English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ T ] / Telefon numarası

Telefon numarası translate Spanish

2,113 parallel translation
- Telefon numarası olabilir mi?
- ¿ Número de teléfono?
Telefon numarası, lütfen. 450-555-6352
- Hola. ¿ Tu número de teléfono?
E - Postama cevap vermedi, telefon numarası rehberde yoktu.
No respondió a mi e-mail y su número de teléfono está en la guía.
Herkesin cep telefonunda Mr. Puri'nin telefon numarası var...
Todos tendrán el número de telefono del Sr. Puri...
Sana bir telefon numarası vereceğim.
Voy a conseguirte un numero de teléfono.
Telefonumu aldığında, aradığın numara, telefon numarası değildi.
Cuando cogíste mi telefóno, el número que marcaste, no era un número.
"Barnet Vatandaş Tavsiyesinin" telefon numarası var burada dilerseniz orayı arayabilirsiniz, ben yardımcı olamayacağım.
Aquí está el número de consejo para ciudadanos en Barnet, los puedes llamar si quieres, yo no digo nada.
Telefon numarasıyla ilgili bir şey buldum.
Tengo información sobre el número telefónico.
Bu kimyasalın numarası mı? Hayır, çocuğun telefon numarası.
No, su celular.
Bak, bir viral pazarlama kampanyasını bile bir telefon numarası bırakmadan başlatamayan sensin.
Mira, tú eres la que ni siquiera puede lanzar una campaña viral sin dejar un número telefónico.
Evet, ama bunun altında telefon numarası var.
Sí, excepto que esta tiene un número de teléfono, ¿ bien?
Şurada iki tane biseksüel erkek var ve ikisinin de telefon numarasını aldım.
Hay dos hombres bisexuales, y los dos me dieron su teléfono.
- Chelsea'nin telefon numarası ne?
- ¿ Cuál es el número de Chelsea?
Telefon numarasını al yeter.
Sólo consigue su número telefónico.
- Telefon numarasını biliyor musun?
- ¿ Sabes su número telefónico?
Dün geceki çocuğun adını ve telefon numarasını hatırlatabilirsin belki.
Sí, bueno, siéntete libre de conjurar el nombre y el número de aquel chico de la otra noche.
Çarşafları değiştiren kat görevlisinin adını ve telefon numarasını alabilir miyim, lütfen?
Necesitaré el celular de la encargada de cambiar las sábanas, por favor.
Bir tanesi de, tam bir telefon numarası olsa iyi olurdu.
Uno más y tendría un número de teléfono completo.
Güzeller güzeli kadınımı artık çalabilir miyim? Teşekkür ederim, Jane. Emin ol ki sana telefon numarasını veririm.
Me aseguraré de que tenga su número de teléfono.
Eski cep telefonu faturanın detayı, onun telefon numarasıyla dolu.
Su número está por toda tu factura antigua de móvil.
Sabıka kaydı veya bir tanığın telefon numarası gibi.
Como algún teléfono para un testigo y esas cosas
Size ulaşabileceğimiz bir telefon numarası?
¿ Algún número dónde podamos localizarla?
Biraz konuştuk ve sonra bana telefon numarasını verdi.
Simplemente, empezamos a hablar y él me dio su número de teléfono.
Bir kızın telefon numarası böyle bir şey işte.
Así es como se ve el número de una chica.
Erkeklerin çoğu senin tarafındaydı, bazı erkekler de... Allison'un telefon numarasını istedi.
La mayoría de los hombres estaban de tu lado y un par de tipos querían el teléfono de Allison.
Bize Ghovat'ın aradığı telefon numarasını veriyor.
Nos está dando el número de teléfono de Ghovat.
Merhaba, Dokka bölgesinde bir elektrikçinin telefon numarası lazım.
Hola, necesito el nro telefonico de un electricista en el area de Dokka.
Telefon numarasını verdim ve o da her gün kontrol etmeye başladı.
Le dio su número de teléfono e iba a ver cómo estaba cada día.
Adres yok. Telefon numarası yok.
No hay dirección, no hay teléfono, sin rastros.
Burada Audrey Ridgeway'in telefon numarası var.
Este es el número de teléfono de Audrey Ridgeway.
Bir banka hesabı ya da telefon numarası olabilir.
Podría ser una cuenta bancaria, número de teléfono.
İş ve ev adresi telefon numarası ve kayıtları e-mail adresi ve bu daha başlangıç bilin bakalım liseyi nerede okumuş?
Direcciones de casa y trabajo. Números de teléfonos y registros. Dirección de e-mail y esto apenas comienza.
Telefon numarası rehberde yok, ama hala 9. caddede oturuyor.
Su número telefónico no está listado, pero ella aún vive en la ruta 9.
Telefon numarası ya da adresi yok.
¡ No tengo su número o dirección!
Nerede yaşadığını, telefon numarasını ya da adını bilmiyorum.
Ni siquiera sé dónde vive, su número o su nombre.
Russell'la beraber Amy'nin telefon numarasını bulmuşlar. Marketin güvenlik kayıtlarındaki zaman göstergesini kullanarak Amy'nin çağrıyı ne zaman aldığını belirlemişler.
Él y Russell tienen el número del celular de Amy y usaron la hora en el video de la tienda para ubicar cuando Amy recibió esa llamada.
Jan'in telefon numarası bile yok...,.. ve ondan nefret ediyorum!
¡ Ni siquiera tengo el teléfono de Jan y la odio!
Güzel bir bayanın telefon numarasını alamayacağımı söyledi.
Apostó conmigo que no podría conseguir el número de una chica guapa.
Jan'in telefon numarası bile yok ve ondan nefret ediyorum!
Ni siquiera tengo el número de Jan. Y la odio.
Örneğin,... bu karttaki gibi bir telefon numarası.
Por ejemplo... El número de teléfono de esta tarjeta.
Sadece telefon numarası var!
¡ Sólo tengo su número! ¡ No!
Bir bahşiş bile bırakmadı. Ama sorun değil, çünkü telefon numarasını biliyorum.
Ni siquiera me dio una propina, pero está bien, porque tengo su número.
Sana yardımı dokunabilecek birinin telefon numarası.
Es el número de alguien que podría ayudarte.
Hayır telefon numarası gerçek.
No, el número de teléfono es real.
Telefon numarası Tedsford'ta bir eve ait
El número marcado es de una residencia en Tedsford...
Harry'nin iş arkadaşı olabilir. Harry'nin telefon numarasını alabilir miyim, lütfen?
Debe ser un colega de su esposo. ¿ Me puede dar el número de Harry, por favor?
Bir adet noter onaylı karakter referans belgesi... senin için.. Benim için de, başparmak izimin büyüklüğünden etkilenen.. seksi devlet noterinden... telefon numarası.
Una certificación notariada para ti y el teléfono de una sexy notaria pública impresionada por el tamaño de... la huella digital de mi pulgar...
Telefon numarasını veya e-posta adresini almış mıydınız?
¿ Tenías su teléfono o email?
Adres yok, telefon yok. Taşındıklarını okula bildirmemiş. Ellerinde telefon numarası da yok.
No hay dirección, ni número, no dijo en el colegio que se había mudado, ni siquiera tienen el número de celular.
Çalışma grubunun iletişim bilgileri sayfasına yazdığın telefon numarası uydurmaydı.
Comenzando por que yo inventé la Ferrari.
Hayır! Oraya bir telefon numarası yazmıştım!
Escribí un número de teléfono ahí!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]