English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ş ] / Şimdi gitmek zorundayım

Şimdi gitmek zorundayım translate Spanish

117 parallel translation
Şimdi gitmek zorundayım... Ve geri dönmeyeceğim.
Ahora tengo que irme, y no volveré.
Özür dilerim, şimdi gitmek zorundayım.
Discúlpenme. Ahora tengo que irme.
Ama şimdi gitmek zorundayım.
Ahora, creo que tengo que hacerlo
Şimdi gitmek zorundayım sevgilim.
Tengo que irme ahora, cariño.
Ama şimdi gitmek zorundayım.
Ahora tengo que irme.
- Şimdi gitmek zorundayım.
- Ahora tengo que irme.
Şimdi gitmek zorundayım.
Debo partir.
Şimdi gitmek zorundayım.
No puedo quedarme más.
- Şimdi gitmek zorundayım ama Bayan Judd kalıp devam edecek.
Me voy, pero ella se quedará con usted.
Pekâla, şimdi gitmek zorundayım.
Bueno, tengo que irme.
Şimdi gitmek zorundayım.
Ahora tengo que irme.
Şimdi gitmek zorundayım.
Ahora debo irme.
Şimdi gitmek zorundayım.
Tengo que irme.
Şimdi gitmek zorundayım.
Me tengo que ir.
Tamam. Şimdi gitmek zorundayım, şey...
Ahora sí me tengo que ir, así que...
Ooops, şimdi gitmek zorundayım. Sanırım yarın sabaha kadar yaşamana izin vereceğim
Oops, tengo que irme, creo que te dejaré vivir hasta mañana.
Fakat şimdi gitmek zorundayım.
Pero tengo que salir.
Şimdi gitmek zorundayım.
Debo irme ahora.
Şimdi gitmek zorundayım.
Ya me tengo que ir.
Şimdi gitmek zorundayım. Yoksa uçağı kaçıracağım.
Tengo que irme ya... o perderé mi vuelo
Şimdi gitmek zorundayım tamam mı?
Debo irme, ¿ bien?
Şimdi gitmek zorundayım.
Me tengo que ir
Şimdi gitmek zorundayım.
Yo tambien tengo que irme. Voy con retraso.
Ancak bazı sorumluluklarım var Van. Ve şimdi gitmek zorundayım.
Pero tengo responsabilidades, Ven... y... ahora tengo que irme.
Şimdi gitmek zorundayım...
Voy a tener que ir ahora...
Şimdi gitmek zorundayım.
Ya debo irme.
Şimdi Kaliforniya'ya mı gitmek zorundayız?
¿ Ahora iremos a California?
Şimdi izninle, gitmek zorundayım. Maxim'de beni harika bir yaratık bekliyor.
Un hombre guapísimo me espera en el Maxim's.
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
Te lo explicaré más tarde, ahora tenemos que irnos.
Ben de şimdi gidiyordum. Gitmek zorundayım.
Bueno... debo irme.
Hayır, benden başka kimse yok, ben de şimdi eve gitmek zorundayım.
No, no hay nadie más que yo, y yo me tengo que ir a casa ya.
Ama şimdi Suwa'ya gitmek zorundayım.
Pero ahora mismo debo ir a Suwa.
Bunları o zaman yine konuşuruz. Benim şimdi acelem var, işe gitmek zorundayım.
Hablaremos de todo, pero ahora debo irme.
Evet. Onlara bir sürü yalan söyledim. Şimdi de beni bulamayacakları bir yere gitmek zorundayım.
Les he contado un montón de mentiras y me voy adonde no me encuentren.
Şimdi eve gitmek zorundayım.
He de irme a casa.
Şimdi, ne yazık ki gitmek zorundayım.
Ahora, lamentablemente, debo irme.
Şimdi işe gitmek zorundayım.
Debo ir a trabajar ahora.
Şimdi Bobbyle çalınan saatler hakkında konuşmak için Island'a gitmek zorundayım.
¿ Y ahora tengo que ir a la isla para hablar con Bobby sobre relojes robados? ¿ Bromean, carajo?
Dinle, şimdi bir şekilde bir sonraki kasabaya gitmek zorundayım.
- Iré hasta la próxima ciudad.
Haydi, ben şimdi babanın organize ettiği şu toplantıya gitmek zorundayım.
Vamos a la reunión que organizó tu padre.
Şimdi, gitmek zorundayım, çünkü bakım evinde akşam yemeği provam var.
Tengo que irme. Tengo el ensayo de la obra, la cena del asilo... y ahora debo comprar un árbol nuevo.
Şimdi benim yardımıma ihtiyacı var. Oraya gitmek zorundayım.
- Necesita ayuda, debo llegar.
Eğer şimdi izin verirsen, gitmek zorundayım. Burada biri ölmüş gibi kokuyor.
Si me disculpas tengo que irme, huele a algo muerto aqui.
Şimdi mülakata uğursuz bir takımla gitmek zorundayım.
Ahora iré a mi entrevista en un traje desafortunado.
Şimdi şovda yerini almak için gitmek zorundayım...
Ahora, tengo tu puesto en el programa.
Şimdi işe gitmek zorundayım. Akşama görüşürüz.
Voy a verle esta noche Tengo que ir a trabajar ahora
Şimdi gerçekten gitmek zorundayım.
- En realidad debo irme ahora.
Şimdi o kıllı feminist yarmalardan önce dükkana gitmek zorundayım.
No he tengo que volver a bajar a la tienda antes las feministas de pelo en el culo destruir el lugar.
Şimdi, işe gitmek zorundayım. Peki ya sen?
Ahora, debo ir a trabajar. ¿ Y tú?
Şimdi izninizle. Gitmek zorundayım.
Bueno, si me disculpan.
( Bu gecenin özel olmasını istiyorum ) ( fakat şimdi anlatamayacağım nedenlerden dolayı ) ( Gitmek zorundayım. )
Quería que esta noche fuera especial pero por razones que no te puedo decir ahora, debo marcharme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]