English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Başardılar

Başardılar translate French

580 parallel translation
Seni yakalamayı nasıl başardılar?
Comment t'ont-ils ramené?
Okçuluk yarışmasından sonra idam sırasında Locksley ve adamları kaçmayı nasıl başardılar?
Comment Locksley a-t-il organisé son évasion?
Hayır. Onları yedi, sekiz mil kovaladık ama kaçmayı başardılar.
On les a poursuivis sur plus de 10 km mais sans succès.
Belki hepsi deliydi, ama bir şeyi başardılar.
Ils étaient peut-être fous. Mais voilà ce qu'ils ont fait :
Biz toparlanıp son darbeyi vurana dek... düşmanları oyalamayı başardılar.
ils ont retardé l'ennemi... le temps qu'on puisse le frapper.
Düşünüyordum ki işler o kadar iyi yürütülüyor ki... faşistler efsanelerdeki adamlar gibi... insanları ikna etmede ne kadar harika işler başardılar.
Je pensais que tout était si bien dirigé que... quel exploit ont fait les fascistes, en se faisant passer pour des héros légendaires.
çocuklar bugün gerçekten başardılar.
Ils ont réussi!
Başardılar.
Ils ont réussi!
Bu konu çok gizli elbette ama kriptocularımız Almanların diplomatik şifresini çözmeyi başardılar.
C'est extrêmement confidentiel mais nos cryptographes ont réussi à casser un code diplomatique Allemand.
Orada yıpranmış Fransızlar mucize eseri Marne nehrinde tutunabildi ve ani saldırılarla Almanları geri püskürtmeyi başardılar.
Les Français, affaiblis, rassemblèrent leurs forces près de la Marne et, dans une série de contre-offensives surprises, repoussèrent les Allemands.
O olayda, Atinalılar ona karşı koymayı başardılar.
Les Athéniens se dressèrent pour le défier.
Başardılar!
Ils ont réussi!
Başardılar, Majeste.
Ils ont réussi, Majesté.
- Başardılar mı? - Evet!
C'est sûr?
Elbette başardılar.
Bien sûr que si.
- İyi iş başardılar.
- On l'a bien rafistolé, dirait-on.
- Tanrım, başardılar.
- Mon Dieu, ils ont réussi.
Başardılar mı?
Ils ont réussi?
Bizim gibi onlar da bariyerden sağ çıkmayı başardılar.
Ils ont aussi survécu à la barrière magnétique.
Barbara, başardılar.
Barbara, ils ont réussi.
Çok iyi başardılar gerçekten.
Ils sont vraiment doués.
Sihir, hepsi sihirbaz, Büyük piramitten çıkmayı başardılar.
Des mages... Ce sont des mages.
İki çok iyi veterinerim benim emirlerim altında hayatını kurtarmayı başardılar.
Deux excellents chirurgiens vétérinaires sous ma direction purent sauver sa vie.
- Bunu nasıl başardılar?
- Comment est-ce possible?
Başardılar.
Ils ont réussi.
Ve de sonunda, onu deli etmeyi başardılar.
Eux l'ont rendu fou!
Ama bir şekilde ilişkilerini yürütmeyi başardılar.
Mais quelque part, ils ont toujours réussi à recoller les morceaux.
Başka bir hatta bizi bekliyorlardı ve bizi o hatta çekmeyi çok iyi başardılar.
Des lignes grises qui avançaient comme des vagues, en criant. Elles se cassaient en arrivant sur la crête bleue.
Beş yarddalar! Otuz beş yard çizgisinde durdurmayı başardılar.
Il passe les 40, les 35 et est plaqué sur la ligne des 31.
Bu ve benzeri binaları yapanlar aslında neyi başardılar?
Qu ´ est ce que le peuple a fait pour faire ce bâtiment et d'autres?
Güneyde, Fransızlar, Danube'a kadar girmeyi başardılar.
AU SUD, LES FRANÇAIS ONT ATTEINT LES RIVES DU DANUBE SUPÉRIEUR.
Başardılar da.
Et ils réussissent.
Bilmiyorum. Tuvaletten kaçmayı başardılar.
Il a quand même réussi à sortir des toilettes!
Tanner ve Tono birbirlerini öldürmeye çalıştırlar, başardılar.
Tanner et Tono ont tenté de s'éliminer mutuellement et ont réussi.
Evet, ey Sezar, bütün görevleri yerine getirdiler. Bütün sorunları çözüp her seferinde başardılar.
Oui, ô César, ils ont exécuté tous les travaux, franchi tous les obstacles, réussi toutes les épreuves.
Şu ana kadar, başardılar, asıl şey başardılar.
Jusque-là, ça y est, ils y sont.
Çarpışmalar esnasında İttifakın casusları İmparatorluğun korkunç silahı bir gezegeni yok edecek güçteki zırhlı uzay istasyonu ÖLÜM YILDIZI'nın planlarını çalmayı başardılar.
Au cours de la bataille, des espions Rebelles ont réussi à dérober... les plans secrets de l'arme absolue de l'Empire : L'ÉTOILE DE LA MORT... une station spatiale blindée dotée d'un armement assez puissant... pour annihiler une planète tout entière.
Ve sonrasında Portekiz'li kaşifler Dünya'yı baştan başa dolaşmayı başardılar.
Une expédition portugaise réussit... à faire le tour de la planète bleue.
Bu çeşitli kültürlerden seyyahlar gezegen çapındaki ilkleri başardılar.
Ces voyageurs de cultures diverses... ont été les premiers explorateurs planétaires.
Onu düğünden uzak tutmayı başardım : : : : : : Ama kapıları kapatmak onu dışarıda tutmaya yetmedi, bir hata yaptım :
J'avais réussi à le tenir à l'écart... mais sans le faire disparaître tout à fait.
Kaçmayı başardılar.
Ils ont filé.
Başardılar!
Ils ont réussi.
Sanırım aminoasit kalıntıları ile karbonhidrat moleküllerini eşpolimerleştirmeyi başardım ben. İkisi de iyonik gruplar içeriyor.
J'ai réussi à polymériser des aminoacides avec des carbo-hydrates contenant des groupes ioniques.
Bundan güvenli bir çiftlik oluşturduk. Bazılarımız öldü ama başardık.
Ça n'a pas été tout seul.
Onu esir tutmaya çalıştılar, ama kaçmayı başardı, efendim.
Un mensonge des Tartares, ô Khan. Ils ont tenté en vain de le garder captif.
Dün dört puan düşüş oldu. Neyse ki Özgürlük Savaşçıları'na bayağı hurda satmayı başardım.
Nos actions ont perdu 4 points hier, mais j'ai pu vendre un lot de... vieux rossignols aux libertaires.
Bunu bizden daha akıllı olduğun için değil Tanrıların yardımıyla başardın.
Ce n'est pas que tu sois plus érudit que nous. Tu avais les dieux avec toi.
Aptal herifler Bay Bond'un görevini başardığını sandılar.
Ces imbéciles doivent penser que M. Bond a rempli sa mission.
İlk cilde bile gelemediler. Bayanlar, baylar. Bu akşam yarışmacılarımızdan hiçbirinin Proust'un başyapıtının karmaşıklıklarını özetlemeyi başardığını sanmıyorum.
Mesdames et messieurs, je ne pense pas qu'un seul concurrent de ce soir ait pu compressé la complexité du chef d'oeuvre de Proust.
- Biz başardık ve onlar çuvalladılar!
J'ai réussi! Nous avons réussi et eux, ils ont raté!
Şu ana kadar ; ekibimi kaçırmayı, karpuzları kurşunlamayı... arkadaşımın bacaklarını kırmayı... ve sizin şerif yardımcılarından birini öldürmeyi başardı.
Jusque-là, il s'est débrouillé pour chasser mon équipe, tirer sur quelques pastèques, casser les jambes de mon ami et tuer un de vos adjoints.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]