Bu kadar basit translate Spanish
2,520 parallel translation
Bu yüzden, bu kadar basit. İpuçlarını izleyerek evrenin çok uzun zaman önce Büyük Patlama dediğimiz bir olayla var olduğu sonucunu çıkarabiliriz.
Así que es bastante simple en realidad seguir las pistas y deducir que hace mucho tiempo el universo comenzó con una explosión.
Gerçekten olay bu kadar basit. Geleceğe yolculuk etmek istiyorsak, tek yapmamız gereken hızlı gitmek.
Es realmente muy sencillo, si queremos viajar al futuro.
Bu kadar basit olamaz yoksa bombacı bizi buna yönlendirmezdi. Bir şeyler yanlış.
No puede ser así de fácil, si no el hombre-bomba no nos estaría llevando directamente a ello.
Bu kadar basit.
Es tan simple como eso.
Ses dalgaları. Bu kadar basit.
suena agitado. tan simple como eso.
Bu kadar basit işte!
¡ No es difícil!
- Ortadan kaybolması lazım, bu kadar basit.
- Es sencillo, ¿ eh? Tiene que desaparecer.
Bu kadar basit işte... Yakışıklı bir adam masanın karşısında oturacak.
Tan simple como eso, ¿ un hombre apuesto sentado al otro lado de la mesa?
Para onun, bu kadar basit.
Es su dinero. Fin de la historia.
Bu kadar basit.
Es así de simple.
Bu kadar basit olamaz.
No puede ser tan simple.
Bu kadar basit bir şey.
Así de simple.
Müşterim senden intikamını almak istiyor, bu kadar basit.
Mi empleador quiere desquitarse contigo. Es tan simple como eso.
Bu kadar basit mi?
¿ Tan simple?
Bu kadar basit.
Tan simple.
Bay Robbins, olayın bu kadar basit olduğuna inanmak isterdim ama...
Por favor, Mr. Robbins, me gustaria creer que es tan simple, pero...
Bu kadar basit.
Eso es lo más importante.
- Bu kadar basit bir tasarımı kim yapabilir ki? - Biliyorum.
¿ A quién se le ocurre un diseño tan simple?
Dünya, aslında bu kadar basit.
algo tan simple como esto...
Senin için bu kadar basit mi yani?
¿ Es así de fácil para ti?
Onca anı canlanıyor. Olan şeyleri hatırlıyorsunuz ve kendinize soruyorsunuz : Gerçekten bu kadar basit mi?
Te ves pasando por todas estas emociones, recuerdos... todo lo que ha pasado, y te preguntas :
Benden bu kadar basit kurtulacağını sanmamıştın, değil mi?
¿ No creerías que ibas a deshacerte de mi tan fácilmente, verdad?
Yapma Bill, bu kadar basit olmadığını biliyorsun.
Vamos, Bill, ya sabes que nunca es tan sencillo.
Hepsi konjüktür ve bu kadar basit.
Son todo conjeturas, y lo han vulgarizado.
Brezilya, samba. Bu kadar basit işte.
Samba... tan sencillo de explicar.
Bu kadar basit.
Simple.
Bu kadar basit!
¿ No es eso muy simple?
Bu kadar basit.
Es lo único que hay que decir.
Bu kadar basit ifadelerle oldu. "Ne zaman başlıyoruz?" dedim. "Life of Brian'a başladım."
Decía : "Tú conoces a toda esa gente, te gusta todo esto ¿ por qué no vienes a mi oficina?" Fue así de simple.
Elimizden geleni yapacağız, olay bu kadar basit.
Hacemos lo que podemos, es tan simple como eso.
Bu kadar basit değil.
No es tan simple como todo eso.
İşte bu kadar basit...
Es tan fácil como...
Bu kadar basit değil.
No es tan simple.
Sana katılmıyorum bu kadar basit.
Y no estoy de acuerdo contigo, así de sencillo.
Bu kadar basit mi?
¿ Tan sencillo?
Bu kadar basit mi?
¿ Así nada más?
- Bitti, bu kadar basit işte.
- Eso fue todo.
Bu kadar basit.
Se terminó.
Benim tek derdim terfi etmek, bu kadar basit.
Yo solo tengo que preocuparme porque me dé un ascenso, cosas sencillas.
Koruma için buradayım, bu kadar basit.
Yo ofrezco protección.
Bu kadar büyütülen ne anlamıyorum Basit bir istekti.
No veo cual es el gran ploblema. Es una simple petición.
- Bu o kadar basit değil.
No es tan simple.
Nick, bu o kadar basit değil.
Nick, no es... no es tan simple.
Bu o kadar basit bir şey değil.
No es tan simple.
Anladığım kadarıyla bu olay, farklı savaş alanı bilgisayar ağlarımız arasındaki basit bir uyuşmazlık yüzünden meydana geldi.
Según lo entiendo, esto fue posible debido a una discrepancia entre nuestras distintas redes de campo de batalla.
İşler bu kadar basit değil Alice.
Sí, sí que lo es.
Bu o kadar basit değil, tamam mı?
por favor. No es tan simple, ¿ vale?
Basit bir araba hırsızı niye bu kadar zahmete girsin ki.
¿ Por qué se metería un ladrón de coches en tantos problemas?
Bu o kadar basit bir şey değil. Amarikan hükümeti gözü ile bakıldığında.. .. şu an bizim elimizde bir terorist var.
Esto no es tan simple, en lo que concierne al gobierno de USA, retenemos a un terrorista.
Öyle görünüyor ki bu durum göründüğü kadar basit değil.
Parece que esto no es tan simple como parece.
Neden basit şeyleri bu kadar karmaşık hale getiriyorsun?
¿ Por qué complicas lo que es simple?
bu kadar basit mi 22
bu kadar basit değil 34
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26
bu kadar basit değil 34
bu kadar 1215
bu kadar mı 472
bu kadar yeter 1511
bu kadar kolay 16
bu kadar yeter mi 31
bu kadar yeterli 43
bu kadar çabuk mu 71
bu kadar komik olan nedir 26