English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sen keyfine bak

Sen keyfine bak translate Spanish

183 parallel translation
Olur, sen keyfine bak.
- No, adelante.
Sen keyfine bak, Jake.
Y no vayas a darte prisa, Jake.
Yo, sen keyfine bak.
No te preocupes. Quédate un rato.
Sen keyfine bak.
Acabe su vino.
Hey, 5000 ila 8000 arası rem, hatta daha düşük bir miktar dakikalar içinde bilinç kaybı veya komaya sebep olur. Ama sen keyfine bak.
Hay de 5 mil a 8 mil REM, incluso una mínima exposición, podría producir desorientación o coma en minutos, pero, oye, mantente alejado.
Yok sağol. Sen keyfine bak.
No, gracias. ¡ Pero ud. siga!
Sen keyfine bak...
Relájate...
Sen keyfine bak.
Ponte cómodo.
– Sen keyfine bak.
– Tú tranquilo.
Sen keyfine bak. Ben beklerim.
Tranquilo, tengo tiempo.
Sen keyfine bak.
Tómate tu tiempo.
Sen keyfine bak.
No pasa nada.
Sadece biraz fazla içtim Sen keyfine bak.
- No es tan... Estará bien. Simplemente trata de divertirte.
Dert değil Sonny, sen keyfine bak.
No, descuida, Sonny. No te apures.
Sen keyfine bakıp otururken, ben durumumuzu iyileştirmek için çözüm düşünüyorum.
Mientras tú te entretienes haciendo el vago, yo estoy pensando en maneras de mejorar nuestra situación.
Ben banyoya gidiyorum, sen keyfine bak.
Me voy a duchar. Ponte tan cómoda como puedas.
Sen keyfine bak tatlım, iki dakika sonra yanındayım.
Ponte cómodo, cariño. Vuelvo dentro de dos minutos.
Ama sen keyfine bak.
Pero tú no te cortes.
Ben iyiyim sen keyfine bak.
Está bien, adelante.
Sen keyfine bak, ben gidip soracağım.
Cálmate, yo me encargo.
Sen keyfine bak Nicola.
Nicola, nos veremos en la máquina de café.
"Bu hafta sonu evle ilgileniriz, sen keyfine bak."
"Te cuidaremos la casa, tú ocúpate de otro sitio".
Sen keyfine bak. Etrafı gez. Ben birazdan dönerim.
Echa un vistazo, vuelvo enseguida.
Jenny benim dönmem lazım ama sen keyfine bak.
- Jenny, tengo que regresar. Pero tómate tu tiempo.
Sen keyfine bak.
Tómate un descanso.
Sorun değil. Sen keyfine bak.
Tú diviértete.
Trafik kazasından aldığım tazminat borsada prim yapıyor, sen keyfine bak.
Todo el dinero del accidente está rompiendo bolas en el mercado. Cálmate.
Sen keyfine bak.
- Sírvete.
- Sen keyfine bak.
- ¿ Vale? Te estás divirtiendo.
Sen keyfine bak.
Goza, sin más.
Bu arada sen keyfine bak. Hayatını yaşa.
Mientras tanto, trata de divertirte allá.
- Sen keyfine bak.
Sólo conduce la lancha.
Sen keyfine bak!
No te preocupes por él,
Sen otur, keyfine bak.
Siéntate y pásatelo bien.
Sen otur ve keyfine bak.
Tú siéntate y disfruta.
Sen dartlarınla oyna. Sen de ye, iç, keyfine bak. Ama ben korkuyorum.
Tú estás jugando con las flechas, y tú feliz con el plátano... pero yo, estoy asustado.
Hayır, hayır. Sen burada kal, keyfine bak, ofisi teftiş et.
Quédese aquí, relájese, registre la oficina.
- Hayır tamam, keyfine bak sen.
- Es que no, Alice...
Şimdi, sen orada oturuyorsun, keyfine bakıyorsun.
Siéntate aquí y ponte lo más cómoda que puedas.
Onlar sonra yer sen keyfine bak.
Azem, háblame de Estambul.
Keyfine bak sen.
Haz como quieras.
Eşyalarını yerleştireyim, sen de keyfine bak.
Echa un vistazo y ponte cómoda.
Sen hapınla keyfine bak.
Disfrute de su píldora azul.
Sen şunu tut. Keyfine bak.
Aquí, agarrate bien de estas.
Sen sadece keyfine bak ve şu önündekileri ye.
Descansa esos bastoncillos y mima esos conos.
Sen oturup keyfine bak. Çay yapmayı da bana bırak.
Sentate y dejame que te haga el té.
Sen gir. Keyfine bak.
Disfrútalo tu mismo.
Uh, sen sadece keyfine bak.
Nada más ponte cómodo
Sen Lala ile keyfine bak.
¿ Por qué no tú y Lala se ponen cómodos?
Sakin ol, rahatla ve keyfine bak çünkü sen, arkadaşım hiçbir yere gitmiyorsun.
Así que relájate y ponte cómodo, porque tú, amigo mío, no vas a ir a ninguna parte.
- Sen sadece keyfine bak.
- Ponte cómodo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]