English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ M ] / Muhtemelen öyle

Muhtemelen öyle translate Spanish

475 parallel translation
Sana bir daha öyle bakıp bakmayacağını garanti edemem. Ama seni seviyorsa ve ona düzgün davranırsan muhtemelen öyle bakmayacaktır.
No le puedo asegurar que nunca vuelva a mirarle de esa forma pero si ella le quiere y usted se comporta hay más oportunidades.
Muhtemelen öyle.
Probablemente.
- Muhtemelen öyle.
- Quizás lo haya hecho.
Muhtemelen öyle.
No, seguramente no.
- Muhtemelen öyle olacak.
- Seguramente lo sería.
Muhtemelen öyle, fakat şimdi olmaz.
- Puede, pero ahora no.
- Muhtemelen öyle olacak. Ama önce kiliseye gidip evleneceksin, duydun mu? Kızımla.
Probablemente te llevará, pero primero... irás a la iglesia y te casarás... con mi hija.
- Muhtemelen öyle.
- Seguro que sí.
Muhtemelen öyle, ama her zaman kuru bir ambar bulunur.
Es probable. Supongo que sí.
Muhtemelen öyle ama elimden geleni yaparım.
Probablemente no, pero trataré.
Muhtemelen öyle olacak.
Y seguramente lo será.
Evet, evet, muhtemelen öyle.
Sí, es probable que lo sea.
Evet, muhtemelen öyle.
Sí, probablemente.
- Evet, muhtemelen öyle.
- Sí, probablemente lo esté.
- Muhtemelen öyle.
- Puede que lo sea.
Muhtemelen öyle.
- Mejor para ellas.
Muhtemelen öyle.
Será eso.
- Muhtemelen öyle.
- Y así será.
Tabi ben de muhtemelen öyle olacağım ama... Zaten bütün gelişmem gecikmeli oldu.
Probablemente, yo también lo estaré, pero, sabes, siempre me cuesta arrancar.
Bunun aptalca bir soru olduğunu düşünüyorsun ve muhtemelen öyle de.
Quizás creas que es una pregunta estúpida.
Bildiğimiz kadarıyla, beyninde hiç bir hasar yok. Yine de, evet, muhtemelen öyle.
Por lo que sabemos, no hubo daño cerebral, así que es muy probable.
Evet, muhtemelen öyle yaptılar.
Sí, probablemente lo hicieron.
Muhtemelen öyle, ama karsının var.
Tal vez él no, pero su esposa sí.
Eh, muhtemelen öyle, ama bilirsin, bir... mil yatağı da olabilir.
Probablemente lo es, pero podría ser un cojinete.
Bu babasının da muhtemelen öyle olduğu anlamına gelir.
Lo que significa que probablemente su padre también.
Muhtemelen öyle zira Manny taşındı.
Probablemente porque Manny se fue de la casa.
Muhtemelen öyle de işiyordur.
Y quizá hasta vaya al baño como chica.
Bilmiyorum. Muhtemelen öyle bir kız bile yoktur.
Probablemente ni existía la niña.
Muhtemelen öyle söylerler.
Probablemente eso dirán.
Muhtemelen hayattan da öyle.
Ni de la vida.
Muhtemelen sen de öyle.
Es probable que tú empieces a soñar.
- Öyle mi? - Evet, ama muhtemelen şu anda bir aslanın peşindedir. Doğru.
- Pero ella está probablemente más... ocupada en ocultarse en estos momentos.
Muhtemelen kendisi de öyle düşünmeye başlamıştır.
Es probable que ella misma lo esté pensando.
- Patronu almak için aceleniz vardı. Bu yüzden muhtemelen kapalı kapının önünden hızla geçtiniz. Ama yine de Leonard Vole'un sesini duydunuz, öyle mi?
Y Ud. estaba apurada por agarrar el molde de modo que debe haber pasado rápido por la puerta cerrada ¿ igual está segura de que oyó la voz de Leonard Vole?
Ben de öyle sanıyordum ama o kadar güzel bir hoş geldin yaptınız ki muhtemelen, kalmanın daha iyi olacağına karar verdi.
Creí que lo haría... pero lo hiciste sentir tan bienvenido... que probablemente decidió quedarse para siempre.
Öyle sanıyorum ki, Yunanlılar, "nepenthe" nin, uyuşturucunun... neden olduğu bir ruh durumu olduğunu düşünüyorlardı, muhtemelen haşhaşın.
Creo que los griegos describían al nepente... como un estado mental inducido por una droga... probablemente el hachís.
Ah, ne haddime. Öyle bir adamın muhtemelen şişman bir karısı vardır.
Pues claro, es normal que una burguesa fuera tan gorda.
Hayır, muhtemelen bir hastanedeyim... öyle bir yerlerde.
No, debo estar en un hospital. Probablemente inglés.
Oh Bobby,... O muhtemelen Beauty'dir. Havlarken hep öyle sesler çıkarır.
Oh Bobby,... probablemente belleza, ella siempre suena como que cuando ladra.
Muhtemelen de öyle olacak.
Quizá acabe.
Muhtemelen Norm Peterson'a benzeyen biridir ki öyle birini tanımıyorum.
Absolutamente no. Probablemente alguien que parecía Norm Peterson... -...
Star Wars projesiyle büyüyecek. Muhtemelen de öyle olacak.
También es popular entre los del programa Guerra de las Galaxias.
Neden onlara termosun kaza sırasında yandığını söylemiyorsunuz ki muhtemelen de öyle olmuştur.
¿ Por qué no les dice que el termo se quemó en el accidente, como probablemente sucedió?
Muhtemelen o yaşlı kadının hayattaki tek mutluluğuydu, sence de öyle değil mi?
Seguro que fue el único gusto que la anciana tuvo en su vida.
Aptal oyunu nu düþünmekle öyle meþgul... olacak ki muhtemelen iddiayý tamamen unutacak.
Esto es genial. Él va a estar tan preocupado por su juego tonto, que probablemente va a olvidarse de la apuesta.
Muhtemelen sonum öyle olacak.
Probablemente, así es cómo terminaré yo.
Bak, şimdi Woody Allen bir Yahudi ve New York'lu Öyle değil mi? Bu da muhtemelen
Woody Allen es judío y de Nueva York, ¿ verdad?
İzi kaybettik. Anne Benton muhtemelen öldü. Öyle mi?
Después de 2 meses, debe estar muerta.
Muhtemelen vasiyetinde de öyle yazmıştır.
Probablemente lo dijo en su testamento.
Borç aldığı insanlar, bunun küçük bir kızın Komünyon elbisesi için olduğunu söylediler. Muhtemelen şu küçük kız, öyle değil mi?
Me han dicho que es para un vestido de comunión... para una niña, seguramente ésta.
Muhtemelen bir çocuk gibi konuşuyorum, öyle görünüyor ki Willoughby Smith kendi kaderini kendi eliyle belirledi.
Posiblemente yo hable como un niño me parece a mí que Willoughby Smith encontró su destino por su propia mano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]