English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bir ay içinde

Bir ay içinde translate French

909 parallel translation
Bir ay içinde her yerim madalya ile dolacak.
Dans un mois, j'en serai couvert.
- Bir ay içinde.
- Dans environ un mois.
Buna mecbursun. Bir ay içinde evleneceksin ama çeyizinde... tek bir eşya bile yok, farkında değil misin?
Tu te maries dans un mois et tu n'as pas de trousseau!
Bir ay içinde evleneceğiz Linda.
Je vais l'épouser dans un mois, Linda.
Bir ay içinde kendini yeni gibi hissedeceksin.
Dans un mois, vous serez sur pied.
Japon gemisi bir ay içinde Vancouver'dan ayrılacak.
Il y a un bateau japonais.
Bir gün, bir hafta veya bir ay içinde, bir adamdan para alacaksın. Ve sonrasında sen...
Dans un jour, une semaine, d'ici un mois, tu recevras de l'argent d'un homme, et ensuite...
Bir ay içinde Muller evde olur, sözümü tuttuğumu..
Dans un mois, muller devrait être arrivé.
Sizin gibi bir ay içinde yolculuğa çıkması gereken bir adama... para olarak ödeme yapacağını düşünmüyorum.
L'ambassade ne vous paierait sûrement pas pour avoir dénoncé un homme devant voyager un mois.
Ben bir ay içinde Almaya'nın yakınına bile gidemem, bunu çok iyi biliyorsunuz.
Je ne serai en allemagne que dans un mois et vous le savez.
Öyleyken bir ay içinde- -
En moins d'un mois!
Bu bir ay içinde geçirdiği ikinci kriz.
C'est sa seconde crise en un mois!
Bir ay içinde, ilk ev tahsisi yapılacak.
D'ici un mois, des appartements seront attribués. Depuis le temps qu'on le dit!
Pekâla Yüzbaşı, ben son bir ay içinde hiç kimseyi öldürmedim.
Je n'ai tué personne depuis plus d'un mois.
-... bir ay içinde olacağına garanti verdi. - Benim için çok uzun bir süre!
C'est trop long pour moi.
Demiryolu hattının, bir ay içinde Bisbee'ye kadar uzamasını istiyorlar.
Le chemin de fer sera à Bisbee dans un mois environ.
Bir ay içinde aynı adı taşıyan yeni bir nükleer denizaltı hizmete giriyor.
Un sous-marin atomique va arriver.
Dün gece bu kasaba bir ay içinde dördüncü kez durma noktasına geldi. Katil kovboylar her yanı sarıyor.
Voilà quatre fois en un mois que ces cow-boys paralysent Warlock.
- Bir ay içinde görüşürüz. - Tamam
- On se voit dans un mois.
Bir ay içinde falan bir saatçiye göster.
Merci beaucoup.
Bir ay içinde geri vereceğim. Gerçekten de minnettarım, Gutiere.
Je vous le restitue dans un mois, deux au maximum.
Bir ay içinde seçimler olacak.
Dans un mois, les élections.
Bir ay içinde yedinci kez eve sarhoş dönüyor.
C'est la septième fois qu'il rentre soûl ce mois-ci. - Six.
İşte bir genç bana değersiz fikrini aşılamaya çalışıyor. Fakat ben bir ay içinde.. ... aşağılık kompleksi geliştirip... mevkisini kaybedeceğini biliyorum.
Il nous donne son avis inepte alors que d'ici un mois il fera un complexe d'infériorité et se sentira diminué s'il ne porte pas une de ces horreurs
Eğer bir torun istiyorsanız altı ya da sekiz ay içinde, damadınız yine deneyebilir.
Si vous voulez un petit-fils, dans six ou huit mois, pas avant. Vous demanderez à votre gendre d'en faire un autre.
Bir kavanozun içinde eve ay ışığı götürmek ve olduğundan daha iyi olmak
Emporter des rayons de lune en bocal Et être plus heureux
Bir kavanozun içinde eve ay ışığı götürmek ve olduğundan daha iyi olmak veya bir domuz olmak ister misin?
Emporter des rayons de lune en bocal Et être plus heureux Ou préfères-tu être un cochon
Bir kavanozun içinde eve ay ışığı götürmek ve olduğunda daha iyi olmak veya balık olmak ister misin?
Emporter des rayons de lune en bocal Et être plus heureux Ou préférerais-tu être un poisson
Birkaç ay içinde bir yer daha, sonra bir yer daha açtım.
Très vite, j'en ai ouvert un autre.
Ora, onu şaşkınlık içinde ayakta dikilmiş... gözünü kırpmadan kuşlara ve yaratıklara bakarken gördüm rüzgar, yağmur, güneş ve ay ormanda bir çocukken ayakta dikildiğim gibi.
Ora, j'ai vu notre garçon s'émerveiller, le souffle coupé par la beauté des oiseaux et des animaux, par le vent, la pluie, le soleil et la lune, tout comme moi quand j'étais enfant dans la forêt.
Bir ay içinde, evleniyor bu adamla.
En moins d'un mois!
Birkaç ay içinde, hiç olmadığı kadar iyi bir biçimde ileriye paslar atıyor olacaksın.
Bientôt, vous referez vos passes comme avant.
Ancak Jim Barnes öncülüğünde harekete geçirilen birleşik Amerikan endüstrisi 1 yıl içinde Ay'ın yüzeyine bir roket kondurabilir.
Mais en rassemblant les industries américaines, sous la direction de Jim Barnes On pourrait lancer une fusée vers la lune d'ici 1 an.
Tekin olmayan bir izolasyon içinde 3 ay geçirdikten sonra... 13 Ekim 1944 günü, öğleden sonra...
Pendant trois mois, il resta dans cet isolement sinistre, jusqu'au 13 octobre 1944, dans l'après-midi.
Görüşmelerden üç ay içinde herhangi bir şey elde edilmedi.
Trois mois de négociations et rien ne se passe!
Gelecek ay içinde, tam bir kat daha çıkılacak.
J'exige pour ce mois l'achèvement d'un étage complet.
Bir ay içinde burada olmalılar.
Dans un mois, elles seront là.
Altı ay veya bir yıl içinde tıraş bile olamaz hale geleceğim.
D'ici six mois, je serai aveugle.
Birkaç ay içinde gelininin evinde, kanepede uyuyan... -... bir kocakarı olacaksın.
Dans quelques mois, tu seras une vieille dame qui dort sur le canapé, chez ta belle-fille.
Aralık ayının 25'inde, Barselona sahilleri civarında bir uçak gözlendi. İçinde kimse yoktu.
Le 25 décembre, au large de Barcelone on repérait un avion sans personne à bord.
Tek sorun, param az. Bir kaç ay içinde parayı toplarım sanıyorum.
J'imaginais pouvoir économiser assez pour arranger ça d'ici quelques mois.
Sadece bir kaç ay içinde buffalo avı seni de saracaktır, evlat.
Ça te prendra aussi.
Bugün bir haber aldım. Bir iki ay içinde yürürlüğe girecek bir yasa çıkıyormuş.
On m'a informé qu'une loi est en passe d'être adoptée, d'ici un mois ou deux.
Birliği içinde yayılan bir tümörden temizlediğini düşünebilirsin ama bir ay sonra muhtemelen daha da habis bir tümör olarak döneceğim.
Tu crois te débarrasser d'une vermine? Je reviendrai dans un mois. Je serai une vermine plus importante.
Yedi ay içinde, nefes alan bir can daha olacak.
Dans sept mois, je dois vivre avec un bébé.
- Bir iki ay içinde.
- Un mois ou deux.
Bir kaç ay içinde evde küçük bir bebek olacak Tanrı ona izin verirse.
Dans quelques mois, il y aura un bébé dans la maison, si le bon Dieu l'épargne.
Bir ya da iki ay içinde, Henry ile olan ilişkilerim, farklı bir taktik geliştirmemi gerektirebilir.
Dans environ un mois, cependant, mes rapports avec Henri peuvent exiger une tactique différente.
Çünkü 8 ay içinde Agnese'nin bir bebeği olacak.
Parce que dans huit mois elle aura en enfant.
Sonra birdenbire bir anlaşma imzalıyoruz, ki bu anlaşma ile iki ay içinde... onlar kendi bombalarını sökecekler, biz kendi bombalarımızı sökeceğiz, ve hepimiz barış içinde bir dünyaya doğru koşacağız.
Et nous signons un traité selon lequel... nous détruirons nos bombes... Une paix glorieuse!
Ayışığında parlamasını sağlayan bir kimyasal var içinde.
Une sorte de produit chimique dans l'eau le fait briller au clair de lune.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]