Başkan clark translate French
117 parallel translation
- Başkan Clark'a bilgi verdin mi?
- Avez-vous parlé au président Clark?
Başkan Clark'ın, General Franklin'in kazandığı bu büyük zaferi kutlaması bekleniyor.
Le président Clark va féliciter le général Franklin.
Başkan Clark halka aksini söylese de direniş hareketi capcanlı.
Le président Clark veut que les gens pensent autrement... mais la résistance est bien vivante.
"DÜNYA'DAN GELEN MESAJLAR" ... 6. haftasına girerken Başkan Clark'ın doktoru tekrar ortaya çıktı.
MESSAGE TERRESTRE... on a découvert le rapport du médecin du président Clark.
Kayıtlara göre, Başkan Clark'ın patladığı anda Dünya Gücü 1'de olmamasına mazeret olarak gösterdiği hastalığın gerçek olmadığı ileri sürülüyor.
Ce bilan montre que la maladie... prétextée par Clark pour ne pas monter à bord de l'Earthforce One... n'aurait été qu'un alibi.
Başkan Clark'ın Meclis Araştırma Komisyonu'na ifade veren temsilcileri olayların Dünya Hükümetini zayıflatmak isteyen iç ve dış güçlerin hazırladıkları bir komplo olduğunu öne sürerek suçlamaları reddetti.
Les porte-parole du président Clark ont déclaré devant le Sénat... que ces fausses accusations n'avaient pour but... que de déstabiliser le gouvernement terrien.
Başkan Clark'ın Gölgeler'e ait bir gemiyi ele geçirmesine izin vermeyiz.
On ne peut pas laisser le président Clark prendre un vaisseau des Ombres.
Başkan Clark daha sıkı güvenlik önlemleri getirecek bir tasarı hazırlıyor.
Le président Clark étudie de nouvelles mesures de sécurité.
Başkan Clark'ın bugün tüm Dünya Merkezi genelinde sıkıyönetim ilanı anlamına gelen kararı imzaladığı yönündeki haberler doğrulandı.
Le président Clark vient de déclarer la loi martiale... dans tout le QG des forces terrestres... en raison des menaces pesant sur la Terre.
Kendisi ve hükümeti hakkında açılan komplo soruşturmalarına karşı Başkan Clark anavatanda sıkıyönetim ilan etti ve Mars'la Io'da da benzeri kısıtlamalar getirmesini emretti.
Du fait d'un complot possible contre le gouvernement... le président Clark a déclaré la loi martiale chez lui... et a donné à Mars et lo l'ordre de faire de même.
Bu arada Başkan Clark, teslim olmak isteyenlerin affedileceğini söyledi.
Le Président Clark offre l'amnistie à ceux qui se rendront.
İskender teslim olmayı reddetti ve Dünya Kuvvetleri'ni Başkan Clark'a karşı birlik olmaya çağırdı.
L'Alexander a refusé et appelle... les autres divisions terriennes à s'allier contre le président Clark.
Mevcut kriz hakkında gelen son haberlere göre Mars Geçici Hükümeti'nin başkanı Xavier Montoya Başkan Clark'ın 5 gün önce verdiği sıkıyönetim emrini uygulamayacağını açıkladı.
Tandis que la crise persiste... le chef du gouvernement provisoire de Mars dit... qu'il n'appliquera pas le projet de loi martiale... décidé par le président Clark.
Başkan Clark, saldırıların Mars Geçici Hükümeti sıkıyönetim kararına boyun eğene kadar süreceğini söyledi.
Le président Clark compte poursuivre les attaques... jusqu'à ce que le gouvernement de Mars adopte la loi martiale.
O gemiler, Babil 5'in kontrolünü devralmak, kaptan ve komuta personelini tutuklamak ve üssü Başkan Clark'la Gece Bekçileri'nin yönetimine vermek konusunda emir aldılar.
Ces navires ont l'ordre de prendre le commandement de Babylon 5... de capturer le commandant et tout son équipage... et de soumettre cette station au président Clark et à la Garde de nuit.
Yarbayla birlikte Başkan Clark tarafından bize ve Mars Kolonisi'ne karşı uygulanan anayasaya aykırı eylemlere bir cevap hazırladık.
Le commandeur et moi avons une riposte... aux violations que le président Clark... nous fait subir, ainsi qu'à la colonie de Mars.
Başkan Clark meclisi dağıtarak, sıkıyönetim ilan ederek ve Mars Kolonisi'ndeki sivil hedeflerin bombalanması emrini bizzat vererek Dünya Birliği anayasasını çiğnemiştir.
Clark a violé la constitution de l'Alliance Terrienne... en dissolvant le Sénat... en déclarant la loi martiale... et en ordonnant le bombardement de cibles civiles sur Mars.
Şu andan itibaren, Babil 5, Dünya Birliği'nin bir parçası değildir. Başkan Clark görevinden ayrılana kadar bağımsızlığımız geçerliliğini koruyacaktır.
Babylon 5 a donc décidé de rompre l'Alliance Terrestre... et de rester un Etat indépendant jusqu'à la destitution de Clark.
Başkan Clark teslim olmanızı ve bordalanmaya hazırlanmanızı emrediyor.
Clark vous ordonne de vous rendre. Préparez-vous à l'abordage.
Başkan Clark'ın birlikleri orayı dümdüz etti.
Les troupes du président Clark avaient tout ravagé.
Başkan Clark, bir saat sonra Sulh Bakanlığı'ndan, halkın çok sevdiği sıkıyönetim kararının suç oranlarını nasıl düşürdüğünü anlatan bir raporu kabul edecek.
A suivre, le président Clark a validé un rapport du ministère de la Paix... décrivant la façon dont le crime a été éliminé... depuis que la loi martiale, très populaire, a été prononcée.
Anavatanda işleri yürüten kişi Başkan Clark değil.
Le président Clark ne dirige rien.
Başkan Clark henüz anavatanda istediği her şeyi yapamadı o yüzden öncelikler listesinde şimdilik üst sıralarda yer almıyoruz.
Notre président Clark a du mal à maîtriser la situation. Nous ne faisons donc pas partie de ses priorités.
Taklit edilemez. İmza, bizi doğrudan Başkan Clark'a götürecektir.
Et ce code nous ramènera forcément au président Clark.
Emirleri Başkan Clark veriyor olabilir. Ama tetiği çekenler onlar.
Le président Clark donne les ordres, eux les exécutent.
Başkan Clark bir sonraki hedefinizin Mars olduğunu biliyor.
Le président Clark sait que vous irez ensuite sur Mars.
Geçtiğimiz üç yıl boyunca, Başkan Clark, eski başkan Santiago'ya suikast düzenleyip iktidara geçtiğinden beri ekranda yanlış bilgilerden, propagandadan ve yalanlardan başka bir şey görmek mümkün değil.
Depuis trois ans, depuis l'arrivée du président Clark... après avoir organisé l'assassinat du président Santiago... vous n'avez reçu que de la propagande, de la désinformation... et de pures mensonges.
Ve onlar bizi engellemeyi başarana ya da Başkan Clark makamından çekilip sine-i millete dönene kadar da devam edeceğiz.
Nous la dirons jusqu'à ce qu'on nous fasse taire... ou jusqu'à ce que Clark démissionne et rende le pouvoir au peuple.
Buraya Başkan Clark'ı tutuklamaya Gece Bekçileri'ni dağıtmaya ve hükümeti tekrar halka teslim etmeye geldik.
Nous sommes ici pour arrêter le Président Clark... dissoudre la Garde de nuit... et remettre notre gouvernement entre les mains du peuple.
Başkan Clark öldü.
Le Président Clark est mort.
Bir seneden uzun zaman önce Başkan Clark'ın özel harekât birliklerinin binayı basmasından ve sıkıyönetim ilanından beri aranızda değiliz.
Plus d'un an depuis qu'ISN a été pris par les forces d'élite... envoyées par le Président Clark... plus d'un an que la loi martiale est appliquée.
Başkan Clark, 49. bölgedeki Dünya Kuvvetleri karakoluna bölgedeki geçidi kontrol etmek üzere bir Cengâver bölüğü gönderdi.
Le président Clark a ordonné à toutes les bases du secteur 49... de poster un escadron de Starfurys près du point de saut.
Ama Psişik Birliği içindeki elit bir saldırı gücü olan ve sadece Başkan Clark'a bağlı olan Kara Omega bölüğünün ağır silahlı nakliye gemileriyle yola çıkarıldığını kimse bilmiyor.
Mais ils ignorent qu'un escadron de Black Omega... une force d'attaque d'élite du Corps Psi... et qui n'obéit qu'au président Clark... a été envoyé dans des appareils lourdement armés.
Buraya gelmenin sizin için ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Özellikle Başkan Clark'ın getirdiği seyahat yasağından sonra.
Je sais qu'il n'a pas été facile de venir ici... considérant les restrictions d'accès décidées par le président Clark.
Başkan Clark'ın sıkıyönetim ilanını kabul etmelerini zorlamak amacıyla Proksima 3'gönderilen bir Cengâver bölüğü'nün taraf değiştirip Proksima 3'teki direnişçilere katıldığı bildirildi.
Nous avons appris qu'une escadrille de Starfury... envoyée en raid contre Proxima 3 pour les forcer à accepter... la loi martiale du président Clark a rejoint la Résistance de Proxima 3.
Başkan Clark'ın vurduğu gezegenlerden kaçan hasta ve yaralıları taşıyorlardı.
Ils transportaient les victimes... du Président Clark :
Başkan Clark'ın düzenlediği son saldırıda diğerlerine örnek olması için 10.000 sivil infaz edildi.
Dans la dernière attaque, autorisée par le Président Clark 10,000 civils ont été tués comme exemple pour les autres.
İnsani yardım haricinde Başkan Clark ve Dünya Birliği'nden yapılan tüm yardım taleplerini geri çevireceksiniz.
Vous ne répondrez à aucune demande d'aide militaire du Président Clark ou de l'Alliance de la Terre, sauf sous forme d'aide humanitaire.
Başkan Clark kontrolden çıktı.
Le Président Clark est hors de contrôle.
Burada kalıp Proksima 3'ü Başkan Clark'ın yapacağı muhtemel bir misillemeden korursunuz.
Vous pouvez rester ici et aider à protéger Proxima 3 d'une nouvelle vengeance du Président Clark.
Başkan Clark'ın yaptıklarından dolayı yargılanmamak için Dünya yerel saatiyle 02 : 53'te intihar ettiği kesinleşti.
Nous sommes en mesure de confirmer que le Président Clark s'est suicidé... à 2h53, heure d'hiver, plutôt que d'affronter un procès.
Sadece gerçekleri mantıklı ve dikkatli bir şekilde irdelemek Başkan Clark'ın dikta rejimine isteyerek ortak olanları hayatlarından endişe duydukları için söyleneni yapanlardan ayırt etmemizi sağlayacaktır.
Seule une étude attentive des faits... nous permettra de séparer ceux qui ont participé en conscience... au règne de terreur du Président Clark... de ceux qui ont coopéré parce qu'ils craignaient pour leur vie.
Başkan Clark kontrolünü kaybetmişti.
Le Président Clark avait déraillé.
Başkan Clark rejiminin çökmesinden sonraki gelişmeleri haber vermek üzere üzere Dünya Kubbesi'ndeki basın toplantısına bağlanıyoruz.
Pour couvrir les événements qui ont causé la chute du Président Clark... nous nous rendons dans la suite présidentielle au Dôme Terrien.
Başkan Clark'a karşı çok sağlam iddialarımız var.
On reçoit des infos sur Clark.
Ajo üniversitesi başkanı Elgin Clark'ı bağlar mısın?
Passez-moi le président Elgin Clark à l'université d'Ajo.
Ziegler'dan sonra Başkan'ın kampanya menajeri Clark McGregor gazetecilerin önüne çıktı.
Après Ziegler, le directeur de la campagne, M. MacGregor a répondu aux journalistes.
Birlik'le Başkan Yardımcısı Clark'ın arasında olanları hatırlıyor musunuz?
Vous vous souvenez du scandale du Corps qui appuyait le vice-président?
Yeni kurulan Kamu Araştırmaları Bürosu'nun açıkladığı rakamlara göre Başkan William Clark önderliğindeki hükümetin, icraatlarında önceliği Dünya'nın ihtiyaçlarına vereceğini açıklaması popülerliğini oldukça arttırdı.
Selon les chiffres du nouvel Office du moral public... le président Clark jouit d'une popularité sans précédent... car il souligne la nécessité de répondre aux besoins sur la Terre.
Başkan Santiago'nun suikasta kurban gittiğinin ve her şeyin arkasında Clark'ın olduğunun kanıtı.
C'est la preuve que Clark est responsable... de l'assassinat du président.
Bugün açığa çıkan şaşırtıcı kanıtlar Başkan Santiago'nun ölümünün bir kaza olmadığını aksine, içeriden hazırlanan bir suikast sonucunda gerçekleştiği, şimdilik iddia diyebileceğimiz komplonun dönemin Başkan Yardımcısı Clark tarafından hazırlandığını gösteriyor.
On a appris aujourd'hui l'existence de preuves... qui montrent que la mort du président Santiago... était en fait un assassinat... et que notre président actuel, M. Clark, est mêlé à ce complot. On est en train de vérifier l'authenticité des preuves.
başkan clark sıkıyönetim ilan etti 19
clark 640
clark kent 39
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
clark 640
clark kent 39
başka 730
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka sorum yok 215
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başkaları 16
başka bir şey ister misiniz 24
başka kim var 32
başka birşey 59
başka yok 64
başkanım 138
başka sorum yok 215
başka bir şey yok 82
başka bir şey yok mu 20
başkaları 16
başka bir şey ister misiniz 24
başka kim var 32
başka birşey 59