English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Savaş tanrısı

Savaş tanrısı translate Spanish

276 parallel translation
Savaş Tanrısı'nın kutsal eli beni korudu.
La mano Santa del Dios de la Guerra me protegió.
Savaş Tanrısı üzerine yemin ederim ki : fakir olmaktan yoruldum.
El dios de la guerra realizara mis sueños!
Savaş tanrısına!
Por el dios de las batallas.
8. ve 9.yüzyıl Avrupa'sında Vikingler pagan savaş tanrısı Odin'e tapıyorlardı.
Los vikingos de la Europa de los siglos Vlll y IX adoraban a Odín, dios pagano de la guerra.
Sonra da savaş tanrısı olur çıkarsın.
Pero entonces, la cabeza les va a parecer el Dios de la Guerra.
- Savaş tanrısı seni yok edecek!
-! El dios de la batalla te destruirá!
"Ateş ve huzursuz savaş Tanrısı sizi küçük düşürecektir."
"Pues el fuego y el apresurado dios de la guerra os derrotarán".
- Haydutlar her zaman pusuda olabilir hükümlü savaş tanrısı değil.
Los bandidos siempre podrían emboscar el carro de un condenado.
- Savaş tanrısı.
- Un dios de la guerra.
Emitaï... Gökyüzü ve savaş tanrısı.
Emitaï... señor del cielo y de la guerra.
Savaş tanrısı Ares'in ziyafeti var tanrıların sofralarını donatmak için Ares'in rahipleri yarışsınlar.
Rivalicemos con los sacerdotes de Marte en hazañas que engalanen los lechos de los dioses.
Babil savaş tanrısının ismi verilen Nergal Vadisi 1000 kilometre uzunluğunda ve bir milyar yaşında.
El valle de Nergal tiene 1000 km de largo y mil millones de años.
Savaş tanrısını ne cesaretle kesersin!
¿ Se atrevió a cortarle la cabeza a Buda?
Savaş Tanrısına hep dua ederdim : "Benim hayatımdan tırpanlayıp onunkine eklemen..."
Le ruego al dios de Ia guerra que os deje vivir cien años...
Mars, kanlı savaş tanrısı, hala ana hakim.
Eso todavía se aplica a nuestros días. Marte, el dios de la guerra sangrienta, todavía domina el momento.
- O bir tür savaş tanrısı.
- Un dios de la guerra.
Dehşet verici müşteri Xtapolapocetl'miş, savaş tanrısı.
Este tipo horrible es Xtapolapocetl, el dios de la guerra.
Örneğin, Bu sembolü temsil eden savaş tanrısı ve bu da, ölüm tanrısı, ama eğer dikkatlice bakarsan, üçüncü sembol kayıp.
Por ejemplo, este símbolo representa al dios de la guerra y éste al de la muerte, pero si presta atención, puede ver que falta un tercer símbolo.
Grip olan ise Ölüm ve savaş tanrısının tipik olarak eser üzerinde her zaman yalnız durmaları, Üçüncü bir kabartma ile birleştirilmemişler.
Lo extraño es que el dios de la muerte y de la guerra aparece normalmente solo en un artefacto, no combinado con un tercer símbolo.
Bu mu etkileyecek savaş tanrısını?
¿ Piensas que eso impresionará al Dios de la Guerra?
O çiftçiler, barışçıl hayatlarıyla savaş tanrısının adını lekeliyorlar.
Esos granjeros deshonran al Dios de la Guerra con sus maneras pacíficas.
Savaş tanrısı Ares'in adına yemin ederim ki, gün batımına kadar bu vadiyi terk edeceğim.
Juro, por la cabeza de Ares, Dios de la Guerra abandonar el valle para el anochecer.
Hayır, kim olduğunu biliyorum... Ares, savaş tanrısı.
No, sé quién eres Ares, el Dios de la Guerra.
Ben Ares'im, savaş tanrısı.
Soy Ares, Dios de la Guerra.
Ne kadar sık Savaş Tanrısı'ndan kişisel bir davet alıyorsun?
Este no. ¿ Qué tan seguido recibes una invitación personal del Dios de la Guerra?
Savaş Tanrısı tatile çıktığı zaman ne olduğunu görüyor musun?
¿ Ves lo que pasa cuando el Dios de la Guerra se toma unas vacaciones?
Ama kendine saygısı olan Savaş Tanrısı bunu yapar mı?
Pero, ¿ qué respetable dios de la guerra haría esto?
Ve Savaş Tanrısı'nın işe geri dönmesine izin vermeyi planlamıyorum. Bu ne?
Y no está en mis planes dejar que el dios de la guerra recupere su oficio.
Yerinde oturmayan bir Savaş Tanrısı'yla, barışçıl insanlar öfkelerini kontrol edecek öz disiplinlerini kaybediyorlar.
Sin el dios de la guerra en su trono la gente pacífica ha perdido la autodisciplina para controlar su ira.
Kim Savaş Tanrısı'nı harcayarak şöhret kazanmak istemez ki?
¿ Quién no querría elevar su reputación matando al Dios de la Guerra?
Ya da eski Savaş Tanrısı'nı... ya da herneyse.
O ex, o lo que sea.
Hala diyorum ki... neden Savaş Tanrısı silahlarımızı çıkarttırsın ki?
Insisto, ¿ por qué el dios de la guerra nos despoja de armas?
Yeni Savaş Tanrısı'nı tedarik etme karşılığında, bana da... ölümsüzlük ihsan edilecek.
A cambio de proveer un nuevo dios de la guerra, se me concederá la inmortalidad.
Daha nazik, daha ılımlı bir Savaş Tanrısı mı?
¿ Un dios de la guerra más amable y más gentil?
İkiniz birden yeni Savaş Tanrısı olamazsınız.
Los dos no pueden ser el dios de la guerra.
Joxer'la tanışın... yeni Savaş Tanrısı!
Conozcan a Joxer. El nuevo dios de la guerra.
- Nago mu? Şu kocaman savaş tanrısı.
- "¿ Quién es Nago?" El gigantesco Dios jabalí.
Tanrı aşkına, Tom, savaş sırasında üç yıl uzaktan kalman kadar değil.
Tom, ya fue bastante que estuvieras fuera tres años durante la guerra.
Savaşın genç altın tanrısı. Belkide...
Quizá... cuando el oro se haya gastado un poco...
Oh, şey, savaş boyunca Tabip Sınıfında görev yaptım, ve orada, sizin ifade ettiğiniz biçimde iğnenin ucunda... Tanrı'nın merhametini bulan... kaç tane ölü ve yaralı insan gördüğümü sizlere anlatamam.
Bueno, yo fui enfermero militar en la Segunda Guerra... y sé que muchos hombres moribundos y heridos... encontraron la piedad de Dios... en la punta de una jeringa como la que acabas de describir.
- Savaş tanrısı.
Dios de la guerra.
Tanrı olmadan, çakıl taşları yerinden oynamış, çığ salıverilmişti. Ve I.Dünya Savaşı Tanrı'yı öldürmüştü.
Sin Dios, la piedra se ha movido y se desencadena la avalancha, y la 1ª Guerra Mundial había matado a Dios.
Size sözünü verdiğim vakit geldi... size savaşın kadim... sırrını açıklayacağım vakit... benim sadık askerlerim... histeri yaratmanın anahtarı... korku... tanrıları.
Ha llegado el momento, como les prometí. El momento en el que les revelaré... mis fieles seguidores... el antiguo secreto de la guerra : La llave para crear la histeria colectiva... el miedo...
Ancak genellikle herkes bir an önce eve gidip... ailelerine savaşı kazandıklarını anlatmayı istiyordu. Hitler tekrar ölmüştü... ve tekrar o çok sevdikleri topraklarda... barış ve huzur içinde yaşayabileceklerdi. Tanrı vergisi.
Pero todos querían regresar a casa lo antes posible... para decirles a sus seres queridos que habían ganado la guerra... que Hitler estaba muerto de nuevo... y que podrían vivir en paz una vez más... en la tierra que tanto amaban... y que Dios les había dado.
Ama öfke içindeki tanrılar çeliğin sırrını almayı unutup onu savaş meydanında bıraktılar.
Pero en su furia, los dioses olvidaron el secreto del acero y lo dejaron en el campo de batalla.
Adaletin koruyucusu gerçek Tanrı bu güçlere karşı kutsal savaş başlatmış.
La religión del Dios verdadero, estaba para hacer justicia y emprendió una guerra santa contra estas fuerzas.
Tanrı'ya göre, bütün güzel insanlar buraya toplandığına göre bu, modaya uygun bir savaş olmalıymış!
El Todopoderoso dice que esta pelea debe ser moderna. Atrajo a los mejores.
Ben meydan savaşına hazır bir Başkan görüyorum... öyle bir Başkan ki, Tanrı'ya yakın olmak gibi bir düşüncesi yok... ama kendisini dikkatle izleyen basına yakın olmak istiyor... şu anda çok sıkıntı içinde... ve tarihte bir iz bırakmayı amaçlıyor.
Veo un presidente que está aislado... y un presidente que está... no me baso en estar cerca suyo... pero sí en estar cerca de gente de la prensa que lo vigila de cerca... que está muy afligido... y ciertamente un hombre que quiere dejar su marca.
Antik tanrıların zamanında savaş lordları ve krallar... Karışıklık içindeki bir ülke kahramanını arıyordu...
En los tiempos de los dioses antiguos jefes militares y reyes una tierra confundida pedía a gritos un héroe.
Karanlık olmadan asla ışık olmaz. Ve ölüm olmadan yaşam. Herhangi bir savaş olmadan barış, Şeytan olmadan Tanrı olmaz.
No hay nadie sin una leve oscuridad, ni vida sin muerte, ni paz sin guerra, ni dioses sin diablo.
Savaş alanında ölümün tanrısı Şahin Takımı'nı iç topraklara çağırdı daha güçlü olmak için...
En el campo de batalla el Dios de la muerte llamado la banda del Halcón en el lado de Midland se hace más fuerte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]