I've told you how sorry I am. - You can go.
Ona üzgün olduğumu söyledim.
I told her. Sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim.
I said I was sorry.
Bak, toplantıyı kaçırdığım için üzgün olduğumu söyledim.
- I'm sorry I missed the meeting... - but I have a baby here.
Ve sana üzgün olduğumu söyledim.
I told you I'm sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim.
I already said I was sorry.
Bak, üzgün olduğumu söyledim ve dükkanı düzelteceğim.
Look, I said I was sorry and I'd fix up the shop.
Ben de çok üzgün olduğumu söyledim.
And I said that I was very sorry.
- Ona üzgün olduğumu söyledim
- I told him I was sorry.
- Bak üzgün olduğumu söyledim.
- Look, I said I was sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim.
- I said I was sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim.Bu tür şeyleri sınırlayan bir kanun yok mu?
I said I was sorry. Isn't there a statute of limitations on this kind of thing?
Ona ne kadar üzgün olduğumu söyledim.
I told him how sad I was.
- Evet, evet, üzgün olduğumu söyledim.
- Yeah, yeah, I said I was sorry.
Evet, Rodney, seni vurdum, üzgün olduğumu söyledim.
Yes, Rodney, I shot you and I said I was sorry.
Bak, üzgün olduğumu söyledim.
I said i was sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim.
I said I'm sorry.
Sana üzgün olduğumu söyledim, değil mi?
I said I was sorry, didn't I?
Bak, sana üzgün olduğumu söyledim.
It's not what I think. Look, I said I'm sorry.
Böyle utanç verici birşey yaptığım için ne kadar üzgün olduğumu sana söyledim. Lütfen, bak O'na!
I told you how sorry I am to have done something so shameful.
Archie'ye geciktiğim için üzgün olduğumu söyledim. Beni arka kapıda bekleyeceğini bilmiyordum. Kötü bir başlangıçtı.
Now, the point is that, assume that ellen tenzer was killed to prevent her from revealing the origin of the baby, and we continue to conceal your connection to her, then mr.
Ödev konusunda üzgün olduğumu müdüre de söyledim.
I told him I was sorry about the homework.
Laksman'ı bilirsin hala kızların peşinde oraya götür, öğreneceksin hayır Tawari Radha'ya bak başkası değil düşün Laksman, düşün benden korkma zavallı genç çok üzgün biliyorsan söyle ona ama bilmiyorum tüm bunlar benim yüzümden oldu ben sadece görevimi yapıyordum, üzgün olduğumu söyledim, doğru değil mi?
You know Laxman? He still keeps ogling at girls Take him there.
Sana üzgün olduğumu ve seni sevdiğimi söyledim.
I said I was sorry, and I love you!
söyledim 318
söyledim sana 129
söyledim ya 299
söyledim mi 26
söyledim size 29
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
söyledim sana 129
söyledim ya 299
söyledim mi 26
söyledim size 29
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm geciktim 94
üzgün değilim 42
üzgünüm tatlım 60
üzgün mü 36
üzgünmüş 17
üzgün görünüyorsun 32
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm geciktim 94
üzgün değilim 42
üzgünüm tatlım 60
üzgün mü 36
üzgünmüş 17
üzgün görünüyorsun 32