Üzgünüm efendim translate English
570 parallel translation
Haber verdiğim için üzgünüm efendim, uşağınız tutuklandı.
I regret to report, my dear sir, that your manservant has been arrested.
Çok üzgünüm efendim.
I'm very sorry, sir.
İş sırasında bundan bahsettiğim için üzgünüm efendim ama...
Excuse me for mentioning it during work...
Çok üzgünüm efendim ama benim hatam değildi.
I'm very sorry, sir, but it was not my fault.
Ben... çok üzgünüm efendim.
I... I'm very sorry, sir.
Son derece üzgünüm efendim.
I'm awfully sorry.
- Evet, üzgünüm efendim.
Yes, I have no excuse.
Teğmen Holloway için üzgünüm efendim.
I'm sorry about Lieutenant Holloway, sir.
- Çok üzgünüm efendim.
- I'm very sorry, sir.
Çok üzgünüm efendim.
I am so sorry, sir.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim. - Ama Kaptanın emri.
Sorry to disturb you, sir, but captain's orders.
Gecikme için üzgünüm efendim.
Sorry about the delay, sir.
Çok üzgünüm efendim.
I'm most frightfully sorry, sir.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim.
I'm sorry to disturb you, sir.
Ben olanlar için çok üzgünüm efendim.
I'm frightfully sorry about all this, sir.
Bugün bankada olanlar yüzünden üzgünüm efendim.
I'm most dreadfully sorry, sir, about what happened at the bank today.
Çok üzgünüm efendim.
Oh, I'm so sorry, sir.
Çok üzgünüm efendim..... fakat Bayan Nishikigi şu an başka bir müşteri ile beraber.
I'm terribly sorry, sir, but Miss Nishikigi is out with another customer right now.
Çok üzgünüm efendim.
Very sorry, sir.
Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim.
I'm sorry to have bothered you, sir.
Çok üzgünüm efendim.
I'm very sorry...
- Rahatsız ettiğim için üzgünüm efendim, ama...
Come in.
- Çok üzgünüm, efendim.
- So sorry, sir.
Çok üzgünüm, efendim.
I'm very sorry, sir.
Beklettiğim için üzgünüm, otobüsü kaçırdım, taksiyle gelmek zorunda kaldım. - Korkunç sıkıntı. - Evet, efendim.
Sorry to delay you, missed the bus had to take a taxi, dreadful nuisance.
Vazo konusunda son derece üzgünüm fakat, fakat gerçekten efendim, satıcınız çok açık bir sahtekarlık girişiminde bulunarak suç işliyor.
I'm most frightfully sorry about the vase but, but really sir you're clerk is guilty of attempting the most obvious fraud.
Böldüğüm için üzgünüm, ama Grant Kalesi genel alarm verdi efendim.
I'm sorry to interrupt, but Fort Grant is flashing a general alarm, sir.
Efendim, üzgünüm ama şapkamı kaybettim.
Sir, I beg to report I lost my Yankee cap.
Aşırı derecede üzgünüm efendim ama listede yoksunuz.
Sorry, is not on the list.
Çok üzgünüm efendim ama size bir mahkeme emri getirdim.
- Yes, that is my address.
Efendim, sizi bu şekilde görmekten üzgünüm.
Sir, I'm sorry to see you in a position like this.
Size yardımcı olmak isterdim, efendim. Ama üzgünüm.
I'd like to help you, sir, but I'm sorry.
- Böyle düşündüğünüz için üzgünüm, efendim.
- I'm sorry you take that view, sir.
Çok üzgünüm, efendim.
I'm terribly sorry, sir.
Geciktiğim için üzgünüm, efendim.
I'm sorry l'm late, sir.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm, efendim, fakat arkadaşınız, Kont Victor Mattoni bir kaza geçirdi.
I'm so sorry to disturb you, sir, but there's been an accident to a friend of yours, Count Victor Mattoni.
Hayır, efendim, üzgünüm, oda servisini aramalısınız.
No, sir, I'm sorry, you'll have to call room service.
Bunun için üzgünüm, efendim.
Sorry about this, sir.
Gerçekten çok üzgünüm, efendim.
I'm terribly sorry, sir.
Bunun için üzgünüm, efendim. Evet, efendim.
Yes, sir.
Efendim, üzgünüm ama açık denizlerdeki davranış kurallarını düzenleyen federal yönetmelik 249 uyarınca komuta yetkinizi almak zorundayım.
Sir, I deeply regret this, but under federal regulations number 249, governing conduct on the high seas... I am forced to relieve you of your command.
Ben... Ben çok üzgünüm ki, Burma'dan bir yıl boyunca gelecek ticarî mallar, efendim.
I'm very much afraid all the commerce from Burma for one year, sire.
Çok üzgünüm, Efendim!
I'm sorry, Master!
"The Battle Hymn of the Republic" marşını söylüyorlardı... ve her seferinde "Hallelujah" diyorlardı... bum! - Toplar konusunda üzgünüm, efendim.
- I'm sorry, sir, about the cannon.
Çok üzgünüm, efendim.
I'm awfully sorry, sir.
Sizi uyandırdığım için üzgünüm, efendim.
I'm sorry to wake you, sir.
Beklettiğimiz için üzgünüm, efendim.
Sorry to keep you waiting, sir.
Çok üzgünüm, efendim.
- I'm terribly sorry, sir.
Evet, efendim ve karşı çıkmak zorunda olduğum için üzgünüm.
Aye, sir. And I'm sorry I have to disobey it.
Bu kadar sıcak olduğu için üzgünüm, efendim.
I'm so sorry about the heat, sir.
Bunun için çok üzgünüm, efendim.
I'm terribly sorry about that, sir.
efendim 34795
efendimiz 532
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
efendimiz 532
üzgünüm 13200
uzgunum 18
üzgün 54
üzgünsün 53
üzgünüm canım 24
üzgünüz 106
üzgünüm bebeğim 22
üzgünüm dostum 74
üzgünüm hayatım 23
üzgünüm geciktim 94
üzgün değilim 42
üzgünüm tatlım 60
üzgün mü 36
üzgünmüş 17
üzgün görünüyorsun 32
üzgünüm çocuklar 38
üzgünüm geç kaldım 20
üzgünüm hanımefendi 23
üzgünüm geciktim 94
üzgün değilim 42
üzgünüm tatlım 60
üzgün mü 36
üzgünmüş 17
üzgün görünüyorsun 32
üzgünüm çocuklar 38
üzgünüm geç kaldım 20
üzgünüm hanımefendi 23