Bir süre önce translate Spanish
3,006 parallel translation
Bu gemi, bir saatten daha kısa bir süre önce dairemden çalındı.
Esta barco fue robado de mi departamento hace menos de una hora atrás.
şimdi benim oylarım tuvalette ve bu, seçimden çok kısa bir süre önce.
Ahora mis encuestas en el inodoro y que poco antes de las elecciones.
Bir süre önce oldu...
Sí, fue hace un tiempo ya...
Kısa bir süre önce bana olduğu gibi.
Ellos escuchan las quejas. ¿ Quieres decir que escucharan nuestra queja?
Doktor daha sonra bana onun bir süre önce hafif bir felç geçirdiğini bir süre felçli kalabileceğini söyledi.
Más tarde el doctor me dijo que debió de haber sufrido un derrame cerebral leve, en algún momento más temprano ella podría haber estado paralizada durante días.
Tom'la kısa bir süre önce ayrıldık.
Tom y yo nos dejamos hace tiempo, así que...
Aslında bir süre önce hayatım çok farklıydı.
De hecho, no hace mucho, mi vida era muy distinta.
Nicholas Sloan kısa bir süre önce bir gazeteci tarafından ifşa edilene dek 30 yıl boyunca Albany'de Jim Grant adıyla avukatlık yapıyormuş.
Sloan, el terrorista fugitivo estudió leyes en Albany, con el nombre de Jim Grant antes de ser descubierto por un periodista.
Bir süre önce tanıştığım bir kız işte.
Una chica que conocí hace un tiempo.
Bir süre önce, bir müzisyeni yakın takip etme görevi almıştım.
Hace tiempo, me asignaron a vigilar a un músico.
Zaman içinde, kısa bir süre önce...,... dünya hâlâ sırlarını kendine saklayabilirken...,
En una época no muy lejana, cuando el mundo se permitía guardar secretos,
Kısa bir süre önce herkesin içinde kavga ettiğinizi unuttun galiba.
¿ No tuviste una pelea muy pública con Brooke, recientemente?
Bir süre önce geldi. Eşyaları almak için Sebastian'a gidecekti.
Se fue hace un rato a casa de Sebastian a por sus cosas.
Bir süre önce, biri beyaz gömleğime soya sosu döktü.
Hace algún tiempo, alguien derramó salsa de soya en mi camisa blanca.
Genç ve inatçı Thomas Buckley hepinizin bildiği gibi bir süre önce kendi hayatını benimkisini olabildiğince zorlaştırmaya adamıştı.
El joven y pertinaz Thomas Buckley, como muchos sabrán, ha decidido dedicar su vida a hacer la mía lo más difícil posible.
Bir süre önce.
Hace un rato.
Hala siz... bir süre önce olanlar hakkında konuşabilirsiniz.
Todavía se podía hablar de estas cosas hace algunos años.
Burası terkedilmiş ama kısa bir süre önce burdaymış.
Es un lugar provisional. Pero él ha estado aquí por un rato.
Bölge savcısı bugünkü davanın tanığı olarak bir seneden kısa bir süre önce iki Schenectady vatandaşını motosikletli hırsızın elinden kurtarırken vurulan kahraman polis Avery Cross'u duyurdu.
El Fiscal anunció al testigo clave del caso de hoy el agente y héroe Avery Cross quien, hace menos de un año, recibiera un disparo en servicio al tratar de salvar a dos residentes de Schenectady del supuesto Bandido de la Moto.
Bir süre önce onur duydum Senator Barack Obama... -.. yı arayıp tebrik -
Hace un rato tuve el honor de llamar al Senador Barack Obama para felicitar -
Evet, öyle olduğunu söylemişti. Bir süre önce dahice fikirleri varmış.
Si, había pensado que era un genio en el pasado.
Partilere gelenler için bir süre önce aldığım bazı şeyler.
Cosas para una fiesta de una juerga que tuve no hace mucho.
Jacky mi? O bir süre önce buradan çıktı.
Ya no trabaja aquí.
Hayır, bir süre önce dışarı çıktı.
No, hace un rato que se ha ido
Bir süre önce bu eskizi buldum.
Encontré ALA bloque borradores Hace un tiempo.
Bir süre önce,
Hace un tiempo,
Bir süre önce Almanlara da aynı projeyi uygulamıştık,... sanırım yolcularımızdan biri uçağa yetişemedi.
Llevamos a cabo un proyecto similar con los Alemanes hace un tiempo, aunque creo que uno de nuestros pasajeros no logró hacer el vuelo.
Bir süre önce bana gösterdiğin makaleyi hatırlıyor musun? - Şu orduda kullandıkları teknikleri?
¿ Sabes aquel artículo que me enseñaste hace un tiempo, sobre los métodos que usan en el ejército?
Evet, Margaret Kettle'dan öldürülmeden kısa bir süre önce telefon aldım.
Sí, recibí una llamada de Margaret Kettle poco antes de que muriera.
Sonuncusu kısa bir süre önce Denver'e taşındı.
El último, solo regresó a Denver.
Bir süre önce tanışmıştık.
Nos conocimos hace tiempo...
Seni korkutmak istemem... ama sanırım, bir süre önce aynada bir şey gördüm.
No pretendo asustarte, pero creo que vi algo antes en el espejo.
Bir süre önce ben de yaptım.
Hace tiempo yo también lo hice.
Beni 48 saatten kısa bir süre önce öldürmeye çalışmıştı.
Intentó matarme hace menos de 48 horas.
Kısa bir süre önce dünyanın önde gelen mısır şurubu firmalarından Sucrocorp'u satın aldın.
Recientemente ha adquirido el control de Sucrocorp unos de los líderes mundiales en la fabricación de jarabe de maíz con alto contenido de fructosa.
Sen ve kardeşinle tanışmadan kısa bir süre önce, ben de aynı durumdaydım.
No hace mucho tiempo, pero antes de conocerte a ti y a tú hermano, yo estaba en la misma posición.
Ama bir süre önce ben de aynı şeyi yapıyordum.
Aunque, hace poco, yo hice más o menos lo mismo.
- Ama bir süre önce liseden mezun olmayı çok istediğini söylemişti.
- Pero les dijo a todos que esperaba con ilusión graduarse.
Eh, bir süre önce oldu.
Esto fue hace mucho tiempo.
Tüm bu öldürülme korkusu kısa bir süre önce başladı.
Este miedo de que me asesinaran comenzó antes en algún momento.
Tek bildiğim Karlis ve benim kısa bir süre önce önemli şeyleri konuşmayı bıraktığımız.
Todo lo que sé es que Karlis y yo, dejamos de hablar de cosas importantes, desde hace mucho tiempo.
Felix, Bir süre önce bana sattığın eski jipimi 15 bine sayarsan, C.O.K. Guzzler'ın fiyatını denkleştirebilirim.
Felix, me gustaría coger 15 de los grandes por el SUV que me vendiste hace tiempo y descontarlos para un Traga-gasolina C.O.K.
Bir süre önce Tanrı bana, pek de fazla vaktimin kalmadığını söyledi.
Hace tiempo, Dios me dijo que no iba a vivir por mucho tiempo.
Bir süre önce.
Hace un tiempo.
Şirketler birliği, sapkın olduğun için öldürülmeni istiyor. İmalatçılar ise üzerinde bir süre çalışmak istiyorlar. Genom mühendisleri ise bir an önce beynini çıkarıp incelemek istiyorlar.
Los Corpócratas quieren terminarte como una subversiva los Manufactores están demandando un período de estudios los Psicogenomistas están gritando por una vivisección cerebral inmediata.
Kısa süre önce hırsız parçası bir ortakla yolumu ayırmaya mecbur kaldım ve dolayısıyla yenisine ihtiyacım var.
Hace poco tuve que despedir a un empleado ladrón y necesito a alguien que lo reemplace.
Ve kısa süre önce bir kişinin yeteceğini söylediğini duydum. Ait olduğunu hissetmen, kendini özel hissetmen için bir tek kişi yetiyormuş.
Recientemente escuché a alguien decir que sólo hace falta una persona sólo una persona para sentirte apreciado y hacerte sentir especial.
Dave çoğunlukla grubuyla olduğundan onunla uzun süre önce bir anlaşma yapmıştık.
Tengo una amistad de larga data con Dave en el lugar, ya que él no está mucho con su banda.
Peki kendime bir Kaliforniya kızı demeden önce Long Beach'te ne kadar süre kalmam gerekir?
¿ Cuánto tiempo tengo que estar en Long Beach antes de que pueda empezar a llamar a mí mismo una chica de California?
Daha kısa süre önce uzun bir ilişkiyi bitirdim ve... şey, dışarıya da pek çıktım sayılmaz.
Em, yo... acabo de terminar una larga relación hace poco y... bueno, no he estado saliendo mucho.
Ama ileriye sıçramadan için önce geriye adım atmanı söyleyen bir süre deyim vardır.
Pero hay mucho que decir sobre la necesidad retroceder para ser... capaces de impulsarse hacia adelante.
bir süre sonra 89
bir süre 55
bir süredir 49
bir süreliğine 93
bir süre için 43
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
bir süre 55
bir süredir 49
bir süreliğine 93
bir süre için 43
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
önce sen git 20
önce ben gördüm 23
önce bayanlar 26
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir sabah 32
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir sorun mu var 1028