Eğer olsaydı translate Spanish
11,228 parallel translation
Ahlaklılıkla alakalı vesveselerim yok eğer olsaydı, polise giderdim.
No tengo delirios acerca de la moralidad ; si lo hiciera, hubiera ido a la Policía.
Eğer olsaydı bu tam bir bitiş anı olurdu.
Este sería un momento de fin del juego si es que hubo uno alguna vez.
- Eğer benim kardeşim orada bir yerde olsaydı bunu bilmek isterdim.
Si fuera mi hermana la que está ahí afuera, necesitaría saber.
Eğer müdahale etmemiş olsaydın, Lindy anlaşmayı kabul etmiş olacaktı ve Bubonic'te belki hapiste.
Si tú no hubieras interferido, Lindy habría hecho el trato y Bubónico estaría en prisión.
Eğer bu gerçek bir savaş olsaydı, son sözlerin ne olurdu?
Si este es el campo de batalla real, ¿ cuales serian sus ultimas palabras?
Eğer senin birlik komutanın olsaydım, seni öldürürdüm.
Si yo fuera tu comandante, te mataria.
Gus... Eğer senin yerinde ben olsaydım ve bana inansaydın benim için önemli olan tek şey bu olmuş olurdu.
Gus, si hubiera estado en tu piel, y créeme, eso es lo único que importaría.
Eğer kapağı ben patlatmış olsaydım ellerimin mosmor olacağını resmen kabul ettiler.
Es oficial el hecho de que si hubiera activado la escotilla, tendría toda la mano negra y azul.
Eğer beni tanımıyor olsaydın, çekici olduğumu düşünür müydün?
Si no me conocieras, ¿ pensarías que soy atractiva?
Seni saf, eğer Masoorie hayatta olsaydı, şimdi dayağı yemiştin!
Es el colmo de la ingenuidad. Si tío Masoorie viviera, te habría abofeteado.
Sorun kendinize... rahipler onu bağlayabilir miydi... eğer gerçekten Mesih olsaydı?
Pregúntense si los sacerdotes lo tocarían... si en verdad fuera el Mesías.
Yani sence de, eğer biz... yıllar önce beraber olsaydık, bunu... bunu yürütebilir miydik?
Es decir, crees que... Si hubiéramos... permanecido juntos todos esos años, nosotros, ¿ hubiéramos funcionado?
Eğer binlerce okul çocuğu pat diye ölüyor olsaydı bu konuda bir şeyler yaparlardı.
Si hubieran miles de estudiantes muriéndose harían algo al respecto.
Eğer aramış olsaydın sana artık kanunen mümkün olsa da halen aşmamız gereken bazı engeller olduğunu söyleyebilirdim.
Bueno, si me hubieras llamado, te hubiera dicho que aún si el proyecto es ahora ley, hay algunos obstáculos a pasar antes de que podamos aplicarla.
Şu anda burada olsaydın ve elimi tutsaydın eğer... Gitmene asla müsaade etmezdim Rexie.
Y si estuvieras aquí ahora, sosteniendo mi mano, nunca te dejaría ir, Rexie.
Ve eğer ben HIV'li olsaydım tanıştığımızda senin bana soracağın ilk soru da kesinlikle bu olacaktı.
Y si fuera de otro modo, debería haber sido una de las primeras cosas que me deberías haber preguntado cuando nos conocimos.
Eğer Ragnar olsaydın, sorun olmazdı!
¡ Si fueses Ragnar, no habría problema!
Eğer fırtına boktan yapılmış olsaydı kusursuz bir fırtına olurdu.
Es como la tormenta perfecta, si la tormenta fuese hecha de mierda.
Eğer bir köpek olsaydım, şimdiye ölmüştüm.
Si fuera un perro, ya estaría muerta.
Öne sürdüğüm şey, Eğer bir intahar notu olsaydı.. ... benim için sürpriz olmazdı.
Todo lo que estoy sugiriendo es que, no me sorprendería... si una nota de suicidio apareciera.
Bak, adam kaçırmada böyle şeyler olmaz, biliyorum.. ... olsaydı eğer, şimdiye ölmüş sayılacaktım. Ayrıca bu sikik sandalyeden..
Miren, soy consciente de que no hay... manual oficial de secuestro, pero si hubiera, estoy casi seguro que no tendría... ninguna objeción de que te movieras un poquito... más cerca de mí, cuando hay cero posibilidades...
Eğer şu anda burada olsaydı onu öldürürdüm.
Si estuviera aquí la hubiera cogido y la hubiera matado.
Eğer bu konuşma üniversite hakkında olsaydı ve o zaman konu üniversiteye gidip gitmeyeceği olsaydı...
Si habláramos sobre la universidad, y fuera : "¿ Universidad o no...?" Dicen...
Normal olsaydım eğer, onun gibi olurdum.
Si fuera normal, sería ella.
Eğer benim yapacağım bir şey olsaydı, burada oynuyor olurdunuz.
Si tengo nada que ver con ella, va a jugar aquí.
Eğer ben oy verecek olsaydım, Teksas ülkenin bir numarası olurdu.
Y si fuera mi voto, Texas sería número uno en el país.
Eğer biraz daha paramız olsaydı mutluluğumuzu satın alabilirdik.
Si tuviéramos más dinero, podría comprar un poco de felicidad.
Thomas arkadaşımız diyor ki, " Eğer seçme şansım olsaydı, tüm hayatımı kilisede geçirirdim.
Tomás aquí presente dice : "Me pasaría la vida en la iglesia, si tuviese elección. " Soy devoto de los asuntos del espíritu. " No me importa la riqueza.
Catherine eğer söyledikleri doğru olsaydı.. ... şimdiye kadar öğrenirdik değil mi?
Catherine, vamos, si lo que dijeron fuera verdad, hubiéramos sabido ya sobre ella, ¿ verdad?
Eğer bu gerçekleşecek olsaydı, şuana kadar gerçekleşmez miydi?
Si fuera a pasarnos algo, ¿ no crees que ya nos hubiera pasado?
Ama eğer can yakacaksam... ya onun yerinde olsaydım..
Pero si tengo que lastimar a alguien, si estuviera en su lugar...
Eğer gerekçelerin hayal gücün kadar sağlam olsaydı, bunun yanlış bir benzeşim olduğunu anlardın.
Si sus hechos fuesen tan sólidos como su imaginación, se daría cuenta de que esto es una analogía falsa.
Sen polissin. Ama eğer olsaydım,..
Eres un policía.
Eğer doğa bir yolunu buluyor olsaydı şu an çoktan ölmüş olurdun.
Si la naturaleza encontrara una forma, ya estarías muerta.
Eğer sen o durumda olsaydın o Seattle yolunu yarılamıştı şimdiye kadar.
Si las cosas fueran al contrario, él ya estaría a mitad de camino de regreso a Seattle.
Eğer başka türlü olsaydı ben de seni asla o çukurdan çıkarmazdım.
Si hubiera sido al revés, no te hubiera ayudado a salir de ese foso tampoco.
Eğer bu kadar kanı ben vermiş olsaydım, beni yerde sürüklemek zorunda kalırdın.
Si le di tanta sangre, que te tienes que rascar el suelo.
Eğer Katedral'deki fahişeler ve ülkenin bombalanması arasında seçim yapmak zorunda olsaydım bu kadınlara ebediyen minnettar kalırdım.
Si me dan a escoger entre prostitutas en La Catedral o bombas en el país les estaré eternamente agradecido a estas mujeres.
Yani, eğer bana anlatmış olsaydın hemen her şeyi iptal ederdim.
Es decir, si me lo hubieras dicho, habría cancelado todo esto al instante.
Eğer benim annem de seninki gibi olsaydı...
Si yo tuviera una madre como la tuya, yo...
Eğer bir çocuğum olsaydı ve Harry ona tokat atsaydı onu kendi ellerimle öldürürdüm ama hukuki yollara başvurmazdım.
Si yo tuviera un hijo y Harry lo hubiera abofeteado, yo misma le mataría, pero no lo llevaría frente a la justicia...
Tabii ki, eğer dikkatimi vermiş olsaydım muhtemelen onu ben tokatlardım.
Por supuesto, si hubiera estado prestando atención, probablemente le hubiera abofeteado yo misma.
Eğer ben olsaydım, sana rica ederim derdim.
Bueno, si fuera yo, no diría nada.
Eğer bir saniye daha hızlı olsaydım, birden ışık geldi ve şafak söktü.
Si solo hubiese sido un segundo más rápida, pero luego entró la luz y anocheció.
Eğer babam evde olsaydı beni dinlerdi.
Si papa estuviera en casa, él habría escuchado.
Eğer bana puan veriyor olsaydın, kaç verirdin? - Bilemiyorum...
Pero, si me fueras a poner un puntaje, ¿ Cual sería?
Yani, eğer onunla bir adım daha ötesine geçebilmiş olsaydık, kesinlikle müdahale ederdim.
Al igual que, si había ido más lejos con ella, Me hubiera intervenido con seguridad.
Eğer ortada bir bebek olsaydı annenin ikimize de bakmak isteyeceğini söylemiştin. Hatırladın mı?
¿ Recuerdas que dijiste que tu mamá quería cuidarme y al bebé si había alguno?
Eğer aptal sarışının teki olsaydın üstüne bayraklı bir rozet iliştirir, ağzından içeri avuç dolusu sakinleştirici tıkar ve ve sahnenin en arkalarına atardım.
Si fueras intrascendente, simplemente te pondría un pin de una bandera te haría tragar un Valium y te pondría detrás del podio al fondo del escenario.
Eğer gerçek anlamda asil olsaydım kardeşim bunu senden saklamazdım. Yapmış olduğum bu alçak eylemi korkakça annemizin hafızamdan silmesine müsaade etmezdim.
De ser verdaderamente noble, hermano, no te habría ocultado un acto vil, que una vez como un cobarde le permití a nuestra madre que borrara de mi memoria.
Eğer vampir olsaydım, bunu yapacak güce sahip olurdum.
Si fuera un vampiro, tendría la fuerza para cambiar la situación.
olsaydı 40
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer istersen 206
eğer beni seviyorsan 30
eğer sen 63
eğer öyleyse 172
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer izin verirsen 26
eğer bilseydim 25
eğer o 55
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45
eğer yanılmıyorsam 39
eğer sakıncası yoksa 54
eğer öyle olsaydı 20
eğer varsa 60
eğer ben 51
eğer isterseniz 86
eğer olursa 24
eğer ölürsem 16
eğer mümkünse 45