Çıkar ağzındaki baklayı translate Spanish
244 parallel translation
Söyle bakalım evlat, çıkar ağzındaki baklayı?
Vamos, chico, escúpelo. ¿ Qué tienes en mente?
Hadi, çıkar ağzındaki baklayı.
Vamos. Dímelo. ¿ Qué pasa?
Çıkar ağzındaki baklayı bakalım.
Tú tienes un secreto, cuéntamelo.
Hadi Eugene, çıkar ağzındaki baklayı.
Venga, Eugene, empieza a cantar. - Estoy afónico.
Çıkar ağzındaki baklayı.
- Hola.
Hadi, çıkar ağzındaki baklayı.
Vamos, escúpelo.
Çıkar ağzındaki baklayı!
¡ Escúpelo!
- Derin kar altında. - Çıkar ağzındaki baklayı.
- En nieves profundas...
Çıkar ağzındaki baklayı!
¡ Vamos desembucha!
Çıkar ağzındaki baklayı.
Dilo de una vez.
Çıkar ağzındaki baklayı.
¡ Vamos, dígalo de una vez!
Bir şeyler geveledin. Durma çıkar ağzındaki baklayı.
Dijiste algo, así que dilo de una vez.
Çıkar ağzındaki baklayı John. Otopside olağandışı bir şeye rastlandı mı?
Dime la verdad, ¿ Hubo algo extraño en la autopsia?
Çıkar ağzındaki baklayı, oğlum!
¡ Escúpelo, muchacho!
Pekâlâ, çıkar ağzındaki baklayı. Açıklaması öyle kolay değil.
No es fácil de decir.
Al ve çıkar ağzındaki baklayı.
Tómala y canta.
Çıkar ağzındaki baklayı.
- Vamos, habla.
Çok iyi fikir, Harvey. Çıkar ağzındaki baklayı.
Seguro que tienes ya una maldita idea, Harvey.
- Görüşme ise - - - Çıkar ağzındaki baklayı.
- No me lo dijo, pero insinuó...
Çıkar ağzındaki baklayı. Ne oldu?
Vamos, escúpelo. ¿ Qué?
Devam et, çıkar ağzındaki baklayı.
Anda, lánzalo.
Ee, çıkar ağzındaki baklayı artık.
Es listo, gracioso, ciego. Así que, cuéntanos.
Hadi, çıkar ağzındaki baklayı, Larry.
Vamos, cuéntanos, Larry.
Hadi evlat. Bunun olayı nedir? Çıkar ağzındaki baklayı.
Vamos, hijo. ¿ Cuál es el negocio en esto?
Çıkar ağzındaki baklayı, Doktor.
Suéltelo, doctor.
Çıkar ağzındaki baklayı.
Vamos, suéltalo.
Şey, ben... Hadi, çıkar ağzındaki baklayı.
Vamos, suéltelo.
Hadi, evlat. Çıkar ağzındaki baklayı.
Vamos, niño.
Çıkar ağzındaki baklayı.
Tan sólo dime lo que piensas.
Hadi ama, çıkar ağzındaki baklayı!
¡ Venga, dilo ya!
Çıkar ağzındaki baklayı Fanny.
Dime lo que piensas, Fanny.
Çıkar ağzındaki baklayı, Wheezy.
Ve al grano, Wheezy.
Sorun değil, çıkar ağzındaki baklayı.
No pasa nada. Puedes decirlo.
Çıkar bakalım ağzındaki baklayı.
¿ Qué tienes en mente?
Pekala, Fisher, ağzındaki baklayı çıkar?
¿ Qué quieres, Fisher?
Haydi, ağzındaki baklayı çıkar. Bu bilgiye nasıl ulaştın?
Vamos, ¿ como consigues la información?
Ağzındaki baklayı çıkar, Tronk!
Entonces hable.
Hadi, ağzındaki baklayı çıkar.
Vamos, descubre el pastel.
Aklından birşey geçiyor Tank, çıkar ağzındaki baklayı.
Pasa un tiempo en la trena, eres un grande, blanquito.
Şu Yahudi ağzındaki baklayı çıkar.
Quita el deje sureño de tu yiddish.
Çıkar ağzındaki baklayı.
Mira, dime la verdad.
- Çıkar şu ağzındaki baklayı. - Richie'yi aldatıyor.
Pero, me gusta, el queso duro, como un Stilton un anejo Gorgonzola.
Pekâlâ. Tamam anne çıkar şu ağzındaki baklayı.
Bueno, pero antes dímelo.
Çıkar ağzındaki baklayı.
Sólo escúpalo.
Şimdi ağzındaki baklayı çıkarıyorsun.
Acá viene el comercial.
Ağzındaki baklayı çıkar bakalım. Ne istiyorsun?
Anda, escúpelo. ¿ Qué quieres?
Çıkar ağzındaki baklayı, para babası.
Desembucha, ricachón.
Haydi John, ağzındaki baklayı çıkarıp bana gerçeği söyle.
John, no te andes con rodeos y dime la verdad.
Çıkar ağzındaki baklayı.
Ahora habla, muñeca.
Çıkar bakalım ağzındaki baklayı.
¿ De qué se trata?
Ağzındaki baklayı çıkar da hayallerim suya düşsün.
Di las palabras, para que deje morir al sueño.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar onları 25
çıkar şunu 136