English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir alman

Bir alman translate French

3,310 parallel translation
İyi eğitimli bir Alman kurdu, saatte kırk sekiz kilometre hızla koşabilir, dikey düzlemde 1.6 metre sıçrayabilir ve 250 kiloluk kuvvet uygulayarak ısırabilir.
Un Berger Allemand bien entraîné peut courir à pas moins de 30 miles ( 50km ) en une heure, sautez à plus d'1m50 de hauteur, et mordre avec plus de 200 kg de pression.
İtibarlı bir Alman-Yahudi göçmenin, duruşmayı izleyip fikirlerini aktarması her gazeteye nasip olmaz, orası kesin.
Oui, ce serait un privilège d'avoir un émigrée juive allemande aussi célèbre comme reporter.
O bir Alman vatandaşı.
C'est un citoyen allemand.
Şu andan itibaren, Federal Almanya Cumhuriyeti olarak adlandırılan sadece bir Alman devlet var. Dünya Savaşı'nın galipleri Willy Brandt'ın Berlin yönetimine girmesinde rol oynadı.
Dès lors, il n'existait qu'un seul état allemand, à savoir la République fédérale d'Allemagne Les vainqueurs de la Seconde Guerre mondiale avaient jusqu'à présent gardé la main dans la gestion de Berlin un Willy Brandt ému était embrassé par ses collègues en larmes Tous les observateurs avaient souligné que l'héritage du vieux régime -
Bir Alman'a aşık olduğum için beni cezalandırdılar.
Ils m'ont punie parce que j'étais amoureuse d'un allemand.
Broomhilda bir Alman adıdır.
Brünhild est un nom allemand.
Bu bir Alman masalı, bir şekilde dağ olacak.
C'est une légende allemande, il y a toujours des montagnes.
Hem de bir Alman gerçek bir Sigfreid ile her gün karşılaşmıyor.
Et pour un allemand, rencontrer Sigfried dans la vraie vie, c'est quelque chose.
Sana sevgili Broomhilda'yı kurtarma vazifende yardımcı olmak bir Alman olarak benim görevimdir.
En tant qu'allemand, je suis obligé de t'aider dans ta quête pour sauver ta bien aimée Brünhild.
Bir Alman ismi mi?
C'est un nom allemand?
Bayan Satterthwaite bir Alman spa merkezinde kalıyor. Sylvia'nın yurtdışına ona bakmaya gittiği söylenebilir.
Mme Satterthwaite s'est installée dans un station thermale allemande, de sorte que l'on puisse dire que Sylvia est à l'étranger pour être auprès d'elle.
Bir Alman deyişi.
Un terme allemand.
Orada bir Alman postanesi var.
On a fait sauter un poste allemand.
Mükemmel bir masayı mahvetmeden evvel CIA'deki ahbaplarınla görüşüp yardım alman lazım.
Avant que tu ruines une table en parfait état, tu devrais commencer à parler avec ton ami de la CIA et obtenir de l'aide.
Böyle bir lüksünüz yok ise bir takım tedbirler almanız gerekmektedir.
Si vous n'avez pas ce luxe, Vous deviez prendre des précautions.
Elbette siper almanın lüzumu kalmamıştır bir yemin ardına takıldıysanız.
Bien sûre, il n'y a pas besoin de se cacher. lorsque vous chassez un leurre.
Dört gencin kayıp olduğu rapor edildi. Berlin'den bir kız ve Alman pasaportlu üç göçmen.
Quatre jeunes sont portés disparu une fille de Berlin, et trois migrants avec des passeports allemands.
Bir lokma almanız gerek.
Il est important de toujours savoir s'avouer vaincu.
Başka bir insan olabilmenin sorumluluk almanın ne olduğunu kavrayabilir misin?
Sais-tu ce que ça veut dire d'être responsable pour un autre être humain?
Bir hayvanın yükünü sırtına almanın ve sonunda bir hayvan gibi ölmenin neresi haysiyetsizce bilmiyorum.
Je ne vois pas ce qui est déshonorant dans le fait de porter le fardeau d'un animal et de mourir comme l'un d'eux à la fin.
Demek istediğim bir sohbetin içinde yer alman gerek tamam mı?
Je dirais qu'on doit entrer dans une conversation. Tu penses pas?
Alman, İngiliz ve Fransızların da büyük bir ordu göndereceği aşikardır.
Il est évident que les allemands, les anglais et les français aussi enverront une grande armée.
Carrucan Çiftliğinde doğmamıştı, Alman bir bayan tarafından yetiştirildi.
Elle n'est pas née à la plantation Carrucan, c'est une famille allemande qui l'a élevée.
Broomhilda, en ünlü Alman efsanelerinin birinde bir karaterin adıdır.
Brünhild est le nom d'un personnage dans la plus connu de toutes les légendes allemandes.
Steven, eğer Alman bir misafirimize hizmet ettiremeyeceksek Almanca bilen bir zenci ne işe yarayacak?
Nom de Dieu Stephen, à quoi bon avoir une negresse qui parle allemand, si on ne peut pas l'exploiter quand on a un invité allemand?
Dün, özgür bir adam olarak, Candyland'e gittim, yanımda da Alman partnerim Dr. King Schultz vardı.
Hier même, en homme libre, j'ai débarqué à Candyland, à cheval, avec mon partenaire allemand blanc, le Dr. King Schultz.
Alman bir sanat simsarı ile yarıya yarıya ortağım.
- Oui. Je suis à 50-50 avec un marchand d'art.
Sana gidip bir rüzgârlık almanı söylemiştim.
Je t'ai demandé d'aller me trouver un coupe-vent.
Senden kafanı fıçıya sokup, derin bir nefes almanı istiyorum.
Mettez votre tête là-dedans et reniflez bien fort.
Eğer bir kaç gün içinde benden haber almazsan, bunu almanı istiyorum.
Si t'as pas de mes nouvelles dans les prochains jours, je veux que t'ailles à cette adresse.
Bir daha bir şey alman gerekmeyecek.
Bien. Tu n'auras plus jamais besoin de prendre que ce soit.
Şimdi, sizden gözlerinizi kapayıp derin bir nefes almanızı ve 100'den geriye saymanızı istiyorum.
Je voudrais fermer les yeux étroitement et compter de 100 à 0
Senin beni Louis'ten satın alman bize nasıl bir temiz sayfa açma şansı tanır?
Quelle chance avons-nous si notre nouveau départ commence avec toi qui m'achète à Louis?
Ama yarattığım kötülüğü geri almanın bir yolu var.
Mais je peux corriger l'erreur commise lors de leur création.
Büyüyü geri almanın her zaman bir yolu vardır.
Il y a toujours un moyen de défaire un sort.
Parti planlama modunda bir kontrol manyağı tarafından emir alman gerek.
Recevoir des ordres d'un monstre en... Mode d'organisation du groupe.
Evet, ele alman gereken bir problem var, William.
Yeah, vous avez un problèmes entre les mains, William.
Menajer senden bir adamı oyuna almanı isterse, sen sadece alırsın.
Le chef te demande de choisir un gars, tu en choisis un.
Jack derin bir nefes almanı istiyorum.
Jack, je veux que vous preniez une grande inspiration.
Hatta, bana bir tane asma kilit almanızı istiyorum. Çünkü orayı kilitlemeyi düşünüyorum.
Faites installer un verrou sur la porte.
Bir Zeeland gemisini incelemeye gideceğim ama önce izin almak için vaktim yok. O yüzden senin alman lazım.
Je vais examiner un navire de Zeeland, mais je n'ai pas le temps de demander l'autorisation.
Bunlardan bir tane satın almanız gerekiyor.
Vous aurez besoin d'un de ces packs.
Sonra Javier kazara bir çift gözlüğü kızartır, Ve derler ki, "Javier, daha çok sorumluluk alman lazım."
Ensuite Javier fait accidentellement frire une paire de lunettes, et ils disent : "Javier, tu dois être plus responsable."
Alman Çevre Bakanı şu sözleri beyan etmek için bir basın toplantısı düzenledi :
Le Ministre de l'Écologie allemand a organisé une conférence de presse.
Bana yeni bir daire almanı istiyorum.
Je veux que tu m'achètes un nouvel appartement.
Ama Bayan Satterthwaite'ın Alman spa merkezinde oldukça toparlandığını bilmelisin, ve ben, bir veya iki gün içinde Sylvia ve annesini getirmeye gidiyorum.
Mais tu devrais savoir que Mme Satterthwaite s'est bien rétablie de sa cure allemande et que je m'attends à revoir Sylvia et sa mère dans un jour ou deux à la maison.
Kulağa sanki bir dekoratörün almanızı istediği şeyler gibi geliyor.
Ça sonne comme quelque chose qu'un décorateur vous ferez acheter.
Unuttum şimdi. Alman isimli bir şey.
Je ne sais plus le nom, un nom allemand.
İşte bu yüzden size delil odasından bir şey almanıza izin vermemelerini söylüyorum.
Je m'en suis assuré. Voilà pourquoi je leur ai dit de ne pas vous laisser l'emporter en dehors de la salle des saisies.
Eğer bizim Aile Planlaması Derneği'ni kapatmazlarsa, Kendi RX'ini alman için sana bir randevu ayarlarız.
S'ils n'ont pas coupé les vivres au Planning Familial on peut prendre rendez vous pour avoir ta propre assurance sociale.
Alman dürbünü kullanan bir Amerikan askeri olur mu?
Des GI's avec des jumelles allemandes?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]