English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Başarabilirsin

Başarabilirsin translate French

762 parallel translation
Londra'da çok şey başarabilirsin. Buna şüphe yok.
Tu serais très occupé à Londres, sans aucun doute.
Ama sevgilim sen çok şey başarabilirsin.
Mais, chéri, tu es capable de faire de grandes choses.
Bunu başarabilirsin Lewt. - Lewt.
Oui, tu peux le faire.
"... ben başaramadım, ama sen başarabilirsin, delikanlı.
" Moi, je n'ai pas réussi.
Şu dağların arka tarafında Yeni Kudüs var. Başarabilirsin.
Jérusalem est derrière la montagne... tu y arriveras.
Başarabilirsin, Chickamaw.
Par-dessus la barrière, Chickamaw.
- Başarabilirsin Lock.
- Tu peux le faire, Lock.
- Ama sen başarabilirsin oğlum. Telefon istemediğimi söylemiştim.
- Je vous ai dit de prendre mes appels.
Bu şov, her koreografın hayalidir ve yalnız sen başarabilirsin.
C'est un rêve de chorégraphe. Toi seul peux le faire.
Başarabilirsin.
Tu vas y arriver.
Umarım ünlü olmayı başarabilirsin.
Je vous souhaite de vous faire un nom.
Başarabilirsin.
Tu pourras.
Başarabilirsin!
Vous réussirez!
Evet, başarabilirsin.
Si, tu peux.
Bunu sen başarabilirsin.
Ça veut dire que tu as gagné.
Hala başarabilirsin.
Tout n'est pas fichu.
O atı geride bıraksan başarabilirsin diye düşünüyorum.
Si tu abandonnes ton cheval, tu peux y arriver. Harry!
Olsa olsa, öldürülmeyi başarabilirsin.
Au mieux, tu ne réussiras qu'à te faire tuer.
- Başarabilirsin.
– Oui, vous l'êtes.
Hadi asker. Başarabilirsin.
Tiens bon, soldat.
Başarabilirsin.
Essayez.
Bu yaşında bile hâlâ çok şey başarabilirsin.
Tu as toute la vie devant toi. Tu pourras faire pas mal de choses.
Başarabilirsin tatlım.
Oui, tu peux, chérie.
Başarabilirsin.
Ne pleure plus. Tu sais le faire.
Başarabilirsin.
Allez, tu peux le faire.
Biraz zaman kaybettin, ama hâlâ başarabilirsin.
Vous êtes dans les temps.
İstesen, başarabilirsin.
Tu peux, si tu le veux vraiment.
"Sen de katıl. Gösteriyi başarabilirsin."
"Vous pouvez commencer le concert."
Susan, başarabilirsin. Şimdi, haydi.
Vous pouvez le faire!
- Bunu başarabilirsin.
- Trouvez le Projet Aires.
Başarabilirsin.
Tu peux y arriver.
"'Sağlamsın ve yıldızları saymıyorsun. Başarabilirsin. "'
Des muscles durs et pas une mâchoire en verre Tu peux le faire
Bu işe bütün varlığını adarsan Başarabilirsin
T'es au bord de la folie quand tu vois que ton gars a une mâchoire en verre
Son dakikada yönünü değiştirip üs gemilerinden uzaklaşırsan sen de başarabilirsin.
Tu pourrais avoir le même résultat en te détournant de ces bases astrales au dernier centon.
Hayatta her şeyi başarabilirsin.
Le monde t'appartient.
Bu tamam... Ama sana söz veriyorum, bir gün Earl olursam Zorbalık yapmayacağım savaşmaya yetmez ama sanırım sen başarabilirsin.
Mais je vous promets, que même si je suis comte, je ne serai pas un tyran. Faudra te bagarrer!
Okadar yemezsen, başarabilirsin.
Arrête de bouffer. C'est faisable.
Vazgeçme Zack, başarabilirsin.
Tu réussiras, Zack!
Elbette yapabilirsin. Başarabilirsin!
Courage!
Başarabilirsin, Süpermen.
Tu t'en sortiras!
Başarabilirsin!
Tu peux le faire!
Başarabilirsin.
Tu peux le faire.
Başarabilirsin.
Tu peux le faire!
- Evet, başarabilirsin.
- Mais si.
- Sadece hava atarak başarabilirsin.
Faut bien, pour devenir une star, frangin.
- Başarabilirsin Alex!
Tu peux y arriver!
Keyiflerini kaçır, böylece başarabilirsin.
Remuez un peu les choses pour que vous puissiez partir.
Hadi, başarabilirsin.
Plus vite!
Başarabilirsin.
Tu passes pas!
Biliyorum sen başarabilirsin.
Je sais que tu peux.
Başarabilirsin, Süpermen!
Tu t'en sortiras.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]