Besbelli ki translate French
141 parallel translation
Bu besbelli ki portakal ağacı fidanı.
Ceci est de toute évidence un jeune oranger.
Besbelli ki sizin için Madame Rochelle'in sevgisinikaybetmek önemli değil..
Vous n'aimez pas Madame Rochelle.
Besbelli ki alem yapmış.
Il s'est de toute évidence soûlé.
Birbirimizi görmeye devam etmemizin karısına haksızlık olacağını söyledi ; çünkü... Besbelli ki bu tür şeyleri fazla ciddiye alan bir kızım.
Il a dit qu'il serait malhonnête vis-à-vis de sa femme de continuer à se voir, car D'après lui, je suis le genre de fille qui prend ce genre d'histoire trop à cœur.
Ve bu aptal hizmetçi de besbelli ki ona aşık ve Tanrı bilir onun hakkında neler düşünüyor!
Quant à cette vieille fille, il est clair qu'elle l'aime et s'est imaginé Dieu sait quoi.
Ve Elsa, besbelli ki kızgın olmanın onun için neredeyse imkansız olması durumundan hoşnuttu.
Et elle semblait tant s'amuser qu'on avait peine à se mettre en colère.
Şimdi bu... çocuklar besbelli ki uzman bakımına muhtaçlar sence öyle değil mi?
Ces enfants requièrent manifestement des soins professionnels, vous ne croyez pas?
Besbelli ki niyeti mutluluğumu bozmaktı.
Il voulait ruiner mon bonheur.
Besbelli ki Beaumont yardım etmiş.
Beaumont l'a aidé. C'est évident.
- Besbelli ki tribbleler çok kavrayışlılar.
- Les Tribules sont très perceptifs. - A l'évidence.
Besbelli ki satın almaya niyetlendiğin arazilerin değeri yakında iki katına çıkacak. Çünkü er ya da geç üzerinden demiryolu geçecek.
Ce qui vous intéresse, c'est acheter des terres qui en vaudront bientôt le double car tôt ou tard, le chemin de fer les traversera.
Besbelli ki sen beyinlerini kullanan kadınlardan olmadın hiçbir zaman.
Tu n'es pas habituée à des femmes qui pensent. Mon petit lapinou!
Besbelli ki, Komiser yanılıyor.
L'inspecteur se trompe, c'est tout.
Besbelli ki rahatsız.
Il se sent assez mal à l'aise comme cela.
Besbelli ki sorun yaşamaya devam eden birkaç kişilikten kaynaklanıyor.
Le problème est créé par les forces multiples qui y survivent.
Besbelli ki, astroid fırtınası esnasında olmuş olsa gerek.
C'est manifestement arrivé au cours de la tempête d'astéroïdes.
Besbelli ki onları yutmuş ama kimse nasıl olduğunu bilmiyor.
Ce qui est sûr, c'est qu'il les a avalées, mais personne n'a jamais su comment il les a ingérées.
Besbelli ki, aklın niteliği, miktarından çok daha önemli!
De toute évidence, la qualité prévaut sur la quantité des facultés!
Besbelli ki her zaman mikrofonlarını kullanmadılar.
A l'évidence, ils n'utilisaient pas toujours leurs microphones
Besbelli ki.
Évidemment.
- Besbelli ki biz.
- Nous, de toute évidence.
Bu, besbelli ki "güvende" kelimesinin daha önce duymadığım tuhaf bir kullanılışı.
Ah, c'est apparemment un étrange usage du mot "sécurité". Un que je n'avais jamais utilisé avant.
Besbelli ki eşcinsel. Hayır, hayır. - Carla.
Pédé comme un foc.
Merhaba. Ben MacGyver değilim. Besbelli ki yanlış numarayı aradınız.
Bonjour, ce n'est pas MacGyver, donc vous avez composé un mauvais numéro.
Besbelli ki, bizi istiyorlar.
Il est clair que c'est nous qui les intéressons.
Şerif gücenme ama besbelli ki bu adamın tahtası eksik.
Sans vouloir vous vexer, cet homme a un hanneton dans le plafond.
Herneyse, besbelli ki birbirimizi daha fazla göreceğiz.
Evidemment, nous allons nous revoir souvent.
Besbelli ki doğru sanal oda programına hiç gitmemişsin.
Vous n'avez manifestement pas essayé le bon programme.
Besbelli ki, 3 litrelik olanını 4 litre su ile kesinlikle dolduramayız, değil mi?
4 gallons ne rentrent pas dans un bidon de 3 gallons?
Besbelli ki yalan söylüyorsunuz. Görüşmeyi kesiyorum.
Cette conversation est terminée.
Ama besbelli ki hastanenizle benim aramda.. ... bir ilişki kurulmaması için iz bırakmak istemiyorsunuz.
Mais vous ne tenez pas bien sûr à laisser des traces de mon intervention dans votre hôpital.
- Besbelli ki...
Elle ignore ce qui l'attend.
Besbelli ki, asla "affet ve unut" kelimelerini duymamışlar. Sizin orada olmanız çok iyi oldu, Bay Neelix.
Heureusement que vous étiez là, M. Neelix.
Bak, biz Kaptanımızın geri dönmesini istiyoruz, ve besbelli ki, sende eve dönmek istiyorsun.
Nous voulons récupérer notre capitaine et vous, vous voulez rentrer.
Besbelli ki programcılar sistem içinde ki kişinin kendisi istemesi durumunda güvenli bir şekilde dışarı çıkabilecek şekilde yapmışlar. Periyodik olarak, atmosferik durum kendilerine gösterilmiş.
On leur a donné la possibilité de choisir le moment du réveil en fonction des conditions atmosphériques.
Besbelli ki... dişi olan.
La femelle, à l'évidence.
Besbelli ki, bu olayda Bay Tuvix ile ilgili bu konu, bir çiçekten daha karışık bir konu.
M. Tuvix est un organisme bien plus complexe qu'une simple fleur.
- Oysa besbelli ki... - Ona zam vermeyi düşündün mü?
- N'avez-vous jamais songé à l'augmenter?
Bu besbelli ki büyülü.
C'est un sacré porte-bonheur.
Harry'nin, seni neden takdir ettiğini ve saygı duyduğunu anlayabiliyorum. Çünkü besbelli ki, o böyle. Ve. ben de öyleyim.
Je comprends l'admiration et le respect que vous porte Harry, ça se voit, et il en est de même pour moi.
Besbelli ki, halkımın tamamı tükenmemiş.
Tous les miens n'ont visiblement pas péri.
Besbelli ki analizlerim, kusurluydu.
Mon analyse des données était visiblement erronée.
Besbelli ki sana elini uzatmaya çalışıyor.
Il fait le premier pas.
Besbelli ki, öyle. Senin hakkında ne düşündüğünü önemsiyorsun.
Ce qu'il pense compte toujours pour toi.
Besbelli ki, yalan söylüyor.
Elle ment, c'est évident.
Bak, aranızda geçen şeyin ne olduğunu bilmiyorum, ama besbelli ki şu andan itibaren bitmiş durumda.
J'ignore ce qu'il y a eu entre vous, mais c'est du passé.
Mr. Porter, besbelli ki hasta.
M. Porter est clairement malade.
Besbelli ki yollanacak kişi o. Aylardır acemileri eğitiyor.
Il est tout à fait indiqué, il forme des hommes depuis des mois.
Besbelli ki.
- Évidemment.
ve, başını çeviren neydi. tabii ki besbelli değil mi?
Qu'est-ce qui t'a permis de tourner la tête?
Besbelli, değişik bir itiş sistemi kullanıyorlar ki, bu da onların bulunmasını zorlaştırıyor.
Ils utiliseraient une technique de propulsion qui les rend indétectables.