English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Bu adam mı

Bu adam mı translate French

10,550 parallel translation
- Lanet olsun, bu kokladığım en iğrenç adam.
Mince, c'est le mec le plus mûr que j'ai senti.
Eğer annemi iyileştirisen, söz veriyorum bir daha yüzük takmadan bir adamı bu bacakların arasına almayacağım.
Je le promets, si vous prenez soin de ma, je ne laisserais aucun homme entre ces jambes sans alliance.
Tanrım nerede bu churro * cu adam?
Bon sang mais où est le mec qui s'occupe des churros?
Bu adam manyağın teki tamam mı?
Ce type est un maniaque.
Bu o adam mı?
Et cet homme...
Bu Cole denen adam mı seni buldu yoksa sen mi onu?
C'était Cole... vous a-t-il trouvé, ou l'avez-vous trouvé?
Bu adamı tanımıyorum.
Je ne connais pas ce gars.
Tabii bir sonraki seçimleri benim yan tarafımdaki hapishane hücresinden yürütmek istemiyorsanız, bu adamın cesedi lazım bize.
Maintenant à moins que vous vouliez être réélu d'une cellule de prison à côté de la mienne, ce gars doit mourir.
Eğer bu adamı vurmazsan ikinizi de vuracağım.
Si vous ne tuez pas cet homme, je vous tuerai tous les deux.
- Sanırım adamımız bu.
- Je pense que le voilà.
Bugünlük bu kadar, adamım.
C'est fini, mec.
Bu gece bu iki adam, her ne yaptılarsa, onları izlerken bir şeyin farkına vardım.
Ce soir, en regardant ces deux gars faire... ce qu'ils faisaient, j'ai compris quelque chose.
Aradığım adam arkadaşımı büktü, kırdı ve burktu ta ki bu kutuya sığana kadar.
Le tueur à brisé, tordu et réagencé le corps de mon ami jusqu'à ce qu'il tienne dans cette boite.
Bu sefer adam gibi yapmak istiyorum.
Je veux m'y consacrer, cette fois.
Tanıdım. - Bu adamın kim olduğunu söyler misiniz?
- Pourriez-vous le nommer?
- Evet. Hepsinin istediği bu, adamım.
C'est ce qu'elles veulent toutes, mec.
Pekala, bu bizim adamımız.
D'accord, c'est notre gars.
Bunu yapmadığına kendimi inandırmaya çalıştım. Ama senin gibi bir adam bu kadar parayı kendine saklamadan duramaz.
Je me suis persuadée que tu ne l'avais pas fait, mais un homme ne donnerait jamais autant d'argent à moins d'être coupable.
Senin ebadında bir adam bu arabada rahat mı?
T'es à l'aise dans cette voiture?
Beni yoldan alan adam bu işte.
C'est lui qui m'a ramené.
Yani hassas hedefleri ortadan kaldırması için çeteler bu adamı mı kiralıyor diyorsun?
Les gangs paieraient ce type pour éliminer des cibles sensibles?
Hadi ama, bu saçmalık, adamım!
Vous vous foutez de nous!
Nefes alman umurumda değil....... bir yolunu bul yoksa bu adamı vururum.
- 2 minutes de répit? - Je m'en fiche, alors trouve un truc sinon je flingue ce mec tout de suite!
Bu güçle beraber, büyük bir yargılama yapacağım, aynı Adem ile Havva'nın yasak elmayı yedikten sonra yargılandıkları gibi.
Avec, je mènerai un grand jugement, comme celui infligé à Adam et Eve lorsqu'ils ont mangé le fruit défendu.
Adam az kalsın beynini uçuracaktı ben de gerçekten doğru olanın bu olduğunu sanmıştım.
Ce type a failli se faire sauter la cervelle, ce que je pensais la solution la meilleure.
- Aradığımız adam bu değil.
- Eh bien, tu ne l'a pas fait.
İşte bu, Wolsey bana her zaman senin bir İncil adamı olduğunu söylerdi.
Wolsey m'a toujours dit que vous étiez un homme de la Bible.
Hadi bu zeki adamı güzel bir hücreye tıkalım.
Allons trouver une bonne cellule de prison à cette homme intelligent.
Nesi var bu adamın? Niye taktım bu gözlüğü?
- Pourquoi ai-je ces lunettes?
Ne olursa olsun bu adamın yanına yaklaşma, anladın mı?
Compris?
Bu sabahki adam neden gelmiş hiç sormadım.
Que voulait cet homme, ce matin?
- Bu saygısızlık adamım.
- C'est irrespectueux.
Bu zenci hazır değil adamım. Hazır.
Mec, ce petit négro n'est pas prêt.
Adam'ın böyle güzel bir jest yapmış olduğuna inanmak güç fakat bu defter onun özür dileyiş şekli sanırım.
C'est difficile d'imaginer qu'Adam soit capable de faire ça. mais je crois que ce registre est un moyen de s'excuser.
Tüm hayatımı bu ana adamıştım.
J'ai sacrifiée toute ma vie pour ce moment.
Miami de tasarladığın tuzak ortaya çıktığı için, bu işin dışında kaldın, adamım.
Comme votre piège raté à Miami, vous êtes sorti de votre ligue garçon
Evet. Bu benim adamım.
Ouais, c'est mon gars.
Şimdi acele ettirmek istemem seni ama yattığım başka bir kaç adam da bu evi tutmayı düşünüyor.
Bon je veux pas te presser, mais d'autres hommes avec qui je couche sont intéressés.
Bu o. Kılıcımı alan adam.
C'est lui, l'homme qui a pris mon épée.
Bu tesisi güvende tutacak yeterli adamımız yok.
Nous n'avons pas assez d'hommes pour sécuriser cette installation.
- Bu adamı kaçıracak mısın?
Vous allez kidnapper ce garçon?
Bu bir kötü adam sığınağı mı?
C'est le repère secret d'un méchant?
Bu o adam mı?
C'est lui, le type?
- Hangi adam bu bakayım?
Quel homme était-ce donc?
Bu adam yaşadığı onca şeyden sonra içinde hala bize yardım etme isteği bulmuş.
Après tout ce que cet homme a traversé, il a quand même pris sur lui pour nous aider.
Bay Brewster'ın görevini yerine getirmek için bu akşam yola çıkması lazım. Londra'daki adamımdan istihbarat toplayacak.
Il collecte des informations de mon contact londonien.
Hey, adamım, bu yepyeni bir maç, tamam mı?
C'est un nouveau jeu?
Bu küçük bir tür, adamım.
C'est assez petit, mec.
Bu adam bize meydan mı okuyor?
Que fait ce mec, il nous nargue de l'attraper?
Önemli değil adamım. Bu seferki benden olsun.
C'est bon mec, c'était ma tournée.
- Bu inanılmaz bir şey adamım!
- C'est incroyable!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]