Gelmez translate Spanish
12,591 parallel translation
Kimse gelmez.
Nadie vendrá.
Ve böyle güzel zamanlar her zaman gelmez, bunları silip atamazsın.
Cuando una cosa funciona, es mejor no tocarla.
"Bakanın köpeği öldüğünde herkes gelir, fakat bakan öldüğünde kimse gelmez." denir.
Supongo que sólo vienen si pueden... sacar algo de su visita.
Bu iyi niyetli annenin, anneliğinin bir iş olmadığı anlamına gelmez.
Y es bien intencionado, pero ser madre no es un trabajo.
Çünkü bize hikâyesini anlatmak istemedi. Anlatmak istememesi olmadığı anlamına gelmez.
Solo porque no me haya contado su historia no significa que no haya ninguna.
- Elden bir şey gelmez.
- Así pasa a veces.
"Neden gelemeyeceğimi söyledim ama bu, seni sevmediğim anlamına gelmez."
"Te conté por qué no puedo estar ahí, pero eso no significa que no te ame".
Tabii bu işleri halletme yönteminden nefret etmediğim anlamına gelmez.
Eso no significa que no odie cómo manejas las cosas.
Tekrar bakmaktan zarar gelmez.
No perdemos nada con revisamos de nuevo, ¿ no?
Bir parça ayırmaktan kimseye zarar gelmez diye düşündüm.
Supuse que quedarme una barra no le haría daño a nadie.
Tanıdığım oğuldan biraz kaldıysa gelmez.
- No si es el hijo que crié.
Şarkı söyleyebildikleri sürece birkaç J-Lo'dan zarar gelmez.
No hay nada malo en un par de J-Lo siempre y cuando realmente puedan cantar
Nasıl bir avukat kendi duruşmasına gelmez?
¿ Qué puñetera clase de abogado no aparece en su propia vista?
Doğrudur ama bu da oralarda hiç takılmadığı anlamına gelmez.
Sí, bueno, eso no quiere decir que no se pasara por allí.
Bakın efendim, iş adamı olmamız vatansever olmadığımız anlamına gelmez.
Bueno, escuche, señor, solo porque seamos hombres de negocios, no significa que no seamos patriotas.
- Bu hemfikir olduğum anlamına gelmez.
Eso no quiere decir que tenga que estar de acuerdo con él.
Öğrendiği zaman gider ve bir daha da geri gelmez.
Entonces desaparecerá y no volveremos a saber de él.
Bakın bayım, iş adamı olmamız vatansever olmadığımız anlamına gelmez.
Bueno, señor, solo porque seamos hombres de negocios, no significa que no seamos patriotas.
Suçlu olabiliriz ama bu, vahşi olduğumuz anlamına gelmez.
Puede que seamos criminales, pero eso no significa que seamos salvajes.
Seninle sadece dosya hakkında konuşmak istemem burada olmaktan keyif almadığım anlamına gelmez.
El hecho de que quiera hablar contigo sobre el caso no significa que esté aquí para divertirme.
Henüz değil ama bu asla uyanmayacağı anlamına gelmez.
Aún no, pero eso no significa que no se vaya a despertar nunca.
Elimden bir şey gelmez.
No está en mis manos.
Duruşmaya kadar elimden bir şey gelmez ama sonra söz veriyorum...
No hay nada que pueda hacer hasta la audiencia, pero te prometo que voy a asegurarme...
En tepede olman insanları yönetebileceğin anlamına gelmez.
Solo porque estés sentado en la cabeza no quiere decir que puedas liderar.
Yerine başkası gelmez.
Ningún sustituto será suficiente.
Çok naziksiniz leydim, teşekkürler fakat elimizden bir şey gelmez...
Qué amable, milady, gracias. pero no hay nada por hacer...
Tüm yapmayın anlamına gelmez.
Pero eso no quiere decir que no te prepares
- Haklısın ama elimizden de başka bir şey gelmez şu anda.
Sí, bueno, no hay nada que podamos hacer al respecto ahora mismo. Sí.
O gelmez N'- t kadar sert görünüyor.
Él no parece tan difícil.
Halayı öldürmeleri için bir delil yoktu diye... onunla çıkabileceğin anlamına gelmez.
Solo porque no haya evidencia de que ella haya matado a su tía no la hace material de cita.
Şimdi gidersek, başımıza bir şey gelmez.
El único modo de que acabemos bien... es si nos vamos ahora.
O biliyorsun, ele avuca gelmez biri.
Ya sabes, es una pava muy escurridiza.
Amerika ya gitmek istediği anlamına da gelmez
Tampoco significa que quiera ir a América.
Elimizden başka bir şey gelmez.
Es todo lo que podemos hacer.
Rastlantı. Sırf öyle diye, bilirsin işte üniforma içinde bıyıklı bir adam resmi çizdi diye, bu aynı adam anlamına gelmez.
Solo porque dibujó a un hombre con bigote en uniforme... no significa que es el mismo hombre.
Buna benzer durumlar çok sık meydana gelmez.
Bueno, casos como este no aparecen muy seguido.
Geldiler, Mary gelir gelmez aşağıya inmeliyiz.
Han llegado, por lo que deberíamos bajar en cuanto Mary llegue.
Kalp söz konusu olunca elimden bir şey gelmez albay. Burada kızınızın borusu öter.
Lo siento, coronel, cuando se trata de cosas del corazón, su hija da las órdenes por aquí.
Nakliyeciler 3'ten önce gelmez. Joe. Girebilir miyim?
Los transportistas no llegan hasta las tres. ¿ Puedo?
Kin tutmaktan hayır gelmez.
El rencor no tiene ventajas.
Hayır, sonlar hiçbir zaman o anlama gelmez.
No, el fin jamás justifica los medios.
Bilgiden zarar gelmez.
Te alegrará tener el conocimiento.
Benim hatam değil. Elimden de bir şey gelmez.
No fue mi culpa y no hay nada que pueda hacer.
Bak Paige, Warren seni affetmiş olabilir. Ama bu benim ettiğim anlamına gelmez. Hepimize ihanet ettin.
Paige, Warren pudo perdonarte, pero eso no significa que yo lo hice.
'Bak, senin kim olduğunu bilmemiz oyunun bittiği anlamına gelmez.
Aunque sepamos quién eres, no significa que el juego haya acabado.
Ama bu annenin gittigi anlamina gelmez.
Pero eso no significa que tu madre no exista.
Babamin küçükken bana dedigi gibi orkestrada en ön koltuga oturman senfoni besteleyecegin anlamina gelmez.
Sabes, como mi padre solía decirme, solo porque hayas ascendido a la primera silla de la orquesta no significa que puedas componer una sinfonía.
Elimden bir şey gelmez.
Lo siento.
Boşluk insanlara pek iyi gelmez.
Los humanos no sobreviven en el Vacío.
Elimizden bir sey gelmez.
Estamos indefensos.
- Bu, kazanacağı anlamına gelmez.
- Eso no significa que vaya a ganar.
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmedi mi 34
gelmek ister misiniz 20
gelmem 23