English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Savaş var

Savaş var translate Spanish

1,813 parallel translation
Vermen gereken bir savaş var zorlu, acımasız bir savaş.
Si te encuentras enfrentando un camino muy difícil hacia una sangrienta batalla sólo hay dos cosas por hacer.
Dışarıda devam etmekte olan bir savaş var.
Hay una guerra en marcha
Ufukta bir savaş var.
Se está preparando una guerra.
Yaklaşan bir savaş var, Ros. İran'la yapılacak bir savaş.
Se prepara una guerra, Ros, una guerra con Irán.
Bir savaş var, soğuğundan. Evet duydum.
Oh, Ya veo, pobre Jack tiene que volver con su bailarina de piernas largas, Arcoiris.
Triadlar arasında devam eden bir savaş var.
LAS TRIADAS ESTAN PELEANDO UNA GUERRA INTERNA.
Savaş var diye namus hiçe sayılmaz.
La guerra no justifica la indecencia.
- Önümüzde hala bir savaş var.
- Falta una pelea.
Sadece savaş var. Ve bu senin savaşın değil!
Solo guerra, y no es su guerra.
Dışarıda sanki bir savaş var.
Hay una guerra allá afuera.
Bence hükümette, hükümetin her kademesinde bunun kazanılamayacak bir savaş olduğunu bilen insanlar var, ama yine de peşini bırakmıyorlar.
Hay gente en el gobierno quienes saben que la guerra no se ganara y sin embargo la continúan.
"Scotia" da kaç tane savaş başlığı var?
¿ Cuantas cabezas nucleares hay en el SCOTIA?
Aşağıda bir savaş var.
Tiene una guerra en el subsuelo.
Alevler içinde yanan kalbine ve havalarda uçan öfkene savaş sırasında ihtiyacın var!
¡ pero mantén la sangre fría!
İkisinin savaşı kazanmak için hala bir umudu var.
Esas dos son nuestra esperanza en esta batalla.
Bu günlerde oldukça kötü bir süreç içerisinde olan Dethklok'ta Perde arkasında gizlenen ama sürmekte olan hararetli bir gitar savaşı var.
Bueno, han sido tiempos duros para Dethklok con una tremenda batalla guitarrística detrás de escena.
Efendim, Pentagonda bu olayı batırmanızı dört gözle bekleyen savaş karşıtları var.
Señor, usted consiguió una anti bélica lujuriante. El Pentágono pudiera preferir más bien en el acomodo, orinar fuera.
Sanırım yaklaşan bir savaş görüşmesi var değil mi?
Así que hay una gran reunión sobre la guerra, huh?
Savaş alanında bir yer var.
Bueno, hay un lugar en el campo de batalla.
O adamın çantasında nükleer bir savaş başlığı tetiği var.
¡ Este hombre lleva un detonador para una cabeza nuclear en su maleta!
Bu adamın çantasında nükleer bir savaş başlığı tetiği var!
¡ Ese hombre lleva un detonador para una ojiva nuclear en su maleta!
Amerikan savaş gemilerinin, USS Saratoga üzerinde uçan... İran jetlerine ateş açtığı yönünde haberler var.
Barcos de guerra americanos han disparado a cazas de la fuerza aérea iraní que han sobrevolado el USS Saratoga.
O savaş programları yok mu? Montaj resimlere ne dersiniz? Arkalarında kamera var.
Siempre que veo programas sobre la guerra civil, veo que tienenesos montajes de fotos, porque tenían cámaras entonces pero las cámaras eran como unas jaulas de pájaros.
Her hangi bir savaş meydanında olabilirim. Ama bir yer var ki hapı yuttunuz.
Me gustaría estar en cualquier lugar en el campo de batalla, pero existe una posición que debe ser una mierda :
Ama zaten var olan bir çocuğu sevme fikriyle nasıl savaşırsın ki?
Pero ¿ cómo se discute contra la lógica... de amar a uno que ya está aquí?
Ama stratejim ve savaşı kazanabilecek inancım var!
Pero yo contaba con mi estrategia y sabía cómo ganar.
# Bir savaşımız var #
No es verdad. Yo Io vi. Ni siquiera sangró.
# Bir savaşımız var # # Savaşımız # # Henüz kazanmadık #
♪ Yo era un tonto egoísta que no entendía ♪
İkinci Dünya Savaşı tarihçileri ve bölge uzmanlarım var internet sitesinden resimleri inceliyorlar.
Tengo a historiadores de la segunda guerra mundial y a expertos regionales... examinando las imágenes del sitio de Internet.
İnsanların hep savaşın ne kadar korkunç olduğundan bahsettiğini duyarsınız ama küçük kirli bir gerçek var ki, o da eğer sadece haberini yapıyorsanız savaşın da kendine has parlak bir yüzü vardır.
Uno siempre oye hablar de los horrores de la guerra pero lo malo que no se dice es que si tú sólo informas, la guerra también tiene su lado bueno.
Delilik bu. Kentucky'nin yarısı büyüklüğündeki bir ülkede NATO'nun barışı korumak için 20,000 kişilik bir ordusu var ve yine de kahrolası savaş suçlularının hiçbirini bulamıyorlar.
La OTAN tiene 20000 efectivos de las fuerzas de paz en un país que es la mitad de Kentucky y no encuentran a ningún criminal de guerra.
Ama diğerlerinin bilgeliği bana gösterdi ki... girilecek son bir savaş daha var.
Pero he sido retado por la sabiduría de otros. Hay batalla más que ganar contra la tiranía.
Savaşın korkunç bir hızı var.
La guerra tiene una dinámica terrible.
.. sokaklarda savaşın çocukları var.. kim ruhunu kazanmak ister?
Esta es la batalla final, niños... Esto es entre Dios... y el Diablo.
Sanıyorum, oturma odamda din savaşı yapılacak kadar boş yer var. Ama hepimiz "yaşa ve yaşat" ı uyguluyoruz.
Me imagino que hay lugar para la batalla santa ahí en mi living, pero practicamos el "vive y deja vivir".
Bu salı CW kanalında 80'lerin Hükümsüzleri Savaşı var. Tiffany, şampiyon olarak hüküm süren Debbie Gibson ile mücadele edecek. Ama önce Adam Ant ve Billy Idol dövüşü var.
Este martes, en Fox, la Batalla de los Ex Famosos de los 80 con Tiffany enfrentándose a la campeona reinante Debbie Gibson seguidas por Adam Ant y Billy Idol.
İç Savaş hakkında ne kadar bilgin var?
¿ Sabe mucho de la Guerra de Secesión?
- Afganistan savaşından kalma silahı var.
-... de la guerra en Afganistán.
Başlarında II. Dünya Savaşı'nda De Lattre'nin ordusunda çavuşluk yapmış biri var. Adı Slimane.
Está liderada por un ex sargento de la Segunda Guerra Mundial... en el ejército de De Lattre.
Yani bir tarafta George Bush, Irak'ta savaşı ve kuş gribi var. Bir de bu olay.
Está George Bush, la guerra en Iraq, la gripe aviar y una mamada.
- Savaş hakkında bir şeyler var mı?
- ¿ Hay algo sobre la guerra?
Nehir boyunda hâlâ savaş var mı?
¿ Siguen peleando al otro lado del río?
Başkan Bush'un savaş gemisinde yapmış olduğu "Görev tamamlandı" söylevine kadar geldim ama daha okunacak 400 sayfam var.
¿ Sabes lo que no entiendo? Recién he llegado al discurso de "Misión Cumplida" del Presidente Bush en el barco de guerra y todavía quedan 400 páginas por delante.
İkimizin de bir sorumluluğu var. Savaşı zaten sattın.
Ustedes ya vieron la guerra.
Tüm tiranları uyaran parti. Amerikan'ın her savaşı bitirecek güç ve dayanıklılığı var diyen parti.
El partido que advierte a los tiranos que EE UU tiene las agallas y el aguante para acabar sus guerras.
- Eyalet eyalet, efendim. Hızlarına bakarsak bütün savaş başlıklarımız etkisiz hale gelmeden önce... en fazla bir saatimiz var.
A ese ritmo, tenemos máximo una hora antes que todas se desactiven.
Hesaplamalarımıza göre dünya çapında bütün savaş başlıkları etkisiz hale gelmeden harekete geçmemiz için 40 dakikadan az bir süremiz var.
De acuerdo a nuestros cálculos, tenemos menos de 40 minutos... para actuar antes que las ojivas sean desarmadas en el mundo.
Devam eden bir zulüm var, Mary kendi gözlerimle şahit olduğum savaş öncesinden başlayıp şu anda bulunduğumuz yere kadar devam eder.
hay una línea de crueldad, Mary, que yo observé personalmente, que viene antes de la guerra directo adonde estamos ahora.
Ne yara, ne de savaş işareti var.
Sin heridas, ni señales de combate.
Josh, elinde bize lâzım olan birşey var.Savaşı durduracak bir şey.
Josh, tiene algo que necesitamos. Algo que detendrá una guerra.
Vietnam savaşından da ortaya yeni çıkan savaş esirleri var.
Prisioneros y hombres presuntamente muertos en la guerra de Vietnam han aparecido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]