Eğer o olmasaydı translate Spanish
443 parallel translation
Eğer o olmasaydı uzun zaman önce kaçardım ama hep bana engel oldu.
Si no fuera por él, me hubiera marchado hace tiempo. Pero me retiene.
Otoku kendini düşünmeyerek sana yardım etti. Eğer o olmasaydı, şu an bulunduğun konumda olamazdın.
Dile que la admiro y que la acepto como tu esposa.
Eğer o olmasaydı herhalde hala aynı olurdum. O benimle hep konuştu ve yalnız olmadığımı hissettirdi.
Seguiría igual de no haber sido por alguien que habló conmigo y me hizo sentir que no estaba sola.
bayan carteri kör gibi kullanarak tek bildiğim şey....... Burada olamazdım eğer o olmasaydı parca parca olurdum.
Y tu sabes de que manera ha sucedido : utilizando a la Srta. Carter. Todo lo que sé es que yo no estaría aquí si no fuera por él.
Eğer o olmasaydı, beni öldürürlerdi.
Me habrían matado a no ser por él.
Eğer o olmasaydı...
Si no hubiese sido por él...
Eğer o olmasaydı...
Si no fuera por él...
Aramızda kalsın ama, eğer o olmasaydı -
Entre hombres, si no estuviera...
Eğer o olmasaydı...
Si no hubiera sido...
Eğer o olmasaydı, ne halde olurduk biliyor musun? - Mutlu!
De no ser por Maurice, ¿ sabes cómo estaríamos?
Onunla kalmana izin vericeğimi mi sanıyorsun? Eğer O Olmasaydı çoktan tutuklanmıştın.
Sin ella, ya te habrían arrestado.
Eğer o olmasaydık biz hepimiz çoktan solmuştuk.
Si no fuera por él, nos hubiéramos marchitado de tanto aburrimiento.
- Eğer o olmasaydı bende burda olmazdım.
- Y yo no estaría aquí si no fuera así.
Biliyorsun, eğer o olmasaydı... seninle asla tanışamazdım.
Si no hubiera sido por él... no te habría conocido.
Eğer o olmasaydı, defterlere sahip olamazdın.
De no ser por él, no tendría los libros.
Eğer o olmasaydı bugün benim ölüm günüm olacaktı.
Renunciaron a uno de sus ojos a cambio de poder :
Eğer o olmasaydı, bu sesleri duyamazdım. Rüzgar yeniden başladı.
- Si no fuese por él, no me habría dado cuenta de que el viento es más fuerte ahora.
- Yine de eğer o olmasaydı...
- Aunque si no llega a ser por él...
Eğer o olmasaydı Avusturya asla büyük bir güç olamazdı.
Austria no sería una potencia hoy.
Eğer o olmasaydı ben hala geçimimi Chicago'daki adamlarınızla çıkarak sağlıyor olacaktım.
De no ser por él... aún estaría ganándome la vida por las calles... y repartiendo los beneficios con tu gente de Chicago.
Eğer o sinek olmasaydı, kafamı uçurmuşlardı.
Si no hubiera sido por esa mosca, me habrían volado la cabeza.
Belki delirmediği zamanlar çocuklarla bilye veya arkadaşlarıyla kart falan bile oynuyordur. Eğer öyle olmasaydı, Grossman veya Haarmann gibi katillerin gerçek karakterleriyle ilgili en ufak ipucu bırakmadan yıllarca insanların arasında yaşaması pek mümkün olmazdı.
Por lo demás, asesinos como Grossmann o Haarmann no podrían vivir por años, como lo hicieron, sin que sus vecinos llegases a sospechar de ellos.
Eğer o işi gerçekten sen yapmış olmasaydın, çoktan polise giderdin.
Si fuera inocente, habría ido a la policía.
Eğer ben olmasaydım, O çoktan buralardan gitmiş olurdu.
Si no fuera por mí, se hubiera marchado hace mucho.
Eğer olmasaydı, o zavallı kör adamla evlenmezdi.
Si no, no se habría casado con un pobre ciego.
Para toplamayı aklımın ucuna bile getiremem, eğer söz konusu Bea olmasaydı,... şey, o, eğer o...
Ni siquiera pensaría en reunir el dinero, si Bea no fuera tan bueno, si ella...
Eğer şu rüzgar olmasaydı, o adamı öldürmeyecektim.
Si no hubiera sido por ese viento, no le habría matado.
Onlar orada öldü biz beklenmeyen misafire merakla baktığımız için onu hiç fark etmedik yasanmış birsürü farklı tarih olsa gerek eğer o burda olmasaydı.
Están muertos... dentro. Nosotros no adivinamos, mientras la mirábamos con curiosidad, de que manera nuestra aventura habría sido diferente, si ella no hubiera estado allí.
Eğer o olmasaydı...
Si no lo fuera...
Eğer o bu filmde olmasaydı, sen de bitecektin.
Si no fuera por ella, tú estarías terminada.
O'da istiyordu. Eğer sen olmasaydın.
Y ella lo habría hecho de no haber sido por Ud.
Eğer o mantarlı tabanca gerçek olsaydı ve benim bie silahım olmasaydı, o da bir tür Tanrı olurdu ve yaşamamı isteseydim, üzerinde yürüdüğü yere kapanırdım ve ona hayatım için yarım milyon dolar öderdim.
¿ Dónde está ahora?
Eğer Morley burada olmasaydı, burada o içkiyi yudumlayamazdın.
Si no fuese por Morley, no estaría bebiéndose ese whiskey.
- Eğer o şekilde olmasaydı, gidici olurdun!
Si no fuera por él, habrías muerto.
Eğer onları geri çağıramıyor olmasaydım o zaman size onları imha etmenizde yardımcı olacağız.
Si no somos capaces de hacer que vuelvan entonces les ayudaremos a destruirlos.
Eğer Tanrı O'nun içinde olmasaydı, görmemi sağlayamayacağına inanıyorum.
Creo que si dios no estuviera en él no hubiera sido capaz de hacerme ver.
Eğer orda olmasaydım ve o su kanalı olmasaydı, üstesinden gelirdi.
Si no hubiera estado allí... Y si no hubiera estado la zanja se habría enderezado.
Ya, eğer biz Zira ve ben burda olmasaydık, o o hala burada olacaktı, iki arkadaşıyla birlikte
Único. Si no llega a ser por Zira, seguiría aquí, disecado en la gran sala del museo de Zaius, junto a sus dos amigos.
Eğer o senin kızılderili olmasaydı...
Si no llega a ser por esa india tuya...
Eğer kızım olmasaydı yaşamak ya da ölmek umurumda bile olmazdı. Ama, anlarsın ya...
Pero, sabes... no creo que a nadie le importe si vivo o si muero...
Bunu biliyoruz. Ve eğer sen o kadar budala olmasaydın... bu haberi senin kendi güvenliğin için bizim yaydığımızı anlardın.
Lo sabemos, y si no fuera tan tonto... sabría que inventamos eso para protegerlo.
İki saat o olmadan idare ederdim ama eğer tüm dile hakim olmasaydım birçok önemli vurguyu kaçırdığımı hissederdim.
Me gustaría suprimirlas durante dos horas en escena, pero creo que se echaría algo en falta aunque estoy seguro de que podría pasar dos horas sin ellas, creo que echaría en falta mucho énfasis importante si no tuviera acceso a todas las posibilidades del idioma, ¿ sabes?
" Eğer o haklar yeterli olmasaydı, maddi haklarıda olduğu söylenirdi.
"Y por si esto no fuese suficiente también tenemos derechos materiales."
Eğer ortada o polis olmasaydı, sana devam etmeni söylerdim.
Si no fuera por ese poli, yo te diría adelante...
Eğer sıcak bir takipte olmasaydım, o sefil herifi ve Sukiyaki bisikletini yolun ters tarafını kullanmaktan kodese tıkardım.
Si no estuviera en una alta persecución, tendría a este vago y su bicicleta Sukiyaki... Por conducir por una vía en dirección contraria
Eğer o çatı olmasaydı Bugün burada olamazdım.
Abajo había un local. De no haber sido por la cristalera, no estaría aquí.
Eğer benim sevgili babam vasiyetine o garip şartı koymuş olmasaydı bu kötü durumda olmazdın.
De no haber sido por mi querido papá y esa cláusula en su testamento, nunca te encontrarías en este aprieto.
- Eğer o kadar güzel olmasaydı. - Evet, biliyorum, biliyorum.
- Si ella apenas no tan maldito magnífico.
Eğer o göt 100 dolarımı almış olmasaydı, şu an motorlu teknemiz olurdu.
Si no se hubiera llevado mis 100 dólares tendríamos un bote con motor.
Eğer sen olmasaydın o çoktan ölmüştü!
Si no te respetara, ¡ él ya estaría muerto!
Eğer televizyon olmasaydı yapabilirdim gerçi.
O sea, podría, si no tuviese un televisor.
eğer öyleyse 172
eğer o 55
eğer öyle olsaydı 20
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer olmazsa 16
eğer olsaydı 17
eğer öyle diyorsan 21
eğer ölürsen 18
eğer ölürse 18
eğer o 55
eğer öyle olsaydı 20
eğer ölürsem 16
eğer olursa 24
eğer olmazsa 16
eğer olsaydı 17
eğer öyle diyorsan 21
eğer ölürsen 18
eğer ölürse 18
o olmasaydı 39
eğer istersen 206
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer ben 51
eğer istersen 206
eğer sen 63
eğer beni seviyorsan 30
eğer istiyorsan 65
eğer istemiyorsan 31
eğer bir şey olursa 28
eğer bilseydim 25
eğer izin verirsen 26
eğer ben 51