English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Başardınız

Başardınız translate French

1,010 parallel translation
Siz, çocuklar, büyük bir iş başardınız. Salt Lake City de, herkes iki aylık ikramiye alacak.
Vous avez tous fait du bon boulot, et quand on sera à Salt Lake, vous aurez tous une prime de 2 mois de salaire.
Siz başardınız.
Vous, vous réussissez.
Sorunsuz atlamayı başardınız?
Vous avez donc sauté avant que la voiture se retourne?
- Anlıyorum. - Büyük iş başardınız, Svoboda.
- Vous avez fait du bon travail.
Başardınız.
Vous avez réussi.
Nasıl başardınız bilmiyorum. Tekrardan yürümesini çok istiyor olmalıydınız.
Vous devez lui avoir insufflé l'envie de marcher.
Onu tekrar yakalamayı nasıl başardınız?
Comment avez-vous fait pour le rattraper?
Zor bir görev başardınız, biraz dinlenmeye ihtiyacınız vardır o yüzden, ABD'ye gönderilmenizi talep edeceğim.
Vous avez durement peiné. Il vous faut du repos. Vous rentrerez aux Etats-Unis.
Böyle insanlarla anlaştığınızda bunu yapmak çok kolay. Albay Feroud'u onlarla buluşturmayı başardınız.
Normal avec des gens comme çà vous avez réussi à porter à Feroud jusqu'à eux.
- Neyi başardınız? Molekül formunu oluşturan liflerdeki radyoaktif gruplar içsel yeniden düzenlemeyi katalize etmedi.
Les groupes radioactifs n'ont pas catalysé la structure.
İyi iş başardınız.
Vous êtes parfaite.
Siz kendiniz başardınız.
Vous ne la devez qu'à vous-mêmes.
Ah, kaptan, başardınız. Binlerce özür dilerim, tatlım.
Mille pardons, ma chère.
Böylesine büyük bir savaşçıyı öldürmeyi nasıl başardınız?
Comment avez-vous tué ce général?
Bugün yaptıklarınızla beni eğlendirmeyi başardınız.
Vous m'avez bien fait rire sur le bateau.
O bıçağı battaniyenizin arasına saklamayı nasıl başardınız, Vaiz?
Comment se fait-il que tu caches un couteau dans ta couverture, pasteur?
Onları tamamen yok etmeyi nasıl başardınız?
Comment avez-vous fait pour vous en débarrasser?
Başardınız!
Vous l'avez fait!
- Gönlünü fethetmeyi başardınız.
- Vous l'avez séduit.
İyi iş başardınız.
Vous aviez raison.
Aşağıya inip biraz şarap için, iyi iş başardınız.
Descendez vous restaurer.
Yolda yürekli olmaya çok ihtiyacımız olacak. Bunu başardınız.
Votre endurance va être mise à rude épreuve... vous m'avez impressionné.
Başardınız.
C'est gagné.
Demek sonunda gelmeyi başardınız.
Vous êtes enfin arrivé.
Siz 3 kere boşanmayı başardınız.
Vous m'avez aidé à divorcer 3 fois.
Bir şeyi bilmek istiyorum. Ben ihtiyacım olan hiçbir şeyi getiremezken siz ikiniz buraya gelmeyi nasıl başardınız?
Pourriez-vous me dire comment vous êtes arrivés là, alors qu'on n'arrive même pas à recevoir des munitions?
Başardınız.
Vous le méritez.
Harika bir iş başardınız.
Quel beau hold-up!
- Başardınız!
- Vous avez réussi.
Siz başardınız, efendim.
Vous avez réussi.
- Başardınız.
- Vous avez réussi.
Memur Krupke, yine başardınız
Krupke, vous vous êtes trompé
- Son derece iyi iş başardınız.
- Vous avez été excellent.
- Nasıl başardınız?
- Comment avez-vous fait?
Onu sarhoş ettiniz ve başardınız.
Vous l'avez fait boire et vous avez réussi.
Çok büyük zahmetlere girdim - İnan bana, hiç kolay olmadı ama kızın kim olduğunu öğrenmeyi başardım.
Après de pénibles recherches, j'ai pu l'identifier.
Senin kazandığın olmadan bile, başımızı suyun üzerinde tutmayı başardık.
Même sans tes cachets, j'ai subvenu à nos besoins.
Sanki siz özel bir şey yapmışsınız gibiydi ve işte başardı.
Comme s'il y avait du nouveau dans sa vie. La voici au bal du Gouverneur...
Yıllar boyu mücadeleniz ve başardıklarınız karşılığında size verebildiğim tek şey tarihin en pahalı hurda yığını.
Après toutes ses années de lutte, la seule chose qui reste c'est ce tas de ferraille le plus cher de l'histoire.
Bu konu çok gizli elbette ama kriptocularımız Almanların diplomatik şifresini çözmeyi başardılar.
C'est extrêmement confidentiel mais nos cryptographes ont réussi à casser un code diplomatique Allemand.
Bunu nasıl başardığınızı anlatmayacak mısınız?
Racontez-nous ça!
Bundan güvenli bir çiftlik oluşturduk. Bazılarımız öldü ama başardık.
Ça n'a pas été tout seul.
Dün öğleden sonra hapishaneye giderek el çantanızı görmek istedim. O sırada anahtarınızı aşırmayı başardım.
À la prison, je vous ai demandé votre sac et j'ai subtilisé votre clé.
Sanırım bu işi başardınız.
C'est gagné!
Bu anlamsız. Başardın. Takdir edileceksin.
Vous avez réussi, vous êtes un héros.
Polis Teşkilatımız cinayet sayısını azaltmayı başardı ama Thuggee Tarikatının varlığını tanımaya zorlandık.
Nos policiers ont réussi à faire baisser le nombre de crimes mais il faut reconnaître qu'ils existent toujours.
Ama bir gün ; bir hafta, bir ay, bir yıl sonra olsun o gün geldiğinde, inşallah, hepimiz evlerimize döneceğiz işte o zaman, burada büyük zorluklarla başardığınız bu işten hepiniz gurur duyacaksınız.
Mais un jour, dans une semaine, un mois, un an... lorsque nous rentrerons chez nous, si Dieu le veut... vous serez très fiers de l'oeuvre que vous avez réalisée ici... face à une telle adversité.
Ama başardığımız tek şey... Bir sonraki lütfen. Pazar payımızın % 10'dan % 7'ye düşmesi oldu.
Tout ce que nous avons obtenu, c'est de tomber de 10 % à 7 %.
Başardığınız herşey, size zevk veriyor.
Tes exploits te remplissent de joie.
Bir uğrayıp adamlarınızla başardığınız iş için tebrik edeyim dedim.
Je passe vous voir et vous féliciter pour votre travail.
Başardın. Buraya neden geldin? Hala bir annem ve kız arkadaşım var.
Pendant que mes amis, comme il se doit, se faisaient recaler à leurs examens, je débutais, brillamment, à Broadway.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]