English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bir şey olmaz

Bir şey olmaz translate Spanish

4,948 parallel translation
Bir şey olmaz.
Estaré bien.
Bir şey olmaz. Konukları birer cinayet zanlısı gibi düşün.
Imagínate que tus invitados son sospechosos de asesinato.
Endişelenme, Ryan'a bir şey olmaz.
No te preocupes. Ryan va a estar bien.
- Ona bir şey olmaz.
Estará bien. Sí.
Bana bir şey olmaz.
Estaré bien.
Yanımda sen varken bana bir şey olmaz.
Me siento invencible contigo a mi lado.
Bir şey olmaz, gizlice girip alırsın.
Pero está bien. Podrías entrar y conseguirlo.
- İç işte, bir şey olmaz.
Sigue, estarás bien.
Bir şey olmaz.
Está bien.
Çok fazla dikkat çekmezsen bir şey olmaz.
No destaques demasiado y no te pasará nada.
- O zaman eminim bir şey olmaz.
- Entonces seguro que te irá bien.
Bir şey olmaz.
Estará bien.
- Bir şey olmaz.
- Estaré bien.
Onları bitirirsem bir şey olmaz.
No antes de que yo los calle primero.
Bir şey olmaz.
No pasa nada.
Sana bir şey olmaz yani.
Así que, vas a estar bien.
- İstediğimizi yaparsan bir şey olmaz.
- Coopera y estarás bien.
- Bir şey olmaz.
Estaremos bien.
Ona bir şey olmaz.
El estará bien
Ruben mı? Birkaç margaritadan bir şey olmaz.
Ruben, un par de margaritas, estará bien.
- Bir şey olmaz.
- Estará bien.
Yağmurdan kimseye bir şey olmaz.
Todos van a estar bien.
"Bir tanecik içeyim, bir şey olmaz."
Puedo tomarme una. Estaré bien. "
Tabii, bir şey olmaz.
Sí, estará bien.
Mitchell, bir şey olmaz.
Mitchel, no pasa nada.
- Hayır, bir şey olmaz.
No, creo que sobrevivirá.
Gel buraya, bir şey olmaz.
Está bien.
Ona bir şey olmaz.
Sobrevivirá.
Bir şey olmaz, Julia'ya ne dediğimi duydun.
Todo está bien.
- Bir şey olmaz. Kahve ister misin?
- Estoy bien. ¿ Quieres un café?
Umarım bu pişman olacağınız bir şey olmaz.
Espero que no sea algo que vaya a lamentar.
Baba sorun yok. Bir şey olmaz ona.
Papá, está bien, va a estar bien.
Bana bir şey olmaz.
No me pasará nada.
Evet, çocuklarınız varken ofis saati diye bir şey olmaz.
Sí, no existe eso de horarios de oficina cuando tienes hijos.
- Öyle bir şey olmaz.
Eso no ocurrirá.
Şirket kadını ya. Bir şey olmaz.
Ella es empresarial, ¿ sabes?
"Bir iş bitene kadar, içinde güzel bir şey olmaz."
"Nada es bueno hasta que está terminado".
Bir iş bitene kadar, içinde güzel bir şey olmaz.
Pero nada es bueno hasta que está terminado.
Bir pankartı beş dakika tuttun diye bir şey olmaz sana.
Puedes pasar cinco minutos sujetando una pancarta.
Eşinden kalan 60.000 dolarlık sigorta poliçesi var oldukça böyle bir şey olmaz.
No con una póliza de seguros de 60.000 dólares de su mujer por recoger.
Bir şey olmaz be oğlum.
No pasa nada, colega.
Anne, bir şey olmaz.
Mamá, está bien.
Önemli bir şey olmadığına eminim ama.. ... âmbulans çağırıyorum. Ne olur ne olmaz.
Estoy seguro que no es nada, pero... llamaré una ambulancia, solo por si acaso.
Ama birisinin bu insanların gerçekte kim olduklarını ve gerçekte ne ne yaptıklarını açığa çıkarmalı. Çünkü eğer masumiyeti ile suçluluğu birbirinden ayıramazsak bize olan her şey bütün o acıların bir anlamı olmaz.
Pero alguien tiene que exponer a esta gente por quienes realmente han sido y por lo que han hecho, porque si ya no podremos separar los inocentes de los culpables, todo lo que nos ha sucedido, todo el sufrimiento,
Çıkanlar için öfke kliniği gibi bir şey neden olmaz?
¿ Por qué no hay una especie de clínica contra la ira para los tíos que salen?
- Bir şey istemiyorum baba. - Olmaz mı?
Muy gracioso, Papá.
Yardımım olmaz, ama Sam hiddetle ayrıldığı için bir şey yapmam lazım gibi hissediyorum.
No puedo evitar sentir que he tenido algo que ver con que Sam haya salido hecha una furia.
- Hayır, Jenna'yla aranı açıyorsun. Öyle bir şey olursa ölümümün bir anlamı olmaz.
No, lo que haces es crear una ruptura entre Jenna y tú, y si eso ocurre, mi muerte no tendrá ningún sentido.
- Umarım olmaz öyle bir şey.
- Espero que no.
Olmazsa olmaz bir şey.
Digamos que es una necesidad.
Hayatta olmaz öyle bir şey.
Eso nunca va a pasar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]