English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ N ] / Ne yazık ki öyle

Ne yazık ki öyle translate Spanish

208 parallel translation
- Hep böyle midirler? - Ne yazık ki öyle.
Le conté que uno intentó apuñalarme por la espalda.
Ne yazık ki öyle.
Me temo que sí.
"... ne yazık ki öyle bir deneyimi yoktu. "
"Ella no tenía experiencia."
Evet, ne yazık ki öyle Tess.
Me temo que sí, Tess.
- Ne yazık ki öyle.
- Me temo que sí, querida.
Ne yazık ki öyle.
Sí, debo reconocerlo.
- Ne yazık ki öyle.
- Me temo que es la única.
- Ne yazık ki öyle.
Sí, lo siento, sólo soy yo.
- Ne yazık ki öyle. Kadın buralardayken o genç suçluyu serbest mi bıraktın?
¿ Quiere decir que ha dejado suelto a ese rufián con ella por aquí?
Ne yazık ki öyle hanımefendi.
Me temo que sí, señora.
Ne yazık ki öyle birini tanımıyoruz. Seyahat gerekiyor mu?
Una pena que no conozcamos a ninguno. ¿ Hay que viajar?
Ne yazık ki öyle.
Desgraciadamente, sí.
- Evet, ne yazık ki öyle.
- Desgraciadamente, sí.
- Ne yazık ki öyle.
Eso es verdad, lamentablemente.
- Ne yazık ki öyle, bayan.
- Me temo que sí, madame.
Ne yazık ki öyle. Karısını burada istiyor.
No, él lo quiere así.
Ne yazık ki öyle efendim.
Eso me temo, señor.
Ne yazık ki öyle.
Lo siento.
Ne yazık ki öyle.
Me temo que así es.
- Ne yazık ki öyle.
- Por desgracia.
Ne yazık ki öyle.
Me temo que si.
Ne yazık ki öyle.
Sí, desafortunadamente.
Ne yazık ki öyle, Hastings.
Pues por desgracia, oui
Ne yazık ki öyle.
- Temo que sí.
Lois Lane, nişanlım... Yaklaşan düğünümüz için deliler gibi sevinmesi gerekiyordu... Ama ne yazık ki öyle değil.
Lois Lane, mi prometida debería estar muy feliz por nuestra boda.
- Ne yazık ki öyle.
- Me temo que sí.
Evet, ne yazık ki öyle.
Sí, me temo que sí.
Hayır, ne yazık ki öyle bir şansım olmadı.
No. Nunca tuve la oportunidad, por desgracia.
- Ne yazık ki, öyle.
- Me temo que sí.
Ne yazık ki projemizle ilgilenmediğini söyledi. Bunu dile getirirken öyle sözler sarf etti ki ağzımın suyu aktı.
Desafortunadamente, se negó a nuestro proyecto... con palabras tan extrañas que se me hizo agua la boca.
Ne yazık ki Gestapo öyle düşünmüyor!
¡ Lástima que la Gestapo no lo piense!
- Ancak ne yazık ki, öyle...
- Pero está un poco...
- Ne yazık ki öyle.
¿ Esposas de profesores?
- Öyle mi? - Ne yazık ki!
- ¿ De verdad?
- Ne yazık ki, öyle.
Me temo que sí.
Dediğim gibi, yaptığınız iş mükemmel. Ama ne yazık ki, iş arkadaşlarınız üstündeki etkiniz bu şirketin gücünü... Bu şirketin gücünü öyle bir noktaya indirdi ki korkarım başka çarem yok.
No tenemos ninguna queja de su trabajo, pero... el efecto que causa en el personal ha socavado la eficacia... ha socavado la eficacia de esta empresa hasta el punto... que no tengo otra opción, está despedido.
Ne yazık ki öyle, beyefendi!
¡ Es triste!
Ne yazık ki insanlar bu kentin önemli yapılarının önlerinden öylece geçiyor ve onları hiç takdir etmiyorlar. Anladığım kadarıyla siz öyle değilsiniz.
April, la gente pasa por estructuras vitales en esta ciudad constantemente y nunca se toman el tiempo de apreciarlas.
Ne yazık ki, öyle değil.
Por desgracia, no lo es.
- Başına gelmeyen kalmamış gibi. - Ne yazık ki, öyle.
Parece que deambuló bastante.
Ne yazık ki, karım öyle düşünmüyordu.
Lamentablemente, mi esposa no pensaba lo mismo.
- Ne yazık ki öyle.
Y eso no es todo.
Ne yazık ki kötü bir genetik perisi öyle bir büyü yapmış ki prenses üç karıştan fazla uzayamamış.
Pero una maligna hechicera genética le echó una maldición al inventor tan potente, que la princesa era del tamaño de un saltamontes.
Öyle bir dogma yok ne yazık ki.
" ese dogma no existe.
Ama ne yazık ki son günlerde öyle dertli, öyle yorgun, öyle bezgin öyle değişmiş görünüyorsunuz ki bana korkular sarıyor yüreğimi.
Pero, ¡ ay de mí! Te veo tan doliente perdida tu alegría y tu anterior condición que temo por ti.
Ne yazık ki dün öyle bir sorunun yoktu.
Lástima que no tuvieras ese problema anoche.
Fakat ne yazık ki sizin için öyle.
Pero lamento decirle que están en Susie.
Ne yazık ki artık öyle değil.
Me temo que ya no.
- Ne yazık ki öyle bir yasa uygulanmıyor.
- Qué poco sabemos.
- Aidan gitti, ne yazık ki adamlarında öyle.
Aidan desapareció. Por desgracia, tus hombres también.
Ne yazık ki, öyle.
Lamentablemente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]