English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bekleyemem

Bekleyemem translate Spanish

1,811 parallel translation
Sorun değil, anlamanı bekleyemem zaten.
Está bien, no pretendo que me entienda.
Bekleyemem.
No voy a esperar.
O kadar bekleyemem.
No puedo esperar tanto.
Ne var ki, o kadar uzun bekleyemem ve cevaplara ihtiyacım var.
Bueno, no puedo esperar mucho tiempo y tengo que tener respuestas.
Her sabah duş almak için Kyle'ın uyanmasını bekleyemem.
No puedo esperar a que se despierte Kyle cada mañana para tomar un baño.
- Daha fazla içeride bekleyemem.
- Trixie. Terminé de quedarme adentro.
Daha fazla bekleyemem.
No puedo esperar más.
Ben bekleyemem.
Sí, pero yo no puedo.
Hayır, bekleyemem.
No, no espero!
Bütün gün burda bekleyemem.
No puedo solo estar sentado aquí todo el día.
O günü bekleyemem.
No puedo esperar eso.
- Ben bekleyemem. Gitmeliyim.
Tengo que irme.
- Sanırım ilk maça gitmek için daha fazla bekleyemem.
Creo que no puedo esperar a ir a mi primer partido.
Dinle ahbap. Sana iki çift lafım var ve daha fazla bekleyemem.
Escucha, tengo algo que decirte que no puede esperar.
Bayan, "bekleyemem" diyorsunuz ve haklısınz.
Cuando dices que no puedes esperar tienes razón.
Bekleyemem.
No puedo esperar.
2 ay bekleyemem! Bekleyemem!
No puedo esperar dos semanas!
Seç bir köpek, bütün gün seni bekleyemem.
Elige un perro. No tengo todo el día.
Kathy, hadi bütün gün burada bekleyemem, buraya gel.
Cathy vamos, no tengo todo el día. Ven aquí.
Başka birinin hırsları yüzünden oturup karanlıkta bekleyemem.
No me sentaré y permitiré que me dejen en la oscuridad por la ambición de otra persona.
Eğer otobüsteyden birşey soracak olursanız, mümkün oluduğunca çabuk olsun. Hiçbirinizi tek tek bekleyemem. Bu yüzden acele etmelisiniz.
Por favor, súbanse al autocar lo antes posible, se les ofrecerá un refresco por cortesía del centro.
Sana söylemek istediğim önemli birşey olduğunu söylemiştim, ve bunu yüzyüze söylemek istiyorum, ama bir hafta sonra evde olacaksın, ve ben de o kadar bekleyemem.
Te dije que tenía que decirte algo muy importante y quería hacerlo en persona, pero no estarás en casa por otra semana más y no puedo esperar.
Bu şimdiden bir yıl sonrası demek, o kadar bekleyemem.
Eso podría ser dentro de un año. No puedo esperar tanto.
Burada oturup senin bir mucizeye kavuşmanı bekleyemem!
¡ No puedo esperar sentado aquí y esperar a que tengas una epifanía!
- Hayır, bekleyemem!
- ¡ No, no puedo!
Artık bu iskambil destesinden evde kalıp, devrilmesini bekleyemem.
Pero no puedo vivir más tiempo en un castillo de naipes. Esperando que todo se venga abajo, necesito hacer algo, ¿ sabes?
Paranın gelmesini bekleyemem. Şimdi ihtiyacım var.
No puedo esperar a que el dinero "entre".
Yeteri kadar zamanımız yok daha fazla bekleyemem.
No hay tiempo, no puedo esperar más.
Ve ben sonsuza kadar bekleyemem.
Y yo no tengo un siglo.
Bu kadar yeter. Burada oturup öylece bekleyemem.
Mira, no puedo quedarme aquí esperando
Bekleyemem. Çok heyecanlıyım.
No puedo esperar, estoy demasiado emocionada.
Deponuzu, sevkıyatı nasıl gerçekleştirdiğinizi görmeden sana.50 kalibrelik makineleri verip,... satmanı bekleyemem.
No puedo sólo darte una ametralladora calibre.50 para vender sin saber a qué depósito está yendo qué transporte se está haciendo cargo- -
Beni sikmen için bekleyemem...
No puedo esperar a que me cojas...
Daha fazla bekleyemem. Bu sadece zaman kaybı.
Es sólo un truco para ganar tiempo, Near...
- Bekleyemem.
- No puedo más.
Korkarım o kadar uzun bekleyemem.
Me temo que no puedo esperar tanto.
Gördüğün gibi sonraki yaşamına kadar bekleyemem.
Verás, yo no puedo esperar por ahí para la próxima vida.
Mahkemelerin sonuçlanmasını bekleyemem, Lütfen yardım edin.
Por favor, no puedo esperar a que las cortes arreglen esto.
Bak George, sen sonsuza kadar bekleyebilirsin, ama ben bekleyemem.
Mira, George, quizás tú tengas toda la eternidad, pero yo no.
15 dakika daha bekleyemem.
No estaré de servicio por otros 15 minutos
Ama mutlu olmak için büyümeyi bekleyemem.
Pero no puedo esperar a ser adulto para ser feliz.
Hayatım, tüm gece bekleyemem, yorgunum.
Querido, no tengo toda la noche. Estoy cansada.
Hizmetçi törenini görmek için bekleyemem.
Estoy impaciente por ver el ritual de las doncellas...
Ne bekleyemem?
.
Dostum ben bu sırayı bekleyemem.
AUNQUE SI ERES GAY Y NO SE TE NOTA, PODRÍA ESTAR BIEN. No puedo esperar a hablar con ese reclutador.
En azından Salt Lake City'e dönmek için bekleyemem.
Muy gracioso.
Yine de oturup bir şeyler olmasını bekleyemem. Kafamı dağıtacak bir şeye ihtiyacım var.
Así mismo, no puedo quedarme esperando que algo suceda.
Bekleyemem.
No puedo.
Artık daha fazla bekleyemem!
¡ Ya no puedo esperar!
- Senden anlamanı bekleyemem.
No espero que lo entiendan.
Bekleyemem.
No puedo esperar, necesito que su jefe se ponga al teléfono de inmediato.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]