English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Eğer bilseydim

Eğer bilseydim translate Spanish

666 parallel translation
Burada söylenenleri bilmiyorum, eğer bilseydim bile... Bana söylemezdin, biliyorum.
No escucho lo que se dice aquí, pero si lo supiese No me diría nada.
Eğer bilseydim buraya onu...
No tendría a nadie aquí que...
Eğer bilseydim, ayrılmanı istemeyebilrdim.
Si lo supiera, tal vez no quisiera irme.
Eğer bilseydim başlamışken senin de işini bitirirdim.
Si hubiese sabido, de paso te liquidaba a ti.
Eğer bilseydim...
De haberlo sabido.
- Tabii, eğer bilseydim...
- Claro, si hubiera sabido...
Eğer bilseydim..,
Si lo hubiese conocido...
Eğer bilseydim, yapamazdım.
De haber sabido lo que era, no lo hubiera hecho.
Eğer bilseydim -
Lo siento, ¡ si lo hubiera sabido!
Eğer bilseydim, hiç beklemezdim.
Si no, no te habría esperado.
Eğer bilseydim ona daha iyi bir şeyler ayarlardım.
Si lo hubiese sabido, le habría colocado en algo mejor.
Eğer bilseydim, teorimi ispat edebilirdim.
Si lo supiéramos, podríamos confirmar mi teoría...
Biliyorsun, eğer bilseydim sana anlatırdım.
Te diría si lo supiera.
- Eğer bilseydim, daha önceden gelirdim.
- Si lo hubiera sabido, habría venido antes.
Eğer bilseydim her dakikamın tadını çıkarır, istediğim her şeyi yapardım.
Si lo hubiera sabido, habría... disfrutado cada minuto, lo habría hecho todo.
Eğer bilseydim, bunu söylemek aklından bile geçmezdi.
- No. Si lo supiera, no se me ocurriría decir que me anhelas.
Eğer 20 dakika süreceğini bilseydim...
Si hubiera sabido que duraba 20 minutos...
Eğer sizi kurtarmakla başıma gelecekleri bilseydim, sizi asla... Bundan keyif mi aldığımı düşünüyorsunuz?
Si este es el resultado de haberle salvado la vida desearía no haberlo hecho.
Eğer böyle hissettiğini bilseydim... geçen hafta onu ziyaret etmeye gitmezdim.
Si hubiera sabido que se sentiría así... No me habría molestado en ir a conocerlo la semana pasada.
- Üzgünüm. Eğer onun olduğunu bilseydim...
- Si hubiera sabido cómo estaba...
Eğer kim olduğunu bilseydim, gider polise söylerdim.
Si hubiera sabido quién era habría acudido a la policía.
Eğer büyüleyici eşinin burada olmadığını bilseydim, bu kadar acele etmezdim.
Si sé que tu mujer no iba a estar, no me hubiera dado tanta prisa.
Eğer yarının gazetesinin nerede olduğunu bilseydim onun için hayatımın 10 yılını verirdim.
Dígame donde esta el periódico de mañana y le daré diez años de mi vida.
Sonunun nereye varacağını bilseydim, bu işe hiç girişmezdim. Eğer aklım başımda olsaydı...
Si hubiera sabido cómo iba a acabar todo, nunca habría dejado que empezara, es decir, si hubiera estado en mi sano juicio.
Eğer geleceğini bilseydim biraz temizlerdim ortalığı.
De saber que venías habría limpiado un poco.
Eğer bu Kızılderelileri bilseydim Kaptandan çok önce onlardan birkaç tanesini göreceğiz
Visto como son los indios, pronto le contestarán.
Eğer birlikte olabilmemizin tek yolunun bu olduğunu bilseydim bilmiyorum, belki onu öldürebilirdim.
Si hubiera sabido que esa era la única forma... No lo sé. Puede que lo hubiera matado...
Böyle olacağını bilseydim eğer...
Si hubiese podido saber todos los detalles.
Eğer burada sizin gibi biriyle karşılaşacağımı bilseydim, yanımda uşak getirirdim.
Si yo hubiera esperado encontrar alguien como usted aquí, habría traído conmigo un criado.
Eğer bunu cevabını bilseydim, şimdi burada olmazdım.
Si supiera responderle a eso, no estaría aquí.
Eğer bunu bilseydim...
Si lo hubiera sabido...
Eğer Kimbrough'u peşine Mary için düştüğünü bilseydim buraya gelmene engel olurdum.
De haber sabido que perseguías a Kimbrough a causa de Mary, habría tratado de evitar que vinieras.
Bir bilseydim eğer.
"¡ Vende Io que te queda!" Mirad, mirad a la puta.
Ve eğer evlenmek üzere olduğunu bilseydim buraya hiç gelmezdim.
Y no estaría aquí si hubiera sabido que te casabas.
Eğer onların kötü adamlar olduğunu bilseydim, asla onlarla birlikte olmazdım.
Si hubiera conocido a hombres así, no me habría mezclado con malas hierbas.
Eğer arkadaşlarınızı getireceğinizi bilseydim bir şeyler ayarlardım.
Si hubiera sabido que ibais a traer amigos, habría preparado algo.
Eğer orada insan olmadığını bilseydim...
Si supiera que no hay humanos allí.
Eğer böyle olacağını bilseydim sana hemen söylerdim.
Si lo hubiera sabido, te lo hubiera dicho enseguida.
Eğer bunu bilseydim işler daha farklı olurdu.
Si lo hubiera sabido, habría procedido de otra manera.
Eğer senin ne düşündüğünü bilseydim.
Si sólo supiera... qué opinas.
Eğer kararını verdiysen, hiçbir şey yapamam ama bilseydim seni kurtarmazdım.
Si ya has decidido, yo no puedo hacer nada. Pero yo no te hubiera salvado si llego a saberlo.
- Nereye gittiğinin bir önemi yok, değil mi? - Evet. Eğer bana nerede ihtiyaç olduğunu bilseydim, orayı seçerdim.
Si supera donde me necesitan, iría allí.
Eğer evet diyeceğini bilseydim, milyonlarca kez seninle evlenmek isterdim.
Me casaría contigo un millón de veces si dijeras que sí al menos una vez.
- Sana katılabilirim eğer neden bahsettiğini bilseydim.
- Salvado. - Estaría de acuerdo... Si supiera de qué hablas.
Eğer kung fu bilseydim onlara bunu tattırırdım!
Si supiera boxeo chino, ¡ les daría una buena paliza!
Eğer bilseydim, inanın, söylerdim.
Si lo supiera, se lo diría.
Doktor, eğer öyle bir izlenim bıraktığımı bilseydim, ayrılır ve bir daha da geri dönmezdim.
De haber sabido que usted pensaba eso me habría ido para no volver más.
Eğer bu dünyada bu kadar kısa kalacağını bilseydim, seninle evlenmek için çalardım.
Si hubiera sabido que ibas a durar tan poco habría robado el dinero para casarme contigo.
Dinle, eğer beni daha çok seveceğini bilseydim, pasaklı olurdum.
Mira, si supiera que ella me querría más, sería desordenado.
Eğer bana hakaret için parti düzenlendiğini bilseydim, ellerimi yıkayıp, en güzel Pazar giysilerimi giyerim.
Si yo hubiera sabido que estaria asociado con tal caracter, me lavo mis manos y me pongo mi mejor ropa.
Eğer nasıl yapılacağını bilseydim, ben de lanet yeri 7 kat göğe kadar patlatırdım!
Si supiera cómo hacerlo, haría estallar ese maldito lugar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]