Savaşacağız translate Spanish
898 parallel translation
Bu ihtiyar keçilerle anma gününde savaşacağız!
¡ Lucharemos contra esas viejas cabras en su día de conmemoración!
Söyle bakalım ne diye savaşacağız?
Qué motivos tenemos para protestar, ¿ eh?
Biz SA çalışanları herzaman sadece Hitler'e sadık olacağız... ve Führer için savaşacağız.
Nosotros los trabajadores de las SA seremos siempre en toda la extensión de la palabra, solo para el Führer Y luchamos por el Führer.
Bir şeyler yapabilecekler. Onlarla savaşacağız!
Tienen valor, seguro que harán algo.
Onlarla savaşacağız!
Combatiremos contra ellos.
Yarın savaşacağız.
Mañana marchamos a la batalla.
Gölün üstünde savaşacağız!
Plantaremos batalla en el lago.
Hükümet, "Nazi'lerle savaşacağız. bizi katılın." dedi
El Gobierno dijo : "Queremos hombres para combatir a los nazis. Alistaos".
Yarın, savaşacağız.
Mañana peleamos.
Bundan sonra kısasa kısas savaşacağız.
Desde ahora, lucharemos con sus mismas armas.
Cephanemiz biterse, neyle savaşacağız?
Si nos quedamos sin ella, ¿ cómo vamos a combatir?
Onlarla savaşacağız.
Nos defenderemos.
Dayanmaya çalışacağız ve son adamımız ölünceye kadar savaşacağız.
Vamos a luchar hasta el último hombre.
Ya birlikte savaşacağız ya da birlikte yarıp geçeceğiz..
Combatimos juntos o nos salvamos juntos.
Savaşacağız.
Lucharemos
Sonuna kadar savaşacağız.
Lucharemos hasta el final.
- Sonuna kadar savaşacağız.
- Luchamos hasta el final.
Hiç korkmayın. Sizin için savaşacağız.
No tema, lucharemos por usted.
Yarın savaşacağız.
Mañana tendremos que luchar.
O kadar çok altının ve gümüşün olduğunu bize söylememeliydin çünkü artık, onların hepsi bizim olana dek daha şiddetli savaşacağız.
No deberías habernos informado de tu abundancia de oro y plata, pues ahora lucharemos con más ímpetu para hacer nuestras tus posesiones.
Biz onların istediği yerde değil, bizim istediğimiz yerde savaşacağız.
Pero no lucharemos a su manera, lucharemos a nuestra manera.
Savaşacağız!
¡ Vamos a pelear!
Evet, savaşacağız.
Sí, vamos a luchar.
Savaşacağız, Tom.
Vamos a luchar, Tom.
# Hasmına korku sal # İmparatorumuzun uğruna # Yine savaşacağız
Cumpliremos la promesa.
Gidip Mısır'lılarla savaşacağız.
Saldremos a combatir a los egipcios.
Kaç kişi kalmış olursak olalım savaşacağız
Seguiremos luchando, aunque seamos pocos.
Savaşacağız.
Pelearemos.
Savaşacağız.
Lucharemos.
Yarın omuz omuza savaşacağız. Kralım ve ben...
Mañana lucharemos codo con codo mi Rey y yo.
Onlarla plajlarda savaşacağız. Onlarla sokaklarda savaşacağız.
Les combatiremos en las playas, les combatiremos en las calles,
Nerede savaşacağız?
¿ Qué puestos tomamos?
Beyler, bütün İngiltere bizi izliyormuş gibi savaşacağız!
¡ Lucharemos como si toda Inglaterra nos viera!
- Onlarla savaşacağız.
- Vamos a luchar contra ellos.
Biz seni buraya kadar Polonyalılarla savaşacağız diye takip ettik. Çürümüş cesetlerin üzerindeki leş kargaları gibi beklemek için değil.
Te seguimos hasta aquí para luchar contra los polacos, no para esperar como cornejas sobre un cadáver podrido.
Dişe diş savaşacağız.
Responderemos a la fuerza con la fuerza.
Ama savaşacağız ve birer Komançi gibi öleceğiz.
"Pero pelearemos y moriremos como Comanches".
Buradan savaşacağız.
Hookie y yo vamos a luchar aquí.
Sonuna kadar savaşacağız. Roma'nın kapılarına dayansalar bile.
Pelearemos donde podamos, incluso hasta las puertas de Roma.
Peki nerede durup savaşacağız?
¿ Dónde pararemos a pelear?
Evet, ama neyle savaşacağız? Dinle!
Sí, pero para luchar contra qué? Escuchar.
- Evet. Onlardan kaçamıyorsak, bekleyeceğiz ve onlarla savaşacağız.
Bueno, si no podemos huir de ellos, tenemos que quedarnos a combatirles.
Nasıl savaşacağınızı bilmiyor musunuz?
¿ No saben cómo pelear? "
Fakat buradaki, ülkesi hakkında aynı benim gibi hisseden dört Fransızın fırsat bulsa savaşacağına emin olsam kendimi size inanmaya ikna edebilsem, belki...
Pero si podemos asegurarnos de que aquí hay al menos cuatro franceses... que sienten lo que yo por el país... que si tuvieran la oportunidad, pelearían por Francia. Si puedo convencerme de creer en ustedes, yo podría...
- Savaşacağız.
- Lucharemos.
O zaman savaşını başlat, Kızıl Bulut ve bana bizim oğlumuzun hangi tarafta savaşacağını da söyle.
Cuando hagas la guerra, Nube Roja, dime, ¿ en qué bando luchará nuestro hijo?
Nasıl savaşacağız, nasıl durduracağız?
¿ Cómo lo detendremos?
Bay Crane dilediğinizi elde etmek için savaşacağınızı söylüyorsunuz.
Sr. Crane, usted dijo que lucharía por lo que quiere.
Sonu ne olursa olsun savaşacağımızı düşünmediler.
No creyeron que lucharíamos, hicieran ellos lo que hicieran.
Artık yalnız savaşacağım.
De ahora en adelante, peleo solo.
Bay Lincoln, vekillikten emekli oldu ve hukukla ilgilenmeye başladı ve Güney'in yeni ve bağımsız bölgeleri sınırlarına katmak için savaşacağını fark etti.
El Sr. Lincoln, tras abandonar el Congreso, practicaba la ley y se percató de que el sur habría de luchar para moldear los nuevos territorios a su imagen.
savaşçı 50
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş 353
savaşçi prenses 68
savaşçı prenses 29
savaşın 42
savaşçılar 32
savaşa 30
savaş ve barış 20
savaşta 41
savaşlar 27
savaş var 18
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşalım 20
savaş onunla 21
savaş tanrısı 21
savaşacağım 16
savaş başladı 22
savaş mı 39
savaş bitti 121
savaştan sonra 47
savaştayız 44
savaşalım 20
savaş onunla 21