English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Eğer istersen

Eğer istersen translate Spanish

4,847 parallel translation
Açıkçası, eğer istersen her an mülteci merkezini arayıp kapattırabilirim ve senin maaşınla problemi çözebilirim.
Sinceramente, si prefieres, siempre puedo cerrar el centro de refugiados y... arreglar el problema de tu sueldo.
Burada boş bir yer var, Anne. Eğer istersen.
Hay un asiento aquí, Anne, si gustas.
Eğer istersen ben seni savunurum.
Si lo deseas, yo te representare.
Eğer istersen.
Si quieres.
Tabii. Eğer istersen çantamda tarak da var.
Hay un peine en mi bolsa por si lo necesitas.
Eğer istersen hepsini silebilirim.
Puedo borrarlo todo si quieres.
Eğer istersen ara sıra onu yürüyüşe çıkarabilirsin.
Puedes sacarlo a pasear alguna vez, si quieres.
Pen, eğer istersen, sana oyununla ilgili fikirlerimi seve seve söylerim.
Pen, si quieres, me encantaría darte mi opinión sobre tu obra.
Eğer istersen.
Si lo quieres.
Sen, eğer istersen seni eve bırakabilirim.
A ti, puedo llevarte a casa si quieres.
Eğer istersen döndüğümde yüzüne makyaj yaparım. Bu sayede en azından eski haline benzersin.
Ahora, si quieres, pintaré tu rostro cuando llegue a casa, así al menos te pareces a lo que solías ser.
Eğer istersen bana yardım edebilirsin.
Y puedes ayudarme a prepararme, si quieres.
Her neyse, düşünüyordum da, yani eğer istersen birer içki içebiliriz belki?
De todos modos, estaba pensando que, tal vez, ya sabes, si quisieras,
Eğer istersen...
Habrá uno esta noche
Eğer istersen bu tempoyu daha kontrol edilebilir bir hıza düşürmene yardım edebilirim.
Si gustas, podría alentarlo a un ritmo más manejable.
Eğer istersen benim yerime de konuşabilirsin.
O, si quieres, en lugar mío.
Eğer konuşmak istersen, 10 dakikaya döneceğim.
Si quieres hablar, Voy a estar de vuelta en 10 minutos.
Eğer bulmak istersen çocuk oyuncağıymış.
Y si quieres encontrarlo, eso es pan comido.
Neyse, eğer arada benimle koşuya çıkmak istersen...
Pero si te apetece ir a correr...
Eğer benimle konuşmak istersen...
Bueno, si no quieres hablar conmigo...
Eğer gerçekten istersen.
- Si realmente lo deseas.
Eğer yeni bir telefon almak istersen, kardeşimin dükkânına gidebilirsin.
Si quiere comprar un nuevo teléfono, visita la tienda de mi hermano.
Eğer savcının cömert teklifini tekrar düşünmek istersen, nerede olacağımızı biliyorsun.
Ahora, si le gustaría reconsiderar la generosa oferta del Fiscal, sabe dónde estaré.
Sanırım, eğer biraz ayrı kalmak istersen insanlar anlayışla karşılayacaktır.
Creo que la gente entendería si... quieres tomarte tiempo libre.
Eğer aileme iyi olduğumu söylersen ne istersen yaparım.
Realmente voy a hacer todo lo que diga si lo que les digo a mis padres que estoy bien.
Christine'nin bebek grubu bu sabah geç başlayacak eğer onu götürmek istersen.
La reunión del grupo de Christine es esta mañana por si quieres llevarla tú.
Günün birinde eğer dinlemek istersen sana neler yaşadığımı anlatacağım.
Algún día, si quieres escucharlo, te contaré lo que pasó.
Eğer olur da yardım etmek istersen etme diyen yok.
Y si pasa que quieres ayudar, no te detendríamos.
Eğer birileriyle konuşmak istersen bir şey ayarlayabiliriz.
Si necesitas hablar, podemos quedar en algo.
Eğer bir ev istersen, gerçek bir ev, ben de...
Sí, y si algún día tengo una casa... una casa real, amaría- -
Eğer başka bir şey istersen, fotoğraf, dosya, her neyse, amirime sor, tamam mı?
Si necesitas algo, fotos, archivos, lo que sea, consulte con el jefe, ¿ bien?
Eğer bunların hepsi bittiğinde eve geri dönmek istersen?
¿ Qué tal si un día cuando todo esto termine, tú quieras venir a casa de nuevo?
Evet. Tabi, eğer small ball oynamak istersen.
Sí, seguro, si quieres ir por las bases.
Eğer konuşmak istersen ya da bilirsin işte bu ya da başka konuda...
Si quieres hablar de eso... o, ya sabes... - de esto o lo otro...
Eğer gelmek istersen eşim olabilirsin.
Quería saber si querías ir, ser mi cita.
Eğer bize katılmak istersen, bana ortacı çocuk muamelesi yapmayı kesmelisin.
Si quieres acompañarnos, entonces deja de tratarme como tu chico de los mandados.
Ben birazdan çıkıyorum, eğer benimle... çıkmak istersen.
Acabo dentro de poco, si quieres... acabar conmigo.
Ama eğer bir ara takılmak istersen falan, ne bileyim...
Quiero decir si quieres pasar el rato alguna vez... No pasa nada.
Eğer çıkarmamı istersen daha düğünden de bir yığın fotoğraf var.
Tengo una tonelada más de la boda por si quieres que las imprima.
Eğer bunun hakkında konuşmak istersen, bundan daha fazla isteyebileceğim bir şey olmazdı.
Si quieres hablar de ello no hay nada que me gustase más.
Ama, üç gün daha buralardayım, eğer sen bunun tadına bakmak istersen.
Pero, oye, estaré aquí tres días más, si quieres disfrutar de todo esto.
Eğer yanında birini istersen gelmekten memnun olurum.
Ya sabéis, si queréis compañía, estaré encantado de pasarme.
Eğer konuşmak istersen...
Bueno, si necesitas hablar...
Eğer orada olmamı istersen, bana haber ver.
Si quieres que esté allí, házmelo saber.
Eğer gidip onu aramak istersen seni desteklerim.
Si quieres salir a buscarlo, te apoyaré.
Eğer bir şey istersen bana söylemen yeterli.
Avísame si quieres algo más.
- Eğer bunu konuşmak istersen...
- Si necesitas hablar al respecto...
Ufak bir şey, eğer gelmek istersen.
Solo pequeño. si quieres venir.
Tabii eğer bir Seminole Kızılderilisiyle timsahın güreşini izlemek istersen başka.
Salvo que quieras ver a un indio seminole luchar contra un caimán.
O yüzden, eğer akşamları ara sıra derslere girmek istersen engel olmayacağım.
Así que... si quieres tomar clases aquí y allá por las noches, no me opondré.
Eğer geri dönmek istersen, dönebilirsin.
Si quieres volver, puedes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]