Çıkaramıyorum translate Spanish
710 parallel translation
Aklımdan çıkaramıyorum.
No puedo sacarlo de mi mente.
Bazen içimdeki şarkı öyle büyük ve hoş oluyor ki, dışarı çıkaramıyorum.
A veces tengo una canción tan grande y dulce adentro que no la puedo sacar.
Seni rahatsız etmek istemem ama bunu tek başıma çıkaramıyorum.
Saint-Aubin, no quiero molestarle pero no logro quitármela.
Toplantılarımız sırasında pek çok kez bahsi geçti ve anlamını hâlâ çıkaramıyorum.
Apareció varias veces en las discusiones... y su significado se me escapa.
Bunu aklımdan çıkaramıyorum.
No puedo quitármelo de la cabeza.
O melodiyi aklımdan çıkaramıyorum. Belki birisi ne olduğunu söylese unutacağım.
No me quito la cabeza esa música, ¿ alguien puede decirme qué es?
Bir anlam çıkaramıyorum.
No puedo descifrarlo.
Beni ihmal ediyorsun. Çok üzgünüm. Cebimde çakmak var ama çıkaramıyorum...
Tengo el encendedor aquí en el bolsillo, pero no puedo...
- Onu aklımdan çıkaramıyorum ki.
La cabeza la tengo bien.
Ne olduğunu çıkaramıyorum ki!
No puedo leerla.
Onunla karşılaştığım andan beri aklımdan hiç çıkaramıyorum.
Desde que lo conocí no lo puedo sacar de mi mente.
Aklımdan çıkaramıyorum.
No me la quito de la cabeza.
Ayağım sıkıştı, çıkaramıyorum.
Mi pie se ha atascado y no puedo sacarlo.
Ayağım sıkıştı, ve çıkaramıyorum.
Mi pie se ha atascado y no puedo sacarlo.
Ayağım sıkıştı, ve ordan çıkaramıyorum.
Mi pie se ha atascado y no puedo sacarlo.
Onu aklımdan çıkaramıyorum.
Yo... yo no puedo olvidarlo.
Şu aptal dizeleri aklımdan çıkaramıyorum.
Se me han pegado esos versos estúpidos.
Kao'yu aklımdan çıkaramıyorum.
No puedo olvidar a Kao.
Bir anlam çıkaramıyorum. Sen oku.
No... no veo, léela tú.
Yüzünü hayal meyal hatırlıyorum ama adını çıkaramıyorum.
La cara me es vagamente familiar pero su nombre se me escapa.
Çıkaramıyorum.
No sé de dónde.
- Evet, karşılaştık. - Ama nerede, çıkaramıyorum.
Sí, efectivamente, pero ahora no me acuerdo de dónde.
Eteğimdeki kanları hala çıkaramıyorum.
Todavía tengo la falda manchada de sangre.
Ama belirgin bir sonuç çıkaramıyorum.
Demasiado pronto para saber algo.
Evine son geldiğimde söylediğin şeyi aklımdan bir türlü çıkaramıyorum.
La última vez que estuve en su casa, usted dijo algo que no puedo apartar de mi mente.
Bu karalamadan bir anlam çıkaramıyorum.
No entiendo estos garabatos.
- Elimi çıkaramıyorum.
- No puedo sacar la mano.
Çıkaramıyorum.
No encuentro, lo que dice.
Çıkaramıyorum
No puedo quitármelo. - Paul.
Aklımdan çıkaramıyorum.
Es lo que no puedo sacarme de la cabeza.
Ellerimi çıkaramıyorum.
No puedo quitar las manos.
Bu geceki seyircileri aklımdan çıkaramıyorum.
No olvido lo de esta noche.
Milletvekiline yaptığımız yanlışlık için insanların çevremde ucuzluk varmış gibi dolaşmasını aklımdan çıkaramıyorum.
No se me quita de la cabeza... que está mal ir por ahí asesinando a congresistas y gente así.
Çıkaramıyorum, şimdi sen kaç yaşındasın Julie?
Gracias. Todavía no me lo creo, Julie. ¿ Cuántos años tienes ahora?
Yazıcı Thompson'ın bir avuç toza dönüşmesini aklımdan çıkaramıyorum.
No puedo olvidar la imagen de la asistente Thompson convertida en un puñado de polvo.
Bozukluğu ortaya çıkaramıyorum.
No puedo eliminar la distorsión, señor.
Lanet olsun, kemerini çıkaramıyorum.
No puedo quitarle el cinto con el dinero.
Affedersin. Bir türlü aklımdan çıkaramıyorum.
Discúlpeme pero no puedo evitarlo.
Kesinlikle Togashi adını hatırlayamıyorum. Yüzünü de çıkaramıyorum...
Definitivamente recuerdo el nombre Togashi... pero no puedo recordar el rostro.
Biliyor musun o ineği aklımdan çıkaramıyorum.
¿ Sabes? No puedo quitarme esa vaca de la mente.
Bunu aklımdan çıkaramıyorum.
No me lo puedo quitar de la cabeza.
Ben hala sizin özel telefon numaranızı nasıl elde ettiğini çıkaramıyorum.
Aún no puedo entender cómo es que tenía su número particular.
Ben de bu çetrefil durumu aklımdan çıkaramıyorum, tıpkı sizin gibi.
Yo tampoco puedo sacarme este desastre de la cabeza, igual que usted.
Doğrusu sizi dünden beri aklımdan çıkaramıyorum.
Déjame decirte
Onu kafamdan çıkaramıyorum.
. No puedo quitármela de allí.
Vanda ve Isabel'i aklımdan çıkaramıyorum.
No dejo de pensar en Vanda.
Bir şey daha var, ne olduğunu tam çıkaramıyorum.
Es algo más.
Duvardaki raptiyeyi çıkaramıyorum.
No puedo clavar la chincheta en la pared.
- Ayağımı çıkaramıyorum.
- No puedo soltarme.
seni aklımdan çıkaramıyorum.
No puedo dejar de pensar en ti.
Orda duruyor, ama ortaya bir şey çıkaramıyorum.
Todo está ahí, pero no puedo producir.
çıkar 159
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkarın 68
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın beni 132
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136