English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ E ] / Eğer sen olmasaydın

Eğer sen olmasaydın translate Spanish

255 parallel translation
Eğer sen olmasaydın onunla giderdim.
Me habría marchado con él si no hubiera sido por ti. ¿ Por mí?
Eğer sen olmasaydın, hala hizmetçilerimiz olurdu.
De no ser por tí, aún tendríamos sirvientes.
O'da istiyordu. Eğer sen olmasaydın.
Y ella lo habría hecho de no haber sido por Ud.
Eğer sen olmasaydın hayatım bomboş, yalnız ve çekilmez olurdu.
Si no te hubieras hecho parte de mi vida todos estos años hubieran sido insulsos insoportables.
Eğer sen olmasaydın...
De no ser por ti... ¿ qué?
Eğer sen olmasaydın, uzun zaman önce köy havaya uçmuştu!
Si no fuera por ti, hace mucho que hubiera hecho volar a toda la aldea.
Cidden, eğer sen olmasaydın adam beni çoktan vurmuş olurdu.
En serio, ese tío me hubiera disparado si no hubieras aparecido.
Eğer sen olmasaydın o çoktan ölmüştü!
Si no te respetara, ¡ él ya estaría muerto!
Eğer sen olmasaydın, o pigme kadın bilenmiş mango ile, çok ciddi şeyler...
De no haber sido por Ud., esa pigmea con la piña me habría dejado...
Eğer sen olmasaydın Efendi benimle kalmaycaktı.
Si no es por ti... el Señor no se hubiera quedado conmigo.
Eğer sen olmasaydın, arkadaşlarımı ağırlamam hiç de kolay olmayacaktı.
Yo no habría sido posible invitar a mis amigos si no fuera por sí mismos.
Eğer sen olmasaydın o şimdiye kadar evlenmiş olurdu.
Si no fuera por usted, ya estaría casada. - ¡ Basta ya!
Eğer sen olmasaydın Hiç birimiz hayatta kalamazdık.
Nadie estaría vivo si no fuera por usted.
Eğer sen olmasaydın Antaeus beni öldürebilirdi.
Anteo me podría haber matado de no haber sido por ti.
Biliyor musun, düşünüyordum da. Eğer sen olmasaydın şimdi nerede olurdum.
Estaba pensando dónde estaría hoy si no fuera por ti.
Eğer sen olmasaydın, bu olayın üstesinden gelemezdim.
No hubiera podido con esto sin ti.
Eğer sen olmasaydın, bu kahrolası sandalyede olmayacaktım.
No estaría en esta maldita silla si no fuera por ti.
Eğer sen olmasaydın... dilim Canelli'nin av panosunda asılı duruyor olacaktı.
Si no fuera por ti... mi lengua estaría colgando en la pared de trofeos de Canelli.
Eğer sen olmasaydın buralara kadar gelemezdim bu yüzden sana minnettarım.
Si no fuera por ti, nada de esto hubiese sucedido y quiero demostrarte mi aprecio.
Eğer sen olmasaydın... tekrar özgür olmanın nasıl hisettirdiğini asla bilmeyecektim.
Si no fuera por ti nunca habría sabido cómo se siente ser libre otra vez.
Eğer sen olmasaydın onu asla bulamazlardı.
De no ser por ti jamás lo habrían encontrado.
Eğer sen olmasaydın, Chin'in imparatoru olamayacaktım.
Si no fuera por ti, no sería emperador de Chin.
Eğer sen olmasaydın, bir çok şeyi yapabilirdim.
Si no estuvieras tú, podría hacer tantas cosas.
" Eğer sen olmasaydın...
Si no estuvieras tú
" Evet. Eğer sen olmasaydın ne olurdu?
¿ Y si yo no te tuviera a ti?
"Oh, Eğer sen olmasaydın ben ne yapardım"
Lo que sería de mí sin ti
" Oh, Eğer sen olmasaydın ben ne yapardım...
Lo que sería de mí sin ti
Ve eğer sen olmasaydın, tüm her şey dumanı tüten bir yanardağa dönerdi.
Y si no fuera por ti, esto sería un gran cráter de humo.
Eğer sen olmasaydın, doktor olacaktım.
De no ser por ti, sería médico.
Eğer sen olmasaydın, şimdi evde sıcak bir yemek yiyor olacaktım.
Si no fuera por ti, ya estaría en casa a punto de tener una comida caliente.
Eğer sen olmasaydın, burada olamayacağımı da hatırlıyorum.
Recuerdo que si no hubiese sido por ti, yo no estaría aquí.
Dürüstçe söylemek gerekirse, eğer sen olmasaydın ben çok kötü bir şarkıcı olurdum.
Sin ti, sería un cantante del montón
Eğer büyülü lambamı kaybetmiş olmasaydım sen de kaybolmazdın.
¡ No estaría perdido, si yo no hubiese perdido mi lámpara!
Eğer o işi gerçekten sen yapmış olmasaydın, çoktan polise giderdin.
Si fuera inocente, habría ido a la policía.
Eğer sen etrafta olmasaydın ne yapardık ben?
¿ Qué hubiera hecho yo si no llegas a estar cerca? - ¿ Qué?
Eğer bir gösteri yılanın olmasaydı sen onu alır mıydın?
Si no tuviese un número de serpientes,
Eğer başımızda sen olmasaydın plajlara bile gelemezdik.
No habríamos llegado a la playa de no ser por ti.
Eğer orada bir kum torbası olarak kullanılıyor olmasaydım şen kaçamazdın.
No estaba allí para hacer de saco de boxeo... - Mientras salíais corriendo.
Bunu biliyoruz. Ve eğer sen o kadar budala olmasaydın... bu haberi senin kendi güvenliğin için bizim yaydığımızı anlardın.
Lo sabemos, y si no fuera tan tonto... sabría que inventamos eso para protegerlo.
Eğer karşımdaki sen olmasaydın, bunları asla yapmazdım.
Si no fueras quien eres, no tendría que hacerlo.
Eğer bu kadar salak olmasaydın, sen de aynını yapardın.
Si no eres tan estúpida, estarias haciendo lo mismo.
Eğer sen burada olmasaydın, ben de burada olmazdım.
- Mira, Sydney... si no estuvieras aquí, yo tampoco estaría.
Eğer bu kız olmasaydı, sen hâlâ Boynuzlu Kral'ın zindanındayın. Beni dinleyin.
Si no fuese por esta "chica" tu seguirías atrapado en la mazmorra.
Eğer sen ve senin aptalca şakaların olmasaydı, burada olmayacaktık.
Si no hubiera sido por ti y tus estúpidas bromas, no estaríamos aquí.
Her neyse... eğer bu sen olmasaydın Başka biri olacaktı.
De todos modos... si no hubieras sido tú, habría sido cualquier otro.
- Eğer ben olmasaydım, sen burada olamazdın.
No estarían aquí de no ser por mí. Soy soltero.
Eğer sen bu kadar beceriksiz ve aptalın teki olmasaydın!
¡ Si no hubieras sido tan inepto y tan estúpido, carajo!
Eğer o olmasaydı, sen şu anda burada olamazdın.
No estarías aquí si no fuese por ella.
Eğer bana nasıl sevileceğini öğreten kişi sen olmasaydın, Ulysses'le ilgili... şu anda hissettiğim gibi hissetmeme asla izin vereceğimi sanmıyorum.
Creo que no me habría permitido sentir esto que siento por Ulises si tú no me hubieras enseñado a amar.
Eğer sen ve arkadaşların olmasaydı ben günümü nasıl geçirecektim dostum.
No, no estoy enojado tuviste que mandar a tus amigos. ¿ Cómo crees que fue mi día, viejo?
Eğer ki sen Ana İmparatoriçe olmasaydın belki de bu mümkün olabilirdi.
Eso podría haber sido... si no fueras... la Reina Madre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]