Ne yazık ki translate Spanish
9,482 parallel translation
Ne yazık ki çok erken geldin.
Me temo que tu visita es algo prematura.
Ne yazık ki şu anda olan bu. Duvarları tamir etmek için kaç tane insan feda etmeliyiz?
Por desgracia, eso pasó, y además ahora para reparar el Muro Exterior, más personas serán sacrificadas.
Ancak ne yazık ki, ilk uydu taramaları olumsuz çıktı.
Pero no me sorprende, los escáneres por satélite iniciales fueron negativo.
Çünkü Everett ne yazık ki okula dönemeyecek şu forma imza atmanız gerek.
Ya que Everett, tristemente, no volverá a la escuela, necesito su firma en esta solicitud.
Ne yazık ki Sayın Yargıç, epey bir can alıcı noktası var.
Desafortunadamente, su señoría, es mucho más que el corazón del asunto.
Ve ne yazık ki bu kabul edilemez... burası onurlu bir mahkeme.
Por desgracia, eso no puede ser aceptado como evidencia, su Señoría.
Ne yazık ki geminin Dünya'ya seyahati sırasında dosyalar ağır hasar görmüş.
Desafortunadamente, los archivos fueron gravemente dañados durante el viaje de la nave a la Tierra.
Ne yazık ki bu duvarların dışına ışınlanamıyorum.
Desafortunadamente, no puedo teletransportarme a través de esos muros.
Ne yazık ki yok.
Por desgracia no.
Ne yazık ki radikal müftü Hasan'ın öldürülmesi için fetva yayınladı.
Por desgracia, un muftí radical ha emitido una fatwa exigiendo la ejecución de Hasan.
Kesinlikle. "Küresel Ekonomi" adı altında, özel finans sistemlerini parçalamayı amaç edinen bu anarşik yapı ne yazık ki devletimizin en ufak birimine kadar işlemiş durumda.
Sí, muchos sistemas anarquistas son provocando el caos en el nombre del comercio.
Bizim için bir gelecek inşa edecekti. Ama ne yazık ki öldürüldü.
Ella es la que prometió para crear un futuro para nosotros, pero ella está muerta ahora.
Ne yazık ki bu bir yalan efendim.
Eso es una mentira. Por desgracia, su Alteza.
Ne yazık ki evet.
Desafortunadamente, sí.
Hayır, ne yazık ki peşinde olduğu kişiyim.
No, por desgracia, soy el que busca.
Ne yazık ki tüm testleri geçiyorsun.
Por desgracia para ti, has pasado todas las pruebas.
Ne yazık ki bir sürü hiçlik.
Infortunadamente, mucho de nada.
Ne yazık ki seni kurtarabilmek adına yapabileceğim bir şey yok.
Tristemente, no hay nada que pueda hacer para salvarte.
Ne yazık ki orası ünlüler için annecik sorunları yaşayan alt tabaka katiller için değil.
Una desgracia para ti, está reservada para celebridades no para asesinos plebeyos con Edipo.
Birincisi, ne yazık ki kabul edemeyiz.
Uno, que tristemente, no puedo aceptar.
Herhangi bir şeyin yerini bulma yeteneğine sahip ne yazık ki iğrenç biridir. Justin Kenyon'u duymuşsundur?
Un individuo detestable que, es triste decir, posee una extraña habilidad para localizar lo que sea. ¿ Me imagino que has oído hablar de Justin Kenyon?
Ne yazık ki, spencer ın Vex oyununu kullanarak..... derin web e girdiğinin kanıtı yok.
Desafortunadamente, no hay pruebas... de que Spencer usara su Game Vex para acceder a la Deep Web.
Ne yazık ki şu anda uyuyor.
Me temo que está dormido ahora mismo.
Ben Viktor'a kıyasla daha mesuliyet sahibiyim. Kendisi ne yazık ki kısırdır.
Soy un poco más práctico que Viktor que, lamento decir, es estéril.
Ne yazık ki geri oluşmuş. Bu, aynı arabanın off-road versiyonu.
- Creció de vuelta, por desgracia, pero esta cosa es, una especie de todo terreno del mismo modelo.
Ne yazık ki.
Es una lástima.
Klinikteki bazı kişisel bilgiler ne yazık ki açığa çıktı.
Algunos de los registros confidenciales de la clínica se han visto comprometidos.
Ne yazık ki, OFI Adrian Gish ile ilgili davayı yürütmemeye karar verdi.
Lamentablemente, la Oficina de Investigación de Incendios decidió... no perseguir a Adrian Gish esta vez.
Ama ne yazık ki, gerçekte olanları bulmadan önce onlarla ilişkiyi kesmeliyiz.
Pero, por desgracia, tenemos que soltarlos tan pronto como sea posible antes de que realmente lo descubran.
Evet ama bunun için biraz geç ne yazık ki.
Sí, bueno, es un poco tarde para eso, desafortunadamente.
Ne yazık ki diğer adayların kazanma şansı var. Bu yüzden gitmeleri gerekecek.
Bueno, algunos de mis colegas candidatos tienen reales oportunidades de ganar así que tienen que desaparecer.
Keşke yardım edebilsem ama ne yazık ki tahta ördek durumundan ötürü olmaz.
Bueno, me encantaría ayudar, pero por desgracia tengo un problemilla con un pato de madera.
Ne yazık ki, şimdi herkes beni daha az çekici ve çirkin ikiz kardeşim Tad'le karıştırıyor.
Por desgracia, ahora me siguen confundiendo con mi menos atractivo y espantoso gemelo idéntico Tad
Bunun küçük bir sırrımız olduğunu söyledi ve ne yazık ki ne olduğunu söyleyemeyeceğim.
Ella dijo que es nuestro pequeño secreto, y mira por dónde, oh, Voy a mantenerlo.
- Doğru. Onları hayal gücü olmayan ve ne yazık ki tahmin edilebilir insanlar olarak görüyorum.
Me parecen carentes de imaginación y deplorablemente predecibles.
Ne yazık ki... Bir kamyon şöfürü onu kafasından ezmiş.
Desafortunadamente, un camionero lo golpeo en la cabeza.
Ne yazık ki kendine başka bir erkek arkadaş bulmak zorunda kalacaksın.
Temo que vas a tener que buscarte... otro novio.
İşte burada ne yazık ki yine yanılıyorsun.
Ah, ahí es donde de nuevo estás tristemente equivocado.
Beyler, ne yazık ki konukseverliğimi zayıflıkla karıştırdınız.
Creo que confunden mi hospitalidad con debilidad. El precio es el precio.
Ne yazık ki, borç tahsildarınızın hassas bir dengesi vardı.
Por desgracia, su cobrador de deudas tuvo un arrebato sentimental.
Karşılamanızı takdir ediyoruz, ne yazık ki aranızdan birisi ikiyüzlünün önde gideni.
Apreciamos la bienvenida, pero desafortunadamente, uno de ustedes está siendo bastante hipócrita.
- Ne yazık ki hasta.
- Y está enferma.
Ne yazık ki imkansız.
Bueno, es desafortunado.
O anlaşma ne yazık ki bitti.
Bueno, ese acuerdo se acabó.
- Ne yazık ki Sayın Başkan.
- Eso me temo, Sr. Presidente.
Ne yazık ki hayır efendim.
Desafortunadamente no, señor.
Ne yazık ki, Goliad diye bir şey kalmadı.
Directos al infierno. Ya no existe Goliad.
Ne yazık ki tek bir koltuk kaldı, o da birinci sınıfta.
Infortunadamente, solo queda un asiento, y es en primera clase.
- Ne yazık ki hayır. - Üzücü.
Y él quiere que usted tome más lecciones?
- Evet ama ne yazık ki...
- Lo hicimos, pero me temo
- Ne yazık ki Cora bugün gelemedi. - Neden?
- Sólo quería que lo pongan en la imagen.
ne yazık ki öyle 24
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
ne yazık 321
yazık ki 31
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
ne yazık ki hayır 36
ne yazık ki yok 16
ne yazık 321
yazık ki 31
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87