Bir şeyler yapın translate Spanish
789 parallel translation
- Bir şeyler yapın o zaman!
¡ Entonces, hagan algo!
Bir şeyler yapın!
¡ Haga algo!
Şimdi siz bir şeyler yapın bay Bradley.
¿ Ahora hará usted algo, Sr. Bradley?
Öylece durmayın. Bir şeyler yapın.
No se quede ahí.
- Kaçıyor, bir şeyler yapın.
- La pequeña bestia se escapa otra vez!
Ama bir şeyler yapın Mösyö Cornillon!
¡ Pero haga algo, monsieur Cornillon!
Lütfen doktor, ne yapacağınız önemli değil ama bir şeyler yapın.
No me importa Io que haga, pero por favor, haga algo.
Bir şeyler yapın!
¡ Hagan algo!
Tanrı aşkına, bir şeyler yapın!
Por Dios, haga algo.
Bir şeyler yapın!
Hagan algo!
Dedin ki, "bir şeyler yapın"
Dijiste "Hagan algo"
Bir şeyler yapın!
¡ No estén quietos, hagan algo!
Şoför bey, bu acımasız hayvanı durdurmak için bir şeyler yapın.
Chófer, insisto en que haga algo para detener a este salvaje.
İşe yarar bir şeyler yapın.
Haced algo útil.
Bir şeyler yapın.
Hagan algo.
Bir şeyler yapın, tamam mı?
Haz algo, ¿ quieres?
- Lütfen bir şeyler yapın.
- Sí, haz algo, por favor.
Lütfen bir şeyler yapın, doktor.
Por favor, haga algo, Doctor.
O zaman bu konu hakkında bir şeyler yapın Usta Kadokura.
Entonces haz algo al respecto, maestro Kadokura.
- Bir şeyler yapın.
- Por el amor de dios, haga algo.
Gidin. Bir şeyler yapın.
Vaya, vaya, haga algo.
Tavuk gibi gıdaklayacağınıza bir şeyler yapın!
Cacarean gallinas.
O zaman bir şeyler yapın.
Vamos a por cervezas.
Bir şeyler yapın dostlarım! Çalışın! Bir şeyler yapın!
¡ Hay que trabajar, señores, hay que trabajar!
Başlarına gelmeyen kalmadı. Bir şeyler yapın, çabuk!
Pobre gente, les pasa de todo.
Çabuk bir şeyler yapın.
Llame a los bomberos.
Onurlu samuray savaşçıları! Lütfen bir şeyler yapın!
¡ Samurai, haga algo!
Bir şeyler yapın. Yardım edin.
¡ Que alguien me ayude!
Bir şeyler hakkında bir açıklama yapıldığında ve herkes buna inansa da belki bunu kabul etmeyen içgüdüsel olarak, bu açıklamanın başarısından emin değilim diyen birileri olabilir.
Cuando se da una explicación de algo-- - y todo mundo la acepta-- - es bueno que haya alguna persona en alguna parte que no la acepte, que instistintivamente diga no estar segura de que-- - aquélla explicación sea suficiente.
- Bir şeyler yapılmasını istiyoruz!
- ¡ Queremos acción!
Bir değişiklik yapıp, sana bir şeyler borçlu olduklarını düşünürdüm.
Deberían darte algo a tí ahora.
Yapımcının karısına bir demet çiçek, sevgilisine bir şişe parfüm ki bu kişi genelde başrol oyuncusunun karısıdır. Bunlara ihtiyaçları olduğundan değil ama ismi hatırlamalarına yardımcı oluyor. Böyle şeyler oluyor.
Un ramo de flores para la mujer del productor, un frasco de perfume para la amante del productor que muchas veces es normal...
Bir süre sonra sen de bir şeyler yapıp elindekilerle yetinirsin, durmadan sahip olmadıklarını elde etmek yerine.
Al poco tiempo, nos asentaremos y estarás contento con lo que tienes, en lugar de preocuparte por las cosas que no puedes tener.
Bir şeyler yanlış gittiği zaman kıçlarını onlar için yapıştırman gerekiyor.
Si algo sale mal, se recuperan en poco tiempo.
İlla bir şeyler yüceltilecekse, o parkın yapılması tamamen rastlantıydı. - Ama aslında...
Si tuviera que decir cómo se construyó ese parque, yo diría que fue una coincidencia.
Ama mektupları taşıyanın gerçekliğini araştırmak için bir şeyler yapılabilir.
Pero sí podemos hacer algo... para comprobar si el portador es genuino.
Tam bu noktada durmuştunuz... ve bir adam ve bir kadını bir şeyler yapıp konuşurken gördünüz.
Usted estaba de pie justo en este mismo lugar, y oyó y vió lo que ese hombre y esa mujer dijeron e hicieron.
Müşterimin imajını nasıl iyileştireceğimi, onun nasıl iyi bir şeyler yapıp başkalarına da kendisine de nasıl fayda sağlayacağını göstermeli.
En dar a conocer todo lo bueno que sabe hacer y en ayudar a encontrar maneras de obtener beneficios beneficiando a los demás al mismo tiempo.
Halletmem gereken bazı şeyler var. Bu akşam büyük bir basın toplantısı yapıyorsun.
Me has preguntado por Heavenly, no por tu madre.
Yani her şeyi kendin yoluna koymalısın! Harekete geç Lorenzo, bir şeyler yap herhangi bir şey!
Debes espabilarte tú sólo, ocuparte en algo, hacer algo.
Bir şeyler yap, Şerif! Bir şeyler yapmak zorundasın!
¡ Debe hacer algo, sheriff, ayudarnos!
Yani sapıyla ve aşağı tarafının yapısı da kesinlikle kadınsıdır. Ya da anaç bir şeyler...
Quiero decir, con el agarre y las formas estructurales bajas sin duda femeninas, casi maternal.
Bunu kimin yaptığını bilmiyorum ama bu çok acımasızcaydı! Bahane bulmayı bırak da, bir şeyler yap!
No sé quien hizo esto ¡ pero fue inhumano!
Her neyse, bu sadece çok fazla güçlük çekmeden yaşamanın tek bir yolu. Yani başka şeyler de yapıyorum.
Para mí es una actividad macánica que me da suficiente para comer y me permite otra cosa...
Bir şeyler yapın doktor.
¡ Haga algo, doctor!
Dinle, yukarı gider ve kaşlarını cımbızla alır mısın, sadece geri git veya bir şeyler yap.
Vaya a depilarse las cejas.
Şimdi savaşın çok önemli bir alanında çok saçma şeyler yapıyorlar.
Y ahora hacen cosas raras en una de las áreas más vitales de la guerra.
Bir şeyler yapılmasını istiyorum! Öyle değil mi Mac? Öyle!
Haga algo. ¿ No es cierto, Mac?
Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
¡ Quiero que se haga algo acerca de esto!
- Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
- ¡ Que se haga algo!
Bir şeyler yapılmasını istiyorum!
¡ Que se haga algo! - ¡ Aquí!
bir şeyler içelim mi 27
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler yap 245
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şeyler yanlış 26
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yemek ister misin 35
bir şeyler oluyor 92
bir şeyler yap 245