English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ D ] / Dediniz ki

Dediniz ki translate French

124 parallel translation
Romero benim için son müziğini çaldı. - Ama dediniz ki...
Il ne travaille plus ici.
J. Palmer Cass dediniz ki Scrub White ile ufak bir tartışma yaşamışsınız.
J. Palmer Cass, vous dites vous être fâché avec M. White.
Dediniz ki, "Parry, bu gece gelip arabayı almana gerek yok."
"Parry, inutile de venir prendre la voiture ce soir."
Ama dediniz ki, "Köşenin hemen yanında sigara satan ufak bir dükkân var."
Alors comment connaissiez-vous ce tabac?
Telefonda dediniz ki, Johnny'i aramak için birini göndermişler.
Vous avez dit au téléphone qu'ils ont envoyé quelqu'un chercher Johnny. Ils cherchent où?
- Biz misafiriz. - Ama dediniz ki...
Nous sommes clients...
Bayan Caighn, bir süre önce dediniz ki...
Mlle Caighn, vous avez dit, antérieurement...
- Dediniz ki...
- Vous avez...
- Kaptan, bana dediniz ki... - Ne dediğimi boş ver. Sana söylüyorum.
Peu importe ce que j'ai dit!
Bayan Cross, dün jüriye dediniz ki :
Je n'ai plus de questions. - Pas de questions.
- Ama dediniz ki - Sorun değil Hemşire.
- Mais vous avez dit...
- Dediniz ki... - Ne dediğimi boş verin.
- Peu importe ce que j'ai dit.
Ne dediniz ki?
Qu'avez-vous dit?
Fakat siz dediniz ki...
Mais, vous disiez pourtant...
- Ama demiştiniz ki.... siz dediniz ki....
- Mais vous avez dit que peut -  tre...
Dün gece, size teyp kayıt cihazını sorduğumda, dediniz ki...
Hier, quand je vous ai demandé pour le magnétophone, vous avez dit...
Ve dediniz ki, bu başarısızlıklarımdan biri olarak kalması gereken bir cinayet.
Comme vous l'avez dit, ce meurtre est un échec pour vous.
Neden? Ne dediniz ki, Bay Mulvaney?
Qu'est-ce que vous avez dit?
- Dediniz ki bu odadaki biri... cinayet hakkında sÖylediğinden fazlasını biliyor.
Vous avez dit qu'il y avait quelqu'un dans cette pièce, qui en savait plus sur le meurtre qu'il ne le prétendait.
Cuma günkü New York Times gazetesinde, dediniz ki Japonlar...
Dans le New York Times de vendredi, vous dites que les Japonais...
Ama, albay, siz, kendiniz dediniz ki.....
Mais vous avez signé le...
Dediniz ki, reverans...
Faire une révérence?
- Dediniz ki... - Sizin onunla konuştuğunuzu duydular.
Vous avez fait semblant.
Şey, tam değil, efendim. Size sorduğumda, dediniz ki, "bildiğiniz kadarıyla yoktu," çünkü burada değildiniz.
Mais vous m'avez dit aussi que vous étiez sorti.
Dediniz ki "İşi bitir ki araba alasın."
Tu m'as dit : "Conclus et tu auras la voiture."
Bay Peck hadi, dediniz ki, Bay...
M. Peck, vous avez dit...
Ve şarabı bulamadığında ona dediniz ki...
Elle n'en a pas trouvé et vous avez dit...
- Saat hakkında. Dediniz ki?
Et ta montre?
Evet, ama dediniz ki, bu herifleri siz tutmuşsunuz.
Mais vous les avez engagés.
Daha önce dediniz ki kimse konuşmadı.
Vous avez dit... qu'ils ne parlaient pas.
Dediniz ki Charo Aşk Gemisi'nde 12 kere rol almasına karşın Kaptan ve Tenille'li bölümde daha çok beğenildi.
Que Charo a fait 12 fois "La croisière s'amuse", mais le public préfère Captain et Tenile.
- Ama siz kendiniz dediniz ki tehlike...
- Mais tu m'avais donné l'ordre de...
Dediniz ki :
Vous aviez dit...
Neden öyle dediniz ki?
Pourquoi tu dis ça?
Dediniz ki...
Vous me dites que meme...
Ama dediniz ki...
- Vous aviez dit...
Dediniz ki "Louis'yi çok özlüyorum." Böyle, iç çekerek...
Vous étiez assez émue. Vous avez dit : "Louis me manque", comme ça...
- Afedersiniz. Dediniz ki...
- Excusez-moi.
Bana söylediniz ya. Dediniz ki 5 dolar...
Je te dois combien?
Karşı karşıya duran iki kişinin istatiksel açıdan ölme olasılığı yok. Ama aradığımız ölüm nedeni bu değil. Çünkü siz dediniz ki...
Les probabilités que ça arrive sont extrêmement faibles mais on n'a pas découvert l'arme du crime pour cela.
Bana dediniz ki, sistem hakkında konuşmamalıyım.
Vous m'avez dit de ne pas le faire.
- Az önce bana dediniz ki...
- Vous avez dit...
Albay Plummer, şu çok etkileyici konuşmanızda ki, bu konuşmayı eminim 50 kez yapmışsınızdır "Bizim çocuklardan bazıları, ara sıra çizgiyi aşabilir." dediniz.
Colonel, dans votre discours éloquent, que vous faites sûrement pour la 50e fois, vous dites qu'il arrive que nos hommes fassent quelques écarts.
- Ne dediniz? - Dedim ki...
Que dites-vous?
Ne kadar yazık. Ama siz ilk başta dediniz ki...
Même si c'était vrai, il serait interdit de le divulguer.
- Ama dediniz ki- -
- Vous vouliez...
- Siz de "kim istemez ki", dediniz.
"Qui ne voudrait pas?" Regardez Van Doren...
- Ama dediniz ki...
- Mais vous avez dit...
İki kez mi? Hayır, hayır. Bana gelip, mutlu Noeller dediniz ve biraz para verdiniz, ki bu çok ince bir davranıştı sonra gittiniz.
Non, vous êtes venu me voir et vous m'avez dit "Joyeux Noël", et vous m'avez aimablement donné de l'argent
Ne kadar sürdüğünü bilemem Ajan Doggett. Sadece onu izleyin ki kaçmasın dediniz.
Je sais seulement que vous aviez donné ordre de le surveiller.
Sanıyordum ki, Siz dediniz, ben o ibneye müdahale edeyim.
Je croyais que vous vouliez lui foutre la peur de sa vie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]