English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Orası öyle

Orası öyle translate Spanish

246 parallel translation
Evet, orası öyle.
Sí, lo ha sido.
Orası öyle, ama benim evimi parayla satın alamazlar.
Ya lo creo, y necesitarán algo más que dinero para hacerme vender mi casa.
Orası öyle de bunların gerçekten olduğunu nereden bileceğiz?
Es cierto, ¿ pero cómo sabemos que ocurrió de verdad?
Orası öyle.
Sí que es verdad.
Orası öyle.
No hay duda.
Orası öyle.
Así es.
Orası öyle.
Ahora lo veo.
Evet, orası öyle.
Sí, es cierto.
- Orası öyle!
- Desde luego...
Orası öyle.
Eso es, por supuesto.
- Orası öyle.
- No cabe duda.
Orası öyle.
Sí, es verdad.
Doğru, orası öyle.
Sí, es pendenciero
Orası öyle.
Eso está claro.
- Orası öyle.
- Con el tiempo.
Orası öyle... karar vermek zorundalar.
Ésa es la cuestión... ellos lo tienen que decidir.
Orası öyle.
Cierto.
Evet, tabiî... orası öyle.
Ah, sí... eso sí.
Orası öyle ama kiraya verip ipoteğinizi ödemenize yardımcı olabilecek 2 daire var.
Hay dos apartamentos de alquiler para ayudarles a pagar la hipoteca.
Orası öyle de...
Pero...
Orası öyle.
Tiene razón.
Orası öyle. Fletcher kartlarla oynuyor.
- Ese sí que juega.
Orası öyle.
Claro.
Orası öyle ama...
ya lo sé.
Orası yoldan oldukça uzakta, öyle değil mi?
Eso está bastante apartado de todo, ¿ no?
Öyle ya, havanın dışıdır orası.
Decís bien, está al abrigo del aire.
- İpotekten dolayı mı elden çıktı orası? - Eğer öyle ise ne olmuş?
- ¿ Se perdió con la hipoteca?
- Orası kesin. Mantıklı davranmamak, öyle mi?
No es consciente, no.
Öyle deme. Orası aramızda kalsın.
Mantendremos ese secreto en familia.
O melekler öyle küçük, öyle çaresiz o kadar zor durumdalar ki, orası onlar için bir umut limanı.
Es un refugio para esos angelitos ; tan pequeños, tan indefensos, tan desgraciados los pobres.
Ve orası gerçeğin de öğrenileceği yerdir. Burası öyle değil.
Y es ahí donde encontraréis la verdad, no aquí.
Orası öyle.
Exactamente.
Bu durumda bizim Bradley, büyük bir riske girecek adanın ortasından geçecek. Orası dağlık kesim, öyle değil mi?
Bien, entonces Bradley tendrá que arrastrarse por las rutas montañesas del centro de la isla, ¿ no?
Tam orası, öyle mi?
¿ Está bien así? Sí.
Orası biraz uzak, öyle değil mi?
Un poco lejos, ¿ No?
Orası loş ışıkta öyle sessiz ve ürkütücü görünüyordu ki oradan kaçtım.
Estaba tan solitario y espeluznante a esa luz tenue que me asusté y salí corriendo.
Öyle mi? Orası neresi?
Entonces, como é que ficamos?
Neden öyle olsun ki? Orası ilkokula benzemez de ondan.
Porque no será como la escuela primaria.
Orası öyle bir yer değil.
La muerte... no es estrecha.
Ne fark eder ki, orası meydan. Tam olarak öyle denemez.
Es lo mismo. ¡ Es cuadrado!
Orası öyle.
- Sí, es verdad.
Öyle ya, orası da buranın dışı.
Verdaderamente, allí no da el aire.
Orasına öyle bir diz atmalıydım ki.
Me gustaría darle una patada en los huevos.
Orası iyi, öyle kalsın Charlie.
Ahí está bien, Charlie.
Öyle, orası doğru.
Sí, es verdad.
Orası öyle.
Sí.
Orasının farklı olduğunu sanıyorsun, öyle mi?
¿ Crees que allí sería diferente?
- Artık orası yok. - Öyle mi?
Ya no debe existir.
Merhaba Günaydın.Orası Carmen çiçek evi öyle değil mi?
Buenos días. ¿ Florería Carmen?
Ve, bunun yanında, orası çok da hoş gözükmüyor, öyle değil mi?
Y, además, no es muy bonito, verdad?
Öyle ya, havanın dışıdır orası.
Cierto es, ahí no da el aire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]