English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bakmak yok

Bakmak yok translate Spanish

332 parallel translation
Bakmak yok.
No espíes.
Bakmak yok, Smitty.
No vale espiar, Smitty.
Bakmak yok. Kaç para vereceksin?
No tener que mirar. ¿ Cuánto pagan?
Bakmak yok, tamam mı?
- Sin mirar, ¿ de acuerdo? - De acuerdo.
Şey, ben yokken bir paket gelirse, bakmak yok.
Sí llega un paquete, no fisgues.
Anahtar deliğinden bakmak yok.
Prohibido mirar por el ojo de la cerradura.
Öyle ezberleyecek kadar bakmak yok.
Nada de aprendértela de memoria.
Onlara bakmak yok!
No los miren!
Yukarıya bakmak yok, tamam mı?
¡ No mire arriba! ¡ Mire aquí!
Dokunmak yok, tadına bakmak yok, bahsetmek yok.
No tocar, no probar, no decir.
Gizlice bakmak yok, efendim.
Sin trampas, Señoría.
Oyunbozanlık yapmak ve bakmak yok.
- No seas tramposa y no mires.
Artık, başka yana bakmak yok yeğen!
Se acabó el andar por ahí, sobrino.
Gözlerini kapat. Bakmak yok.
Cierra los ojos No mires ahora...
Ama öncelikle, daha fazla aynaya bakmak yok.
Pero, para empezar, basta de mirarte en el espejo.
Bakmak yok.
Ahora no mires.
Bakmak yok.
No mires, ¿ eh?
Ve kar tanelerini düşün ve ay ışığını ve yavru kedilerin bıyıklarını... Bakmak yok!
Y piensa en copos de nieve y en rayos de luna y en bigotes de gato... ¡ Sin mirar!
Bakmak yok.
No mires.
Gizlice bakmak yok.
No miren.
- Bakmak yok.
No vale ver.
Hayır, bakmak yok.
No vale ver.
Onun gibi aptallara bakmak yok
Ya no tendremos que verfracasados como él
Bakmak yok! Bakmak yok!
Muy bien, no mires.
Bakmak yok!
No mires.
Bakmak yok.
No pueden mirar.
Ama sayfanın arkasını çevirip cevaplara bakmak yok. - Ne olursa olsun.
Y no le dé la vuelta de las respuestas.
- Hey, bakmak yok!
- Hey, no mires!
Ve ben burada yokken, tadına bakmak yok çocuklar.
Y mientras no estoy, no lo prueben.
Bakmak yok.
Sin espiar.
Etrafta adamın dönüp de ikinci kere bakmak isteyeceği hiçbir kız yok.
No hay ninguna chica por aquí que valga la pena.
Yapabileceğim bir şey var mı, bakmak istedim. Yok.
- He venido a ver qué podía hacer.
Her ne zaman eve uğrayıp arabaya bakmak istersen, bence sakıncası yok.
Si te quieres pasar por la casa y mirar el coche, por mí, bien.
Teşekkürler, ama ona bakmak için kimseye ihtiyacım yok.
Gracias, pero no necesito a nadie para cuidarlo.
Okuldan sonra hiç vaktim yok. Çocuklara bakmak zorundayım.
No hay tiempo después de clase y debo cuidar a los niños.
Bir bakmak istediğini söylüyorsun, ama senin bakmak için gözlerin bile yok ki.
Dices que quieres echar un vistazo, pero no tienes ni siquiera ojos para ver.
Önüne koydukları yemek dolu tabağın altına bakmak istiyorsun ama... buna gerek yok.
Quieres encontrar explicaciones a todo. No hace falta, no las hay.
Bakmak serbest, ama dokunmak yok.
Se mira, pero no se toca.
Yine de, kimseye karşı tepeden bakmak burun kıvırmak veyahut kaş çatmak yok.
No importa, no quiero miradas arrogantes. Narices arrugadas o cejas levantadas
Üç tane süt kuponum var ve evde de iki çocuk. İçeriye gelip sakladığımız bir şey var mı yok mu diye bakmak ister misiniz? Üzgünüm.
Tengo 3 "vales" por leche y dos niños en casa esperando desde ayer.
Bakmak var, dokunmak yok.
Ver pero sin tocar.
Bakmak yok.
No, no vale mirar.
Zamandan başka bir şeyim yok. Onlara bakmak çılgınlık mı?
Yo no tengo nada más que tiempo.
Bakmak var, dokunmak yok.
¡ Se mira pero no se toca!
Kardeşine bakmak için vaktimiz yok!
¡ No tenemos tiempo para buscar hermanos perdidos!
Yararı yok. - Ben polislere bakmak istiyorum.
- Quiero ver los de policías.
- Bakmak ve dokunmak yok. Biz hırsız değiliz.
- Si, no se puede ni mirar ni tocar, ehh.
Süpersiniz bence. - Bakmak yok ama!
No. puedo dar la mano.
Göğüs dekoltesine bakmak yok. Öyleyse ne yapacağım?
Que sea fresca.
Bakmak yok.
Bueno, sin mirar.
Bakmak. Güzel konuşur. Ve parmaklarınızı her zaman twiddle yok.
Habla correctamente y no juegues con los dedos todo el tiempo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]