Sen biliyor musun translate Spanish
3,267 parallel translation
Bak, Ben de Broadway müzikallerinin bana uygun olmadığını düşünüyordum fakat daha önceden "altmesaj" denilen şeyi bilmiyordum, sen biliyor musun?
Mira, yo también pensaba que los musicales de Broadway no eran para mí, pero no sabía de toda la cosa esa de "entre líneas", ¿ sabes?
Sen biliyor musun?
¿ Lo saben?
Ev kirâları bu aralar ne kadar sen biliyor musun?
Mi casa valdrá mucho menos si los precios de la propiedad caen.
Sen biliyor musun?
- ¿ Qué? ¿ Y tú sí?
- Hayır, hiçbir fikrim yok. Sen biliyor musun?
- No, ni idea. ¿ Y tú?
Sen biliyor musun?
¿ Lo sabes?
Sen nesin biliyor musun?
¿ Sabes lo que eres?
Tamam, biliyor musun Anders, sen buradaki sorumlu olmalısın.
De acuerdo, sabes qué, Anders, se supone que tienes que ser el responsable aquí.
Biliyor musun, sen yemek ve bovling dediğinde, hepsinin tek bir harika mekanda yapılabileceğini farketmemiştim.
Sabes, cuando dijiste almuerzo y bolos, no pensé que se podía hacer todo en un increíble lugar.
Neyi koruduğunu biliyor musun sen?
¿ Tienes idea de qué es lo que cuidas?
Sen hakliydin, biliyor musun?
Tenías razón, ¿ lo sabías?
Biliyor musun, Eski eşlerim arasında, Sen en destekleyici ve en anlayışlı olandın.
Sabes, de todas mis ex-esposas, eres la que más me ha apoyado y comprendido.
2149'da bunun bir kilosunun ne kadar olduğunu biliyor musun sen?
¿ Tienes idea de cuál es el valor de un kilo de esta cosa en 2149?
- Her şey para mı? Sen hiç- - Sen benim emrimde kaç kişi var biliyor musun?
¿ Sabes cuánta gente trabaja para mí?
Ne ecel terleri döküyorum, sen bunu biliyor musun ha?
¿ A quién tengo que informar?
Bu durumda sen ne oluyorsun biliyor musun?
¿ Sabes en qué te convierte eso?
Sen o sözcüğün anlamını biliyor musun?
¿ Que significa eso?
tamam, biliyor musun, repocular geldiğinde, bırakacağım onlarla sen başa çık.
Bueno, sabes qué, voy a dejarlo así, y luego, cuando los cobradores lleguen, tú puedes tratar con ellos.
Sigarayı bırakmak ne kadar zor biliyor musun sen? İsa, Buda, anam, babam üzerine soğuk hindi üzerine yemin ettim.
Le dije que era demasiado sentimental así que se enojó y me colgó.
Anne sen de biliyor musun?
Mamá. ¿ Lo sabías?
Kim olduğumu biliyor musun sen?
¿ Sabes quién soy yo?
Sen uçak uçurmayı biliyor musun?
¿ Sabes cómo volar un avión?
Buna ne kadar ödediğimi biliyor musun sen?
¿ Son Tmazhani? ¿ Sabes lo que has pagado?
Sen okuyamazsın. Bu kağıdın ne anlama geldiğin biliyor musun?
Negro, tú sabes leer... así que sabes lo que este maldito papel significa.
Onu ben yapmadım. Sen cep telefonu nasıl çalışıyor biliyor musun?
¿ Tú sabes cómo funciona tu celular?
Biliyor musun, iş kanuna gelince sen hâlâ diğerleri gibi dar görüşlü bir polissin.
Después de todo sigues siendo un policía cobarde.
Biliyor musun sen öyle bağırmasaydın ben çoktan pes etmiş bir köşede ağlıyordum.
Estaba casi rindiendo una siesta... hasta que empiece a gritar por megáfono.
Sen benim neye ihtiyacım olduğunu biliyor musun?
¿ Sabes tu para qué lo necesito?
Sen ne dediğini biliyor musun?
¿ Sabes lo que has dicho?
Sen şifreyi biliyor musun?
¿ Sabes tu la contraseña?
Aslında ne var, biliyor musun? Bence sen de bunu tercih ettin.
Parece que lo preferías así.
Biliyor musun sen tanıştığım ilk meşhur insansın.
Sabes... Eres la primera persona famosa que conozco.
Biliyor musun sen söylemeden önce...
Antes de que lo dijeras...
Dışarıda kaç tane sapık var biliyor musun sen?
Hay muchos locos allá afuera.
Kev, en sevdiğim ev hanımı kim biliyor musun? Sen.
¿ Sabes quién es mi ama de casa favorito?
"İyiyim Stifmeister, nedenini biliyor musun? Çünkü sen en iyisisin!"
Es Stifmeister bueno, porque eres el mejor.
Sırf sen Taisto'nun oğlusun diye bana bu dersi aldırdığını biliyor musun?
¿ Sabes que ella me contrató porque tú eres el hijo de Taisto?
Sen inanılmazsın, biliyor musun?
Joder, eres increíble.
Ne var biliyor musun? Asıl sen benim vaktimi harcıyorsun.
Ud. me está haciendo perder el mío.
Ben sadece... - 8 top kurallarını biliyor musun sen?
- Mira, ¿ conoces la regla de bola ocho?
- Sen kiminle uğraştığını biliyor musun?
- ¿ Sabes con quién te metes?
- Biliyor musun, neden sen biraz çeneni kapamıyorsun?
Bueno, sabes, por qué...
Sen daha aşağılıksın, biliyor musun?
Eres más corriente ¿ Sabias?
Sen Si-Böcek nedir biliyor musun?
¿ Sabes lo que es un Cybug?
Glenn ve Wade Motch bu sabah beni aradı. Sen Motch Kardeşler'i biliyor musun?
¿ Conoces a los hermanos Motch?
Gibi, bu güzel bir vagon sen senin üzerine aldın- - Biliyor musun?
Como : "Qué buena retaguardia..."
Sen bunu biliyor musun, hükümetimiz, aslında şirketlere vergi indirimi veriyor onların işleri diğer ülkelere kaydırması için?
¿ Sabía que el gobierno les da exenciones tributarias a empresas... que subcontratan en otros países?
Of be. Bu işi biliyor musun sen?
¿ Sabe usted hacer esto?
- Sen ciddi misin? - Senin sorunun ne biliyor musun Travis?
¿ Lo dices en serio?
Biliyor musun, sen haklısın.
¿ Sabes? Tienes razón.
Sen benim kim olduğumu biliyor musun?
Sabes quién soy yo, ¿ no?
sen biliyorsun 46
sen biliyor muydun 18
biliyor musun 6673
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
sen benimsin 132
sen beni sevmiyorsun 23
sen bilirsin 301
sen biliyor muydun 18
biliyor musun 6673
biliyor musunuz 1377
biliyor musun al 19
biliyor musun baba 17
biliyor musun peg 18
sen benimsin 132
sen beni sevmiyorsun 23
sen bilirsin 301
sen bir tanesin 30
sen benim her şeyimsin 20
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir pisliksin 43
sen bir dahisin 132
sen bile 69
sen benim her şeyimsin 20
sen bana aitsin 27
sen bir 32
sen benim 28
sen bir meleksin 58
sen benim karımsın 46
sen bir pisliksin 43
sen bir dahisin 132
sen bile 69