English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Başarabiliriz

Başarabiliriz translate French

688 parallel translation
Birlikte başarabiliriz.
Nous deux pouvons le faire ensemble.
Bizi daha büyük şeyler bekliyor, bunu başarabiliriz de.
Bientôt, à nous les grands cirques!
İskele tahtası orada. Acele edersek başarabiliriz.
La passerelle est encore en place.
Hala başarabiliriz tatlım.
On peut toujours le faire.
Arabayı bizim emrimize verdirebilirsek başarabiliriz.
Si on peut les persuader de nous fournir une voiture, on y arrivera.
- Evet Kitty? Sanırım artık Meade'den bilgi sızdırmayı başarabiliriz.
M. Meade va pouvoir nous fournir des informations.
Yaşı küçük ama, kazandığı ile geçinmeyi başarabiliriz.
Elle est jeune, mais ce qu'elle gagnera nous aidera.
- Başarabiliriz. - Başar...?
- Nous pourrions y arriver.
Ama bu işi ancak bu şekilde başarabiliriz.
Notre réussite est à ce prix.
Bunu başarabiliriz canım. Başarabiliriz.
On peut y arriver, chérie.
Bence yürüyerek ya da at binerek başarabiliriz ama fikrimi sorarsanız, tahıl arabasıyla başaramayız.
On peut le prendre à pied ou à cheval, mais à mon avis, le chariot à grain passera pas.
Yolların hepsi kaybolmuş, Elder, ama sanırım başarabiliriz.
L'ancienne piste a pratiquement disparu. Mais on doit pouvoir passer.
- Moğollarım yanındadır. Onların yardımı olmadan da başarabiliriz.
- Les autres ne nous sont pas utiles.
Başarabiliriz. Her şeyi düşündüm.
Nous y arriverons, j'ai tout prévu.
Belki.. belki de başarabiliriz.
C'est peut-être possible.
Evet, başarabiliriz.
Mais si, on peut.
Kolayca başarabiliriz.
Ça devrait être facile.
Bu bataklıktan çıkarsak, başarabiliriz.
Si on sort de ces marais, on peut y arriver.
- Yine de başarabiliriz derim.
- Exact. Je crois quand même qu'on pourrait le faire.
Dünyada olduğu gibi sevgi dolu bir kalple... imkansızı başarabiliriz... bu içimizdedir.
Dans le monde, nous pouvons accomplir des choses extraordinaires grâce à notre amour pour un être cher, et il en est de même ici,
Burada başardığımız şeyi... bütün dünyada başarabiliriz!
Ce que nous avons fait ici pourrait être fait dans le monde entier!
- Başarabiliriz.
J'arriverai déjà difficilement.
Umarım dokuz kişiyi de kurtarmayı başarabiliriz. Güvenlik Konseyi'nin dokuz üyesini.
Espérons que nous arriverons quand même à temps pour sauver... les neuf membres du Conseil de sécurité.
Belki sabah başarabiliriz kahvaltılarını yaparlarken.
On verra demain matin pendant leur petit-déjeuner...
Merak etme, yürümeye devam ederiz. Bunu kendimizde başarabiliriz, beyler!
ON S'EN SORTIRA MESSIEURS!
Sizin gözlerinizle, Komiser, olağanüstü şeyler başarabiliriz.
- Avec des yeux comme les vôtres, vous devez être médium extraordinaire!
Sadece şu andan itibaren emirleri direk vereceğim ve hala hedeflerimizi başarabiliriz.
Mais dorénavant, je donnerai directement les ordres, et on pourra quand même atteindre notre but.
Şu fundalığa ulaşabilirsek belki de başarabiliriz.
Si on arrive jusqu'au fourré là-bas, ça devrait être bon.
Önce Juarez'in altınlarını bulmalıyız ve yardım edersen başarabiliriz.
Il nous faut cet or. Avec toi, on y arrivera.
- Başarabiliriz.
- C'est faisable.
Siz yanımızdayken, bunu başarabiliriz.
Avec vous, nous y arriverons.
Güçlüsün, yücesin eminim ki birlikte başarabiliriz.
Tu es fort, tu es grand. Avec toi, je réussirai, c'est sûr.
Başarabiliriz sanmıştım.
Je croyais en nous.
Gerçekten başarabiliriz sanmıştım.
Je croyais vraiment en nous.
Bakın, işimiz çok zor ve ancak ekip olarak birlikte çalışırsak başarabiliriz.
Bon, c'est un boulot difficile et la seule façon d'y arriver c'est de travailler tous ensemble.
Başarabiliriz.
On va y arriver! - Cinq!
- Başarabiliriz.
Trois!
Fakat eşi ve iki kızı vasıtasıyla üzerine gitmeyi başarabiliriz. Dasha Potkin.
Dasha Potkin, 41 ans.
Belki de başarabiliriz.
On peut y arriver.
Çok dua edersek, hala başarabiliriz.
Peut-être que si nous prions fort, nous réussirons à arriver au RDV.
Hala başarabiliriz, hala bir şansımız var.
Nous avons encore une chance d'y arriver.
Benim silahşörlüğüm ve senin keskin hislerinle gerçekten büyük işler başarabiliriz!
- Associés? Avec mon sabre et tes pouvoirs, on pourra faire des choses formidables.
Belki birlikte başarabiliriz.
Ensemble on peut réussir.
Ama uzak mesafeden başarabiliriz.
Mais à distance.
Sana söylüyorum, başarabiliriz!
Moi, je dis que c'est possible.
Bundan başka nasıl başarabiliriz?
C'est le seul moyen de l'obtenir.
Sanırım başarabiliriz.
Le résultat serait probablement meilleur.
Kïzmak yerine uçmaya vakit harcasa, bir seyler basarabiliriz.
S'il se dépensait moins à être amer et plus à voler, ça bougerait plus.
- Tabii ki başarabiliriz.
- Ah oui, évidemment!
- Başarabiliriz mi?
"On"?
Başarabiliriz.
On peut le faire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]