English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Da ne var

Da ne var translate French

4,073 parallel translation
Alabama'da ne var?
Qu'est ce qui se passe en Alabama?
Pardon da ne var?
Pardon, quoi?
- Dışarıda ne var?
- Qu'est ce qu'il y a dehors?
- Peki popom da ne var o zaman?
- Qu'est ce que j'ai alors?
Burada ne işiniz var? Bu adamlar da kimin nesi?
Euh... que faites vous ici?
Uyuşturucu mahallelerinin yakınlarında çalışıp da işleri tıkırında giden gizli bir içki dükkanı istemeyecek birisi var mı?
- Ceux qui travaillent à proximité qui pourrait ne pas vouloir voir un cochon aveugle en action?
Hakkında bilmediğim başka şey var mı diye merak ediyorum da.
Je me demande qu'est que qu'il y a d'autre que je ne sais pas sur toi.
Ne üzerinde çalıştığını sormam da sorun var mı?
Ca te dérange si je te demande sur quoi tu travailles?
Esas senin neyin var da kulağından çeyreklik çıkıyor?
Qu'est-ce qui ne va pas avec toi qui a une pièce dans ton oreille?
En azından kasıtsız adam öldürmeye girer. - Bir de hapse girmemek için intihar süsü verdin o da var.
C'est un homicide involontaire au moins et vous avez mis en scène le suicide pour ne pas aller en prison.
Temizlik hastası olmak da ne sorun var ki?
Ce n'est pas grave d'être maniaque.
Ya da psikiyatirle ya da Marco Ruiz'le 23. ceset, hatta benimle ilgisi ne var?
Ou le psy ou Marco Ruiz, ou le cadavre 23, ou même moi?
1986'da Damascus'taki Amerikan Elçiliği'ne yapılan saldırıyı hatırlıyor musun? 1997'de Cezayir'deki Fransız konsolosluğundan 6 yabancı uyruklu insan kaçırılmııştı daha sonra. Bir de 2002'de Bangkok'taki Krungthai Bankasının soygunu var.
Souvenez-vous de l'attaque à l'ambassade américaine à Damas, en 1986, de l'enlèvement de six ressortissants étrangers au Consulat de France en Algérie en 97, ou de l'attaque de la Banque Krungthai à Bangkok en 2002?
- Ne diyorsun orada da bir adamları mı var?
Tu crois qu'il a un double à la NSA?
- Londra'da olduğuna dair ne kanıtın var?
Quelle preuve avez-vous qu'il est à Londres?
Ayrıca kalçama söyleme ama fırında da brie var.
Et ne le dis pas à mes hanches, mais j'en ai encore au brie.
Yeni nesil antipsikotikler var, onları da kullanmıyorsun.
Il y a d'autres générations d'antipsychotiques mais vous ne les prendriez pas, non plus.
Breeland isminin katlanabileceği skandalların da bir sınırı var.
Juste à temps... Il y a tant de scandales que le nom des Breeland ne devrait avoir à endurer.
Ve kimse bir yerlerini birisinin fermuarına sıkıştırmadı, bu da var.
Et personne ne s'est coincé une partie du corps dans les vêtements de quelqu'un.
İçeriden bir sürü adamın var, nasıl olur da bundan haberin olmaz?
Tu es celui avec les fichus contacts! Pourquoi tu ne sais rien à ce sujet?
Kârı da var zararı da ama böyle yapmış olmasaydım karşında olmazdım.
à ‡ a a ses hauts et ses bas, mais je ne me tiendrais pas ici devant vous si je ne l'avais pas fait.
Daha da öte var olmazdın.
On ne pouvait pas exister plus.
- Da Lisi'de gizli bir hain var. - Ne dedin?
- Le Temple compte un traître.
Sen kıskanç pappy edildi, kendini bir uğur var , kendiniz için onu istedim ya da, onu ilk vardı ve o iddia o seçim olamazdı.
Tu étais jaloux que papa ait une jolie femme, tu la voulais pour toi, ou, tu l'as eu en premier et elle prétendait qu'elle ne pouvait pas choisir.
Tam tadını çıkaramadık çünkü kendimizi dışarıda kaplan var diye korkutuyorduk.
On ne pouvait complètement savourer parce que nous étions * * * * * effrayé à cause du fait qu'il y avait un tigre.
Eee, veracruz'da taze deniz yemeklerinden başka ne var?
Alors, qu'y a t'il d'autre à Veracruz, à part des fruits de mer frais?
Ya da yardıma ihtiyacı var ve bana ulaşamıyor.
Ou alors il a besoin d'aide et ne peut pas me joindre.
Ne kadar da şanslıyım, bunu öğrenmek için oldukça az zamanım var. Ben de bu arada senden intikam almanın bir yolunu bulacağım.
Heureusement pour moi, j'ai un peu de temps avant de le découvrir, et en attendant, je trouverai un moyen de te rendre la pareille.
Ne kadar da demokratik bir yapın var öyle.
Comme c'est délicieusement démocratique de ta part.
Yukarıda, parçası olabileceğin koca bir dünya var.
Il y a tout un monde là-haut et tu ne peux pas en faire partie.
Sizin inanmanız ne kadar zor olursa olsun maddi çıkarlar gütmeyen insanlar da var bu dünyada.
Et aussi difficile à croire pour vous, Certaines personnes ne sont pas motivées que par l'aspect financier
Haritamız var. Bunu çözmek için ihtiyacımız olan her ipucuna da sahibiz.
On a une carte et tous les indices pour ne pas échouer.
- O da ne? - Ne? Kulağının arkasında bir şey var.
C'est quoi, derrière ton oreille?
Tamam. Bakalım elinizde neler var belki burda da kullanabiliriz.
OK, pourquoi vous ne me montrez pas ce que l'on a et regardons comment on peut l'utiliser?
Dr. Leonard'da bir şeyler var, Hoşlanmadım.
Quelque chose ne va pas chez le Dr Leonard, je ne l'aime pas.
Nedenini bilmiyorum ama çok sayıda hızlı koşanlardan var.
Les titans sont arrivés en masse! Je ne sais pas pourquoi!
İtibarım bir tarafa, işbirliği yapmayan tek adam var ve o da Parsa ile herhangi bir iletişimi olduğunu bildiğimiz tek kişi.
Sans compter sur ma réputation, il n'y a qu'une seule personne qui ne coopère pas, et il est le seul que nous connaissons qui ait eu un contact direct avec Parsa.
- Bu da ne? - Bir şikâyet var.
- On a une plainte.
Bir düşmanın var Joanna ve sen ve kızların ölene kadar da durmayacaklar.
Tu as des ennemis, Joanna, et ils ne s'arrêteront pas avant que toi et tes filles ne soyez mortes.
Soru şu ki, Teddy Winters'da ne hissesi var?
La question est : quel genre de holding gère Teddy Winters?
Eğer gerçek aşka sahipseniz bir kalede ya da bir çiftlikte yaşamanızın ne farkı var?
Si on s'aime, on peut habiter un château ou une ferme.
Bunun içinde kimyasallar ya da spermler mi ne var.
Ce truc contient des produits chimiques ou du sperme ou autre chose.
Ne kadar da mükemmel bir kocam var, George Zimmerman?
Comment j'ai eu un mari si parfait, George Zimmerman?
Ne kadar da mükemmel bir karım var?
Et comment j'ai eu une femme si parfaite?
Boğazında bir boru var. Bu yüzden konuşamazsın ama başını "evet" ya da "hayır" anlamında sallayabilirsin.
Il y a un tube dans votre cou, vous ne pouvez pas parler, mais vous pouvez hocher de la tête "oui" ou "non".
Tamam burası çok da güvenli değil ama genelde zararsız uyuşturucu bağımlıları var.
Écoute, je sais que ce n'est pas le quartier le plus sûr, mais ce ne sont que des drogués inoffensifs.
Siz ne istediğimi yapmama izin verin, 40 $ da bende aslında o kadar var zaten, sizin olsun.
Laissez moi faire ce que je veux, et les 40 dollars... C'est la somme que j'ai en réalité... sont à vous.
Sekiz ya da belki de yalnızca altı katlı olur. Çünkü ne kadar kat izni var, bilmiyorum. Çok sayıda engeli aşmak zorunda kaldım herhangi bir şeyi
Eh bien, c'est huit, peut-être bien six, on ne sait pas jusqu'où on pourra aller, parce qu'il faut faire des pieds et des mains pour que quelque chose soit accepté à Berkeley.
Kardeşim, 160 küsür yıllık kardeşim kız arkadaşımı çalmış. Kız arkadaşım da buna göz yummuş. Şimdi bana söyler misin, iyi olmanın ne faydası var?
Mon frère qui est mon frère depuis 160 longues années, m'a piqué ma petite amie, et elle l'a laissé faire, donc dis-moi quel est l'intérêt d'être bon?
Ne var da ispiyonladın?
- Génial. Pourquoi tu baves?
Farkettiğin gibi şehir nasıl da değişmeye başladı ya da bu adamın nesi var böyle diye merak ediyorsun.
Comme réaliser à quel point la ville commence à changer, ou me demander qu'es ce qui ne vas pas avec cette personne.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]