Bunu nasıl biliyorsun translate Spanish
340 parallel translation
- Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabe?
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Y cómo sabes tanto?
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabes eso?
- Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabes?
- Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabes? - Lo pregunté.
- Bunu nasıl biliyorsun?
¿ como lo sabes?
ve bunu nasıl biliyorsun Watson?
- "¿ Y cómo lo sabe, Watson?"
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabes?
Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabe?
Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabes? ¿ Ah?
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Como lo sabrías?
Bekle bir dakika. Bunu nasıl biliyorsun?
Espera un minuto. ¿ Cómo supiste eso?
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo lo sabe?
Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo lo sabes?
Sen bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabes que la pagó él?
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo lo sabes?
- Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Cómo sabes todo eso?
Özür dilerim ama bunu nasıl biliyorsun?
¿ Pero cómo sabe, disculpe?
- Amca, ama bunu nasıl biliyorsun?
Tío, pero ¿ cómo te enteraste?
Bunu nasıl biliyorsun?
Lo haces muy bien.
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Y cómo sabrá usted eso..?
Bunu nasıl biliyorsun.
- ¿ Cómo sabes tú eso?
Bunu nasıl biliyorsun ki?
¿ Cómo lo sabes?
Bu bir çıkma değil. Ve bunu nasıl biliyorsun?
No es una cita. ¿ Y cómo lo sabes?
- Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabes eso?
Marayna. Bunu nasıl biliyorsun?
Marayna. ¿ Cómo lo sabes?
Bunu nasıl biliyorsun? Kaptan Janeway?
- ¿ Capitán Janeway?
- Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Oómo lo sabes?
- Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo lo sabes?
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo lo supiste?
Peki bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabes...?
Sen yanımda yokken hiçbir yerde iyi bir iş çıkartamam, bunu biliyorsun. ... sensiz nasıl başımı eğebilirim?
Sin ti, no podría hacer un buen trabajo en ningún lugar, y tú lo sabes.
Bunu nasıl halledeceğimizi sen biliyorsun.
Saben muy bien, que somos pobres
Bunu biliyorsun. Bundan nasıl şüphe edersin?
Sabes que era así. ¿ cómo puedes dudarlo?
- Seni bekliyordum, biliyorsun. - Bunu nasıl anladınız?
Te he estado esperando.
O halde, Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo lo sabeis?
- Nasıl biliyorsun bunu? - Seni gördüğüme sevindim.
¿ Cómo lo sabes?
Ama bunu yapmadan kaçmayı başaracaklarını nasıl biliyorsun?
¿ Pero cómo lo puede saber alguien que pudo escapar sin pagar un precio así?
Peki sen nasıl biliyorsun bunu?
- ¿ Entonces cómo es que usted lo sabe?
- Nasıl biliyorsun bunu?
- ¿ Cómo lo sabes? - Lo aprendí en la escuela.
Nasıl biliyorsun bunu?
¿ Cómo lo sabías?
Gerçekte nasıl biri olduğunu bilmek ne kadar üzücü biliyorsun. Bunu insanlardan sürekli saklamanı izlemek acı verici.
¿ Sabes lo doloroso que ha sido, saber quién de verdad eres, y verte ocultarlo a los demás?
Nasıl biliyorsun bunu?
¿ Cómo lo sabes?
- Bunu nasıl biliyorsun, Dan?
¿ Dónde lo aprendiste, Dan?
Sen bunu nasıl biliyorsun?
¿ Y cómo lo sabes?
- Bunu nasıl biliyorsun?
- ¿ Como lo sabes?
Korben, adamım, bunu nasıl durduracağını biliyorsun değil mi?
Sabes detener esto, ¿ verdad?
Bunu nasıl biliyorsun?
Cómo lo sabes?
Bunu nasıl biliyorsun?
¿ Cómo sabe eso, cadete?
Mulder, nasıl biliyorsun bunu?
Mulder, ¿ cómo lo sabes tú?
Bunu nereden biliyorsun? Nasıl?
¿ Cómo lo sabes?
bunu nasıl yaparsın 100
bunu nasıl yaptın 148
bunu nasıl yaptı 34
bunu nasıl başardın 34
bunu nasıl buldun 42
bunu nasıl yapacaksın 53
bunu nasıl yapabildin 66
bunu nasıl yapıyorsun 72
bunu nasıl anladın 25
bunu nasıl yapabilirsin 20
bunu nasıl yaptın 148
bunu nasıl yaptı 34
bunu nasıl başardın 34
bunu nasıl buldun 42
bunu nasıl yapacaksın 53
bunu nasıl yapabildin 66
bunu nasıl yapıyorsun 72
bunu nasıl anladın 25
bunu nasıl yapabilirsin 20
bunu nasıl bildin 34
bunu nasıl yapacağız 56
bunu nasıl becerdin 17
bunu nasıl yapıyor 23
bunu nasıl yaptınız 17
bunu nasıl yapacağım 32
bunu nasıl söylersin 100
bunu nasıl açıklıyorsun 18
bunu nasıl yapabilirim 19
bunu nasıl bilebilirsin 21
bunu nasıl yapacağız 56
bunu nasıl becerdin 17
bunu nasıl yapıyor 23
bunu nasıl yaptınız 17
bunu nasıl yapacağım 32
bunu nasıl söylersin 100
bunu nasıl açıklıyorsun 18
bunu nasıl yapabilirim 19
bunu nasıl bilebilirsin 21