English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Gördüğüm kadarıyla

Gördüğüm kadarıyla translate French

1,312 parallel translation
Gördüğüm kadarıyla parayı yanınızda getirmediniz.
Vous n'avez pas l'argent sur vous.
Gördüğüm kadarıyla sen iştesin, golftesin, bunu seviyorsun.
Oui, parce que moi, tout ce que je vois, c'est que tu es au travail, ou à des matchs de foot et que tu aimes le golf.
Ama gördüğüm kadarıyla bunun çaresine bakmışsın. - Evet.
Je vois que tu as arrangé ça.
- Gördüğüm kadarıyla yok.
- Pas à 1 ère vue.
Gerçi gördüğüm kadarıyla, çok barışçıl bir yerde kalmıyorsun, değil mi?
Bien que d'après ce que je vois, tu n'as pas vraiment la paix, hein?
Pekala, gördüğüm kadarıyla iki seçeneğiniz var.
Bon, d'après moi, on a seulement deux choix :
Buradan gördüğüm kadarıyla, bana teşekkür edecekler.
Ils me remercieront.
Gördüğüm kadarıyla fiziksel olarak iyi.
- Physiquement, tout va bien.
lazerle çizen bir çizgiye inanıyorsun gördüğüm kadarıyla
Je crois que l'on dessine cette ligne avec une tronçonneuse laser.
Ve bugün gördüğüm kadarıyla bayağa vahşi. Kendini ve diğerlerini düşünmeden tereddütsüz fünyeyi ateşeleyecek nitelikte.
Le genre à enflammer une situation déjà explosive, et un vrai danger, pour lui-même, comme pour les autres.
Gördüğüm kadarıyla emniyet kemerin var.
- Tu as un harnais? - Oui.
Ve gördüğüm kadarıyla stüdyodan ayrıldığına dair hiçbir kanıt yok.
Et après tout ce que j'ai vu, il n'y a aucune preuve qu'elle ait jamais quitté le studio
Gördüğüm kadarıyla birisi doğum günü partisi yapmış.
Il y a quelqu'un qui a eu une sacrée fête d'anniversaire.
Gördüğüm kadarıyla Tokugawa Shogunate öldü.
Le Shogunat de Tokugawa n'est plus.
Ajan Doggett... şunu söylemeliyim ki dosyanızı incelerken gördüğüm kadarıyla... sizin gibi ülkesi için görevlerinde böyle seçkin bir... sicili olan bir adamla konuşmak... gerçekten bir onur.
J'ai parcouru votre dossier. J'ai parcouru votre dossier. C'est un honneur de parler à un homme qui a aussi bien servi son pays.
Gördüğüm kadarıyla ona karşı... bir şeyler hissediyor.
Elle est attachée à lui, me semble-t-il.
- Gördüğüm kadarıyla.
- Apparemment.
Jack, gördüğüm kadarıyla, seni gerçekten seviyor ve uğraşıyor.
Jack, d'après ce que j'ai vu, elle t'aime. Elle a envie que tout s'arrange.
Gördüğüm kadarıyla burada kimse bulmaca çözmüyor.
Tout le monde semble très occupé.
Gördüğüm kadarıyla hiç bir şey yok.
Apparemment il n'y a rien.
Gördüğüm kadarıyla incinme muhtemelen patlama öncesinde olmuş.
Cette fracture lui a été faite bien avant.
Gördüğüm kadarıyla birşeyleri kutluyorsunuz.
On dirait que vous fêtez quelque chose.
Evet, bu bizim için gerçekten işe yaramış gördüğüm kadarıyla.
Oui, et regardez ce que ça a donné.
Gördüğüm kadarıyla bir derdi yok.
On dirait.
Gördüğüm kadarıyla daha iyisin.
- Oh, je vois que vous allez mieux!
Gördüğüm kadarıyla henüz ambulansların park yerini açmamışlar.
Ils n'ont pas déblayé la cour.
Gördüğüm kadarıyla buradaki çok kişiden daha zekisin.
- Tu es venu le mauvais jour. D'après ce que je peux voir, tu es bien plus intelligente que les gens ici.
- Gördüğüm kadarıyla yok.
Aucune que je puisse détecter.
Gördüğüm kadarıyla, fazla bir seçeneğin yok.
Monsieur... D'après moi, vous n'avez pas beaucoup le choix.
Gördüğüm kadarıyla bunu yapmak pek zor olmadı.
Apparemment, ce n'est pas difficile.
Gördüğüm kadarıyla kötü bir hayata mahkûm olmuşsunuz ve bu boktan gezegende iyi birine rastlamamışsınız.
D'après ce que j'ai vu, on vous a filé la vie la plus pourrie qu'un être humain puisse avoir dans cet univers de merde.
Gördüğüm kadarıyla eviniz böcek istilasına uğramış.
C'est table ouverte pour les termites avec cocktail de bienvenue offert.
- Güvenlik buralarda biraz sıkı, gördüğüm kadarıyla.
- C'est du sérieux, la sécurité.
Gördüğüm kadarıyla oldukça ilkeller.
Ils ont l'air assez primitifs.
- Ceketinde kan var mıydı? - Gördüğüm kadarıyla hayır.
- Il avait du sang sur son blouson?
Detayları vermedi ama ama gördüğüm kadarıyla açıklama bu.
Ils donnent pas de détails, mais la description correspond.
Çünkü gördüğüm kadarıyla kadınların yanında biraz sinirli oluyorsun.
Je sens que les femmes t'intimident. Pas vrai?
Gördüğüm kadarıyla, sen çok sadık bir arkadaşsın, Gordon.
La manière dont je la vois, tu es a bon ami fidèle, Gordon.
Gördüğüm kadarıyla, onun duyguları yok. Öfke dışında.
D'après ce que j'ai vu, plus rien... à part de la colère.
Ama gördüğüm kadarıyla gökyüzü çok açık.
Mais de là où je me trouve le ciel est clair.
Ve de dürbünle gördüğüm kadarıyla ciddi bir sis tabakası geliyor.
Et je vois quelque chose sur l'écran radar... qui ressemble à un banc de brouillard.
Bundan emin misiniz, çünkü tanıştığımız zaman gördüğüm kadarıyla...
Vous êtes certain de ce que vous avancez? Sa correspondance semblait...
çünkü gördüğüm kadarıyla senin adamın seni arkadan bıçaklıyor.
Parce que je vois ton mec nettoyer notre table.
-... ve bir de motorsikletli bir grup gördüğüm kadarıyla.
- Beau boulot.
Gördüğüm kadarıyla uzay gemisi motorları hakkında bir iki şey biliyorsunuz.
Je vois... Vous avez quelques notions d'ingénierie aérostellaire.
Gördüğüm kadarıyla, bir şeye alışılmamış demek... sadece gerçek açıklamanın önlenmesinin bir yolu.
Après tout ce que vous avez vu, que pensez-vous du terme "paranormal"? Qualifier quelque chose de paranormal est un moyen d'éviter une explication.
- Gördüğüm kadarıyla hayır.
Le père est en arrêt depuis 1 mn.
Gördüğüm kadarıyla bütün aktivitelere katılmışsınız.
Vous avez un emploi du temps chargé.
- Gördüğüm kadarıyla.
Pas à ce que j'ai vu.
Gördüğüm kadarıyla kendine iyi bakmışsın.
Je vois que t'as la belle vie.
Gördüğüm kadarıyla kalçaların hala güzel.
Je vois que t'as toujours un chouette cul.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]