Bir şeyler oluyor translate Spanish
2,043 parallel translation
Bir şeyler oluyor, ben sana dönerim, tamam mı?
Tengo una "situación" aquí
Burada hep bir şeyler oluyor.
Este lugar, es siempre genial.
Walter'a bir şeyler oluyor.
Le han hecho algo a Walter.
Beyler, bir şeyler oluyor.
Situación en desarrollo. En el recuadro.
Bana bir şeyler oluyor.
Algo me está sucediendo
Bana bir şeyler oluyor. Sana anlatamayacağım şeyler.
Me están sucediendo cosas, cosas de las que no puedo hablarte.
Bana bir şeyler oluyor. Sana söyleyemeyeceğim şeyler.
Me están ocurriendo cosas, cosas que no te puedo contar.
Orada doğaüstü bir şeyler oluyor. Her türlü kanıtlarım.
Algo sobrenatural está sucediendo y tengo todo tipo de pruebas.
"Özbekistan'da bir şeyler oluyor."
"Está ocurriendo algo en Uzbekistán."
- Yoksa o gemi - - Yoksa ne? - Ağzıma bir şeyler oluyor, nedir bu?
- ¿ Fue la nave Romu- - - ¿ Fue la nave qué?
Burada bir şeyler oluyor, hepimizi aşan şeyler ve her şeyin merkezinde ise o küçük kız var.
Algo está pasando, algo que es superior a todos nosotros y esa niña pequeña está en medio de todo.
Bir şeyler oluyor.
Eso no está bien.
Burada bir şeyler oluyor, millet, Ne olduğunu bilmiyorsanız, o şey Geoffrey Fieger, 47 yaşındaki Fieger'ın teatral başarısı çoğu analistin...
Algo está pasando aquí, amigos y si no saben qué es, es Geoffrey Fieger.
Bir şeyler oluyor. Ailem için hoş olmayan şeyler.
Han estado ocurriendo algunas cosas que han sido bastante incómodas para mi familia.
Dinle beni, bir şeyler oluyor, tamam mı?
Escúchame, algo está pasando, ¿ sí?
Etrafta bir şeyler oluyor.
Todos se están enfermando.
Delikanlı, bodrumda bir şeyler oluyor.
Hay un poco de acción en el sótano, amigo.
Bir şeyler oluyor, dostum.
- Algo esta pasando, hombre. - Hmm.
Burada bir şeyler oluyor, ve bana söylediğini sanmıyorum.
- Aqui pasa algo raro, y no me estas diciendo todo.
Bir şeyler oluyor!
- Oigan. Sucede algo más.
Cyrus'a bir şeyler oluyor.
Algo está pasando con Cyrus.
O evde bir şeyler oluyor ve bunları ben uydurmuyorum.
Hay algo que sucede en esa casa, y yo sé que no es mi imaginación.
Bir şeyler oluyor.
Algo anda mal.
Sanırım bir şeyler oluyor.
Mira, creo que algo le pasa.
Bir şeyler oluyor ve ne yapacağımı bilmiyorum.
Hay cosas que están pasando y no sé qué hacer.
Bir şeyler oluyor.
Algo está pasando.
Bir şeyler oluyor.
Algo ocurre.
- Bir şeyler oluyor. - Yine de telefonları kesmemeli ya da bilgisayarları kilitlememeliydi.
Aun así, no debía de dañar los teléfonos o aislarnos de las computadoras.
Gösteri alanın'da bir şeyler oluyor.
Algo está pasando en la plaza.
Onun hayatında bir şeyler oluyor.
"Algo ha sucedido en su vida."
Bize bir şeyler oluyor.
Algo nos está pasando.
Burada tuhaf bir şeyler oluyor.
Algo raro está pasando aquí.
Bir şeyler oluyor, Sarah.
Algo está pasando aquí, Sarah.
Şuan, yani baharda işe başlayıp yazın ve kışın da bizimle devam edecek birini arıyoruz. Kışın işler biraz yavaşlıyor ama her zaman bir şeyler oluyor.
Busco a una persona que trabaje ya sabes, que empiece ahora, en la primavera trabaje durante el verano y el otoño hay poco que hacer en invierno, pero trabajamos todo el año.
Bir şeyler oluyor.
Algo pasa. Algo está pasando.
GANTZ'a tuhaf bir şeyler oluyor.
Algo extraño le ocurre a GANTZ.
Su moleküllerinin içinde artı, eksi yüklemeler sonucu bir şeyler oluyor işte.
Tiene algo que ver con... las cargas positivas y negativas en una molécula de agua.
Bir şeyler oluyor.
- Algo está pasando.
Bir şeyler oluyor. Nina'nın bir sorunu var.
¡ Algo le está pasando a Nina!
Bir şeyler oluyor!
¡ Algo está muy mal!
Bir şeyler oluyor.
Algo está ocurriendo.
Biliyorsun, arayıp eve erken geleceğini söylediğinde, Bir şeyler olduğunu anladım. Neler oluyor?
Cuando llamaste y dijiste que vendrías temprano a casa, pensé que pasaba algo. ¿ Qué está pasando?
Öncelikle bir şeyler bulmaya çalışarak sadece nehrin geniş alanlarını tarıyoruz ve bu, biraz sinir bozucu oluyor. Çünkü muhteşem bir ışığımız var, harika bir doğal ortam var ama şu anda hiç su samurumuz yok.
Tan intenso era el calor en la cuenca, que estas cataratas se evaporaron antes que alcanzaran el antiguo lecho marino.
Şey, Doktor,..... son günlerde hastanede bir şeyler mi oluyor?
Um, Doctor, ¿ está pasando algo en el hospital actualmente?
Ya sossuz gözleme çıkıyor ya da yine sossuz, içinde yumurtaya benzer bir şeyler olan, ince tahtada yaptıkları yumurtalı ekmek oluyor.
Es panqueques sin sirope, tostada a la francesa sin sirope tres tipos de huevos o mierda sobre una placa.
Sanırım her zaman biraz şüphecilik oluyor. Birisi bir şeyle tanındığı zaman, başka bir şeyler yapmaya karar veriyor.
Creo que siempre ha habido un poco de escepticismo cuando alguien que es conocido por una cosa decide que quiere hacer otra cosa.
Kocanın aldatmasa bile bir şeyler yaptığını farz ediyor, ki bu da adamın aldattığını düşündüğü anlamına geliyor, bu da demek oluyor ki kuğuların aldatması bir yana, House tekeşliliğe inanıyor.
Está asumiendo que el marido está haciendo algo para empatar el resultado, lo cual significa que piensa que hay un resultado, lo que significa, dejando a los cisnes traidores a un lado, House cree en la monogamia.
Adam alaycı davranmıyor. Kocanın aldatmasa bile bir şeyler yaptığını farz ediyor, ki bu da adamın aldattığını düşündüğü anlamına geliyor, bu da demek oluyor ki kuğuların aldatması bir yana, House tekeşliliğe inanıyor.
Está asumiendo que el esposo está haciendo algo para igualar los tantos lo que significa que él cree que hay un marcador.
Bu şeyler bir servete mal oluyor.
Así aquellos cuestan una fortuna.
Doğru. Şanslıysam, on yılda bir böyle şeyler oluyor.
Ah, eso sucede una vez cada 10 años, si tengo suerte.
Biliyorum Kryptonluları toplayıp onları yeni bir hayat için hazırlamaya çalışıyorsun. Bu üzerine çok fazla yük binmesine neden oluyor ve ben de bir şeyler eklemek istemiyorum ama süper arkadaşlarımızla bir toplantı ayarlamaya çalışıyorum.
Sé que tratar de liderar un contingente de kryptonianos que buscan una nueva oportunidad de vida pone mucho de peso sobre tus hombros y no quiero añadir a eso pero todavía estoy tratando de establecer una reunión oficial con nuestra súper banda.
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler yap 245
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler yapın 69
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler yap 245
bir şeyler yapalım 16
bir şeyler dönüyor 27
bir şeyler içmek ister misin 26
bir şeyler söylesene 16
bir şeyler yemelisin 30
bir şeyler iç 32
bir şeyler 51
bir şeyler yapsana 20
bir şeyler oldu 26
bir şeyler düşüneceğim 19
bir şeyler dönüyor 27
bir şeyler içmek ister misin 26
bir şeyler söylesene 16
bir şeyler yemelisin 30
bir şeyler iç 32
bir şeyler 51
bir şeyler yapsana 20
bir şeyler oldu 26
bir şeyler düşüneceğim 19